Ümit-Cem Boyner, 45 yıllık aile şirketi olan İtalyan markası Etro’nun ortakları Veronica ve Kean Etro’yu İstanbul’da ağırladı. Peki Etro Kardeşler, İstanbul’u nasıl buldu?
“Nereye baksam uluslararası markalar görüyorum, bir tek Çukurcuma değişik. İstanbul’da daha yerel şeyler görebileceğim bir yer yok mu?” diye soruyor Etro’nun kadın koleksiyonlarını hazırlayan Veronica Etro. Etro, 45 yıllık bir aile şirketi. Ortaklardan Veronica ve Kean Etro için Ümit-Cem Boyner’in evinde verilen yemekteyim.
Doğrusu Veronica Etro’ya ne cevap vereceğimizi şaşırıyoruz. Neyse ki, sonraki günkü programında Kapalıçarşı gezisi olduğunu öğreniyoruz. Kapalıçarşı’daki şahane kumaşlardan “Etro gibi desenleriyle ünlü bir İtalyan markasının yöneticisi nasılsa etkilenir” diyoruz. Globalleşme sağolsun, Kapalıçarşı ve tarihi yerler dışında bütün dünyayı gezen yabancı bir turisti etkileyebileceğimiz yerel malzeme her geçen gün daha da azalıyor.
Küçükken gelmiş
Veronica, Etro’yu yöneten dört kardeşten biri. Markayı kuran babası Gimmo Etro’yla 12 yaşındayken Türkiye’ye tatile gelmiş. Mavi yolculuk yapmışlar. “Küçüktüm ama yine de çok güzel olduğunu hatırlıyorum” diyor. Markanın erkek koleksiyonundan sorumlu abisi Kean Etro’ysa Türk arkadaşları sayesinde Türkiye’yi daha yakından tanıyor.
Satışlar yüzde 50 artmış
Şimdi biz de Etro’yu tanıyalım. Şal desenleriyle ünlü bir İtalyan markası. Modayla ilgilenenlerin yakından bildiği, bilmeyenlerin de Kemal Kılıçdaroğlu’nun gömleğiyle tanıdığı bir marka. Beymen Mağazalar Müdürü Ayten Danışman’dan öğreniyorum, ‘Türkiye’de en çok satan markalardan biri Etro’. Özellikle erkek koleksiyonu çok tercih ediliyor. Geçen yıldan bu yıla Türkiye’deki satışlarında yüzde 50 artış olmuş. Bunun en büyük nedeni de markanın gençleşmesi, moda ve trendlere daha çok yaklaşması deniliyor. Ayrıca son üç yılda kadın koleksiyonu da çok ön plana çıkmış. Bunun nedeni de kadın koleksiyonunu son yıllarda Veronica Etro’nun tasarlaması. Markanın hep aynı desenmiş hissini yaratan bir DNA’sı var, aynı deseni tekrarlamadan sürekli yeni koleksiyon hazırlamak, başlı başına zor.
Ümit Boyner, TÜSİAD Başkanlığı’ndan sonra modayla daha eğlenceli bir sektöre dönüş yaptığından mı bilmem, çok iyi görünüyor. Bu kadar hummalı çalışmaya, şaşırıyorum. “Stres zinde tutuyor insanı” diyor, gülüyoruz. Gecenin en çok konuşulan konularından biri de Zorlu Center’da açılacak Beymen. Beymen Genel Müdürü Elif Çapçı, “Zorlu Center’da en büyük mağazamız olacak, şu anda en büyük mağaza, Kahire’deki” diyor.
Söylentiler asılsız
Zorlu açılınca Akmerkez etkilenir mi diye düşünmüşler ama oranın kendine has ayrı müşteri kitlesi olduğuna karar vermişler. İyi haber, “Akmerkez Beymen kapanıyor” söylentileri, tamamen asılsız.
Kanlıca’da gecenin ilerleyen saatlerinde köprü gökkuşağı renklerine bürünüyor. Cem Boyner, Veronica Etro’ya yanardöner ışıkları gösteriyor. Bakarsınız, bir türlü alışamadığımız ışıklar, Etro’ya ilham olur.
BALİ PRENSESİ’Nİ ALAÇATI’YA GETİREN FESTİVAL
Dünyanın bir ucundan, ta Bali’den kalktı, iki gün için Alaçatı’ya geldi. Sırf ‘Fly Me Alaçatı Kite Fest’e, Türkçesiyle ‘Alaçatı Uçurtma Festivali’ne katılmak için. Bali Kraliyet Ailesi Prensesi Helmi Ginanti’den bahsediyorum. Prenses, eşi Ida Bagus Ugrasena’yla farklı ülkelerde düzenlenen uçurtma festivallerine katılıyor. Geleneksel Hindu kıyafetleri ve Balili tanrılar, kuşlar ve ejderhalardan oluşan dikkat çekici uçurtmalarıyla. Her rüzgara göre bir uçurtması var. Bütün uçurtmalarını yanında getiriyor, hangisini uçuracağına son anda karar veriyor. Uçurtma festivallerini çok önemsiyor. Çünkü bundan 3000 yıl önce ilk uçurtmanın Endonezya’da uçurulduğuna dair bir rivayet var. Hindu inanışlarına göre uçurtmayla Tanrı’ya sesleniyorlar. Endonezya’da uçurtmalar işte bu yüzden kültürün bir parçası kabul ediliyor. Batılılar huzur uğruna akın akın Bali’ye giderken Bali Prensesi, huzuru uçurtmada bulmuş. Org Sports’un düzenlediği uçurtma festivali bugün ve yarın Alaçatı’da. Gökyüzünde rengarenk uçurtmalarla çocukluğunuza dönmek ve eğlenceli bir gün geçirmek istiyorsanız ve tabii yakınlardaydanız hemen Alaçatı’ya koşun
