THY’nin İstanbul-Valencia uçuşuyla 3.5 saatte yaza kavuştum. İşte Valencia’da gezip gördüklerim...
Doğrudan uçuş var mı? Tatil planı yaparken en önemli sorulardan biri budur. Hatta bazen sadece doğrudan uçuş olduğu için dönüp dolaşıp yine aynı şehirlere gidilir. Sırf aktarmayla zaman kaybedilmesin, yorgunluk olmasın diye. THY doğrudan uçuşlara sürekli bir yenisini daha ekliyor. Şimdi İstanbul- Valencia uçuşunun açılışındayım. İlk defa bir uçuş açılışına gidiyorum. Kırmızı halılar seriliyor uçaktan inerken, kurdeleler kesiliyor. Kısa bir toplantı yapılıyor. İspanyol basınının Türkiye’ye ve THY’ye ilgisi görülmeye değer. Bunda eminim Valencia’da oynayan Mehmet Topal’ın da etkisi vardır.
Uçuş 3.5 saat sürüyor. Hava 25 derece. Birden yaza gelmiş gibi oluyorum. Deniz kenarında Las Arenas diye bir otelde kalıyoruz. Önümüz tamamen plaj. Hatta Lonely Planet tarafından dünyanın en iyi şehir plajlarından seçilmiş. Burada kumdan kaleler yaparak stres atan çok. Hatta kumdan Hindu tapınağı yapan bile var. Nasıl bir emek anlatamam. İşin ilginci çocuklar da dahil kimse bozmuyor bu eserleri.
Valencia biraz İzmir’i hatırlatıyor. Sahilde yürüyüşten sonra America’s Cup’ın merkezine gidiyoruz. America’s Cup, dünyanın en önemli yelken yarışlarından. Burada her yelken takımının ayrı evleri var. Bir yanda Alinghi, bir yanda Prada... America’s Cup’ın izinde bir katamaran turu yapıyoruz.
Siesta farkı
Akşam yemeği için La Lola diye bir restorana gidiliyor. Ünlü bir flamenkocu olan Lola Florez’e ithaf edilmiş bir yer burası. Her yerde Lola’dan izler var. Restoranın şefi Türk çıkıyor. Türkler gerçekten her yerde. Füzyon yemekleri bize İzmirli şef hazırlıyor. Yemekten sonra flamenko şov başlıyor. Bu arada dansçı bir çocuk var, ayakları o kadar hızlı ki izlemeye bile yetişemiyorsunuz. Müthiş bir şov ama uyku saatim geliyor. İspanyollar akşam yemeklerini saat 22.00’den önce yemedikleri için yemekten çok geç kalkıyorlar, geç yatıyorlar, gece kulübüne saat 02.00’den önce gitmiyorlar. Tabii gündüz 14.00-16.00 arası siesta yaptıkları için onlar geceye hazır oluyor. Siesta yapmadan bu tempoya dayanmak kolay değil.
Eskişehir daha güzel
Ertesi gün küçük bir Valencia turu yapıyoruz. Yeni şehri de eski şehri de geziyoruz. Eski şehir bana daha güzel geliyor. Bir seramik müzesi var. Binada öyle bir işçilik var ki, mücevher gibi. Burada Picasso’nun seramiklerinden de örnekler sergileniyor.
Sonra Lonca’ya gidiyoruz. Eskiden ipek ve kadife alım satımı yapılan bir yer. UNESCO kültür mirasları listesinde. Binadaki her taş farklı boyutta. Mimar bir merdiven yapmış, çift taraflı. Hangi odaya hangi merdivenden çıkılacağını bilmiyorsanız gidemiyorsunuz. Ayrıca aynı anda merdivenden çıkıyor olsanız bile karşılaşmayabiliyorsunuz. Mimari olarak gerçekten çok enteresan. Bir de işinizi yaparken dürüst olun diye mesajlar var duvarlarda, şeytanlarla şeytana uymayın deniyor. Ayrıca binanın sponsorlarının resmi de var. Demek ki o zaman da sponsorlar imzalarını görmek istiyormuş. Çok şey değişmemiş.
Valencia izlenimleri çarşamba devam edecek.
BEREN SAAT FANLARINA
‘Beren Saat sinema filmi çekimleri nedeniyle Ürgüp’te bulunması gerektiğinden TOG’un düzenlediği yardım yemeğine katılamamıştır. Bu durum TOG ekibine 25 Mart günü haber verilmiştir’ diye ekipten açıklama geldi.
Film çekiminin önemli olduğu konusunda hemfikiriz. Ama ortada üç ay önce verilmiş bir yardım sözü var. Organizasyona sayılı gün kala katılamayacağını bildirmek, sebep ne olursa olsun hoş değil. Beren Saat fanlarının da dediği gibi yardım projelerine son derece duyarlı olan Beren eminim TOG’a başka bir projeyle destek olur.