Yıl sonu değerlendirmesi
Yeme-içme: Sağlıklı yemek modası bizi bizden aldı. Hangi sebzenin antioksidan olduğunu, hangi yemekten kaç kalori alacağımızı hepimiz öğrendik. Meze ve tapas’a ilgi arttı. Lucca, Kitchenette gibi mekânlar tapas bar hizmeti de vermeye başladı. Yabancı dizilerin de etkisiyle köpüklü şarap ve şampanyalı kokteyller daha çok tercih edildi.
Zuma, Hakkasan ve Spice Market gibi dünyaca ünlü Uzakdoğu restoranları İstanbul’da birer şube açtı. İlk haftalarda herkes yer bulmakta zorlanıyordu. 2008’in sonlarına doğru durum değişti, kriz mönüleri bile hazırlandı. Bkz. Hakkasan’ın 35 YTL’lik kriz mönüsü. İlk defa bir yerli restoran grubu (İstanbul Doors Group) yüzde 38,5 hissesini yabancı fona sattı. 40 milyon dolarlık olduğu söylenen bu satış Türkiye için bir ilk oldu. 2008’in son çeyreğinde ekonomik krizle birlikte fast food prim yaptı. En iyi iş yapanlardan biri de sokak simitçileri oldu. Başbakan bile simide talim etti.
Gece hayatI: Yıllardır Maçka’da bulunan Scotch bu senenin gözdesi oldu. Beyaz’ın çok uzun zaman önce keşfettiği pavyon/kulüp bu yıl herkesin istilâsına uğradı. Anjelique, Cahide, Reina yine çok iş yaptı. Gece hayatında yeni bir mekan arayışı bu yıl da devam etti.
Etkinlik: Rock’n Coke gibi birçok festival iptal edildi. Bu yılın en çok ses getiren festivali Altın Portakal’dı. Altın Portakal, Kevin Spacey, Mickey Rourke, Adrien Brody gibi konukları sayesinde Oscar törenleri kadar renkli geçti.
Otel: Akaretler’de W, Çırağan’da Four Seasons Bosphorus, Maçka’da Park Hyatt Maçka Palas açıldı. Hepsi de butik konseptleriyle klasik beş yıldızlı otellerden farklı. Restoranları da çok popüler.
Parti: J&B’nin Kapadokya’da verdiği parti daha uçakta başlamasıyla, Boy George’un performansıyla ve sabah balonlarda bitmesiyle yılın en iyi partisiydi. Altın Portakal’ın kapanış partisi de Kevin Spacey’nin ‘Hayaaat beni neden yoruyorsun’ şarkısını söylemesiyle unutulmazdı.
Davet: Ahu Aysal’ın ‘çocukluğumuza dönelim’ temalı doğum günü partisi çok eğlenceliydi. Sünnet kıyafetiyle gelen davetlilere bayıldık. Kostüm giymeyip de gelenleri davet kurallarına uymadıkları için ayıpladık.
Yabancılara gelince yeni James Bond filmi Bond tadı vermedi. ‘Sex and The City’nin heyecanla beklediğimiz filmi hayal kırıklığı yarattı. ‘Boleyn Kızı’ hem filmiyle hem kitabıyla uzun süre gündemde kaldı. ‘Mamma Mia’ filmi muhteşemdi. Ne yazık ki müzikali için aynı şeyi söylemek mümkün olmadı.
TV dizisi: Yerlilerden ‘Avrupa Yakası’, Şahika ve Dilber Hala
Moda: Renk renk Rayban Wayfarer gözlüklerden ve poşulardan bıktık. Püsküller, ekoseler ve payetler de benzer bir his verdi. Manolo Blahnik’in tahtını sallayan Christian Louboutin’in ne kadar moda olursa olsun dünyanın en rahatsız ayakkabıları olduğunu anladık. Her modelinde farklı numara giydiğinizi keşfedince rahatsızlığın sizden değil kendisinden kaynaklandığı görüyorsunuz.
Spor: Pilates, milli sporumuz oldu. Ebru Şallı sağolsun memlekette pilates yapmayan kalmadı. Olimpiyatlardaki başarısızlığı televizyondaki pilates programlarıyla unuttuk.
Müzik: Madonna 50. yaşını yeni albümüyle kutladı. Britney Spears artık bitti derken geri döndü. Sezen Aksu’nun Açıkhava Tiyatrosu’nda eski şarkılarını söylediği konserleri inanılmazdı. Kuruçeşme Arena’daki R.E.M konseri müthişti.
Sergi: Çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul, bu yıl daha da çok ilgi gördü. Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki Dali sergisi yoğun ilgi nedeniyle uzatıldı.
Kitap: Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi’ni çoğu kişi Orhan Pamuk’un ilk bitirebildiğim romanı diye okudu. Bazıları da roman dediğin yazın çıkar, sonbaharda çıkması hata dedi.
Teknoloji: iPhone ve Guitar Hero çılgınlığı yaşandı. Wii Fit de çok ses getirdi.
AlIŞVERİŞ MERKEZİ: Her köşede bir alışveriş merkezi açıldı. Yılın en önemli alışveriş cenneti Kurtköy’de açılan outlet, Viaport oldu. Akaretler’de açılan şık butikler de Beşiktaş’ın çehresini değiştirdi.
Gündem: 2007’de küresel ısınmaydı, 2008’de küresel ekonomik kriz. Kriz üstüne kriz...