Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

New York’tan Londra’ya geçiyoruz. ‘100% London’daki tek Türk firmasından, Fransız tasarımcının ‘Haliç’ adlı ses heykellerine ve sonra da İstanbul Tasarım Haftası’na uzanıyoruz

VE TASARIMI KEŞFETTiK

Erden Timur

‘100% Design London’ bir nev-i Londra Tasarım Haftası. Earls Court’ta çok özelliği olmayan bir fuar alanı. Bizim İstanbul Tasarım Haftası’nın eski Galata Köprüsü’nde yapıldığını düşününce bize her yer sıradan geliyor. İçeri girince bir stand dikkatimi çekiyor. Dev müzik aletleri var, ama tam olarak ne oldukları anlaşılmıyor. Altın boruların her yanından farklı bir ses geliyor. Bir de bakıyorum karşımda Nef yazıyor.

Haberin Devamı

En iyilerle çalışıyor
Nef, bir Türk inşaat firması. Genç bir patronu var, Erden Timur. Bir inşaat firması tarafından ailesinin işleri yarım bırakılınca üniversiteyi bitirir bitirmez mecburen bu işe girmiş ve sevmiş. Şimdi hedefi tasarımlarıyla dikkat çeken binalar yapmak ve dünya çapında olmak.
Katlanan evler projesini geliştirdi, Autoban Mimarlık’a ilk bina projesini verdi, Kağıthane’deki projelerinden birini Burj Khalifa ve İkiz Kuleleri yapan SOM şirketine teslim etti. Şimdi dünyanın en önemli mimarlık firmalarından Foster and Partners ile çalışıyor. Norman Foster’ın kurduğu şirket şu anda Pekin Havaalanı ve Virgin Atlantic’in uzay üssü gibi projelerde de çalışıyor.

Ses heykeli nedir?
Ayrıca Erden Timur, Sebastien Leon Agneessens adlı Fransız bir tasarımcıyla da çalışıyor. Aynı zamanda müzisyen olan tasarımcı Centre Pompidou’nun dışındaki borulardan ve Haliç’ten esinlenerek bu fuarda gördüğümüz ses heykellerini yaratmış. Binanın boru sistemini müzikal bir enstrüman olarak kullanmış. Adını da ‘Golden Horn’ koymuş. Herkes burada durup fotoğraf çekiyor. Bir Türk inşaat firmasının tasarımı bu kadar önemsemesi bir ilk. Umarım devamı gelir.

LONDRA TASARIM HAFTASINA NE OLMUŞ?

Gelelim ‘100% London’un geneline... Artık çok yaratıcı işler görmeye alışık olduğumuz için mi, hiçbir şey bizi şaşırtmadığı için mi, yoksa gerçekten fuarın geneli kötü olduğu için mi bilmiyorum, büyük hayal kırıklığı. Bir yanda parkeciler, bir yanda duşakabinciler, zannedersiniz bir yapı malzemeleri fuarındayız. Tamam fuarın malzemeler bölümü de var, ama geri kalanında da öyle pek etkileyici bir şey yok.
Fuarı gezerken Autoban ekibiyle kaşılaşıyorum, Seyhan Özdemir, Sefer Çağlar ve Efe Aydar ile. “Ben mi yanılıyorum acaba, bir şey mi kaçırdım?” diye Autoban’cılara soruyorum ama onlar da aynı şeyleri söylüyor.

Haberin Devamı

İSTANBUL TASARIM HAFTASI BAŞLIYOR

Londra’daki tasarım haftasından İstanbul Tasarım Haftası’na geçiyoruz. Dün açılışı yapıldı, bugün resmen başlıyor, her zamanki gibi eski Galata Köprüsü’nde. Londra’dakinden daha iyi olacağına eminim. Bkz. “İstanbul Bienali için Venedik Bienali’nden daha başarılı” diyor yabancı basın. Elle Decor’un ‘Barbarbook’ sergisini merak ediyorum. Derin’in son çalışmalarını da. Cuma akşamı Studio Juju’nun ortaklarının konuşmasını da. W ve Gaia & Gino’nun düzenlediği Genç Tasarımcılar Yarışması’nın ilk 3’e giren tasarımlarını da.
Ayrıca cuma gecesi W Lounge’da İstanbul Tasarım Haftası şerefine bir parti düzenleniyor.
Anlayamadığım tek bir şey var, ‘İstanbul Design Week’ davetiyesinin altında neden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın imzası var? Böyle bir etkinliği bürokrasiye bağlamaya ne gerek var? Belediye bunca işi arasında İstanbul Tasarım Haftası’yla ilgileneceğine dDf ya da Tasarımcılar Derneği etkinliğe sahip çıksa daha kolay olmaz mı?