Facebook ve Twitter’dan sonra bir sosyal ağ daha hızla hayatımıza giriyor. Adı: Pinterest. Amerikan Ordusu bile onu resmi olarak kullanmaya başladı, bakalım biz ne zaman keşfedeceğiz?
Kalabalık bir akşam yemeğindeyiz. Herkes birbirini uzun zamandır görmüyor. Sohbet koyu, ama yine de herkesin eli sürekli telefona gidiyor. Twitter takip edilecek, birilerine laf yetiştirilecek. Facebook’ta kim neler yapmış, bakılacak.
Her şey şu FOMO yüzünden oluyor. ‘Fear of missing out’un kısaltması FOMO. Türkçesi sürekli bir şeyleri kaçırmaktan, geri kalmaktan korkmak. Bu korku yüzünden sürekli takipteyiz. Tabii başkalarının hayatı cazip de geliyor. Merak ediyoruz, özeniyoruz, yarışıyoruz, örnek alıyoruz, eleştiriyoruz. Bize sonsuz malzeme veriyor.
Masadakilerden biri “Yalnız yaşamanın getirdiği bir şey bu” diyor. “Twitter, televizyon seyretmek gibi, ama daha eğlenceli. Üstelik televizyon gibi tepkisiz de değil, anında karşındakinden tepki alıyorsun.”
Cep telefonuyla, bilgisayarla az çok arası olan herkes aynı durumda. Şimdi Facebook, Twitter yetmezmiş gibi yeni bir sosyal medya ağı daha var, Pinterest.
Sırrı ne?
Yoksa siz hâlâ Pinterest’ten haberdar değil misiniz? Henüz ‘O da nedir?’ aşamasında olabilirsiniz, ama çok yakında Pinterest’e üye olmamak Facebook’a üye olmamakla eş görülebilir.
Pinterest, bir fotoğraf paylaşma sitesi aslında. Beğendiğiniz şeyleri kendi tahtanıza zımbalıyorsunuz. Bir yemek fotoğrafı ve tarifi ya da bir kıyafet de olabilir. Sizinle aynı zevkte olan başka insanlarla da sitede tanışabiliyorsunuz.
Diğer ağlardan farkı burada kendi kendinizi değil, beğendiklerinizi ön plana çıkarıyorsunuz. Zaten Pinterest’in sırrı da bu diyorlar. Çünkü artık hepimiz herkesin kendi kendini övmesinden, ya da ‘140 karakterle nasıl daha zeki ve esprili görünürüm?’ diye çalışmasından bıktık. Şimdi insanların değil, beğenilenlerin öne çıkarılması işte bu yüzden cazip geliyor.
Facebook’un kurucusu da üye
Pinterest, şimdiye kadar ayda 10 milyon ziyaretçiye en hızlı ulaşmış sosyal ağ. Birkaç gün önce Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg de siteye üye oldu. Şimdi Zuckerberg’in gerçek hesabı mı yoksa sahte bir hesap mı olduğu tartışılıyor. Google+ başladığında Mark Zuckerberg hesabını görenler sahte sanmıştı, oysa sonradan gerçek olduğu anlaşıldı. Zuckerberg, rakip sitelere üye olarak da Facebook reklamını yapmaya devam ediyor.
Pinterest’in ilginç üyelerinden biri de Amerikan Ordusu. Amerikan Ordusu’nun Savunma Bakanlığı Pentagon’da çalışan 5 kişilik bir sosyal medya ekibi var. Sosyal medya ekibinin direktörü Juanita Chang, Mashable’a yaptığı açıklamada “Her sosyal medya platformunun farklı bir kitlesi olduğunun farkındayız. Hızla popülerite kazanan Pinterest’in de diğer sosyal platformlarda ulaşamadığımız farklı bir kitlesi olabilir” diyor. Amerikan Ordusu bile Pinterest’i bu kadar ciddiye alıyor.
Pinterest, pazarlama konusunda çığır açabilir. Bir ürünü burada tanıtarak daha çok kişiye ve tam da aranılan hedef kitleye ulaşmak da mümkün. İşte bu yüzden Pinterest hızla bir pazarlama aracına dönüşebilir ve aynı hızla tüketilebilir.
Davetle üye olunuyor
Peki gelelim asıl soruya, nasıl üye olunuyor? Davetle diyorlar, ama o işin havası. Bir üyeden epostayla davet almak da mümkün, Pinterest’in sitesine girip üyelik için eposta talep etmek de. Talebiniz alındıktan sonra birkaç gün içinde üye olabiliyorsunuz.
Pinterest’in hikayesini son derece ilginç bulsam da doğrusu kararsızım. Yeni bir sosyal medya ağına daha kavuştuğumuz için sevinmeli mi üzülmeli mi bilemiyorum.