Dot, bütün oyuncuların hayalini gerçekleştiren bir tiyatro. Kurucusu Murat Daltaban. Yeri Beyoğlu Mısır Apartmanı. Tarzı klasik değil, çok cesur. Son günlerde en çok konuşulan adamı Engin Altan Düzyatan.
Şimdi yeni bir projeleri var, Dotbilsarda. Bernaylafem’in Berna Sağlam’ı ilk anlattığında çok heyecanlandım. Kuruluşundan beri Dot’un sponsoru olan Bilsar şimdi Tepebaşı’ndaki şahane binasında Dot için bir salon açıyor.
Bilsar bir tekstil firması. Bil’s marka beyaz gömleklerine bayılıyoruz. Sahibi Selman Bilal. Gözükmeyi çok sevmiyor. Han Tümertekin, Asos’ta Selman Bilal ve kardeşi için yaptığı evle Ağa Han ödülü almasaydı kendisini basında hiç göremeyecektik. Selman Bilal’in de, Dot’un da kendilerine özgü farklı bir duruşları var. İşte bu yüzden birbirlerine çok yakışıyorlar. Tiyatrocular hep maddi imkansızlıklardan şikayet ederken Dot böyle bir sponsor bulduğu için çok şanslı.
Tiyatrocularla Han Tümertekin imzalı evde sohbet
Dotbilsarda’nın şerefine Selman Bilal’in Arnavutköy’deki muhteşem manzaralı evinde oyuncularla buluştuk. Evet, bu evi de Han Tümertekin imzalı. Zaten Han Tümertekin imzalı ev de Dotbilsarda projesi kadar konuşuldu ve bol bol gezildi. Murat Daltaban yeni projenin İngiliz yazar Mark Ravenhill’in 18 kısa oyundan oluşan büyük tiyatro oyunu ‘Vur Yağmala Yeniden’ olduğunu müjdeliyor. 8 ay sürecek oyunların sonunda Haziran 2009’da toplu bir gösterim yapmak istiyorlar. Kadroda 40 oyuncu var. Saadet Işıl Aksoy’dan Uğur Polat’a tanıdık simaları da izlemek mümkün. Yönetmen Murat Daltaban, dekor tasarımı Yeşim Bakırküre.
Dotbilsarda ‘Kayıp Cennet’ ve ‘Dün Meydana Gelen Bir Olayda...’ ile 16 Ekim’de başlıyor. Bir an önce bilet almakta fayda var.
Ayrıntılı bilgi için: www.go-dot.org
Büyük konuşmamak lazım
Hangimiz çok sevdiğimiz, evleneceğimizi düşündüğümüz bir sevgiliden ayrılmadık? Hangimiz hayatımızı geçireceğimiz insan bu deyip de aynı gün içinde karşı tarafın yaptığı tek bir hareketle bu doğru insan değil ruh haline bürünmedik? Hangimiz ilişkimizin uzatmalarını oynamaktan bıktığımız bir pazar günü evde uyuklarken ‘ayrılmışsınız, sevgilin söyledi’ diye gelen bir telefona ‘yok öyle bir şey’ diye hiç renk vermeyen bir cevap verebilirdik?
Evet, Bergüzar ve Tan’ın yaşadıkları hepimizin başına gelebilirdi. Sadece ünlü olmadığımız için herkesin diline düşmezdik. Sadece kendi çevremize bol malzeme vermiş olurduk. Yine de bu kadar acımasız yorumlarla karşılaşmak zorunda kalmazdık.
Unutmayalım, hepimizin çok ilgilendiği, ay neden ayrıldılar acaba diye haklarında tahminler yürüttüğü çift bir proje değildi. İlişkilerinin inişleri çıkışları oldu, her ilişkide olduğu gibi. Kariyer uğruna evlenmelerine, çocuk sahibi olmalarına karşı çıkanlar da oldu. Ayrıldıklarını saklamaları gerektiğini düşünenler de... Bergüzar’a inatla Şehrazat deyip, çok sıkıcı olduğunu söyleyenler de... Tan’ı açık kalp ameliyatı geçirdiği sırada emanet ettiği köpeği kaçıp da sokakta öldü diye hayvan düşmanı ilan edenler de... Göz önünde olmaları her şeyi zorlaştırdı. Tam birbirlerini unutmaya çalışacakları bir dönemde kendi haklarında yazılanlara o kadar üzüldüler ki, yine bir tek birbirleriyle paylaşabilirler bu üzüntüyü.
Onların da duyguları var. Ayrıldıklarını herkesten saklamaları falan gerekmiyor. Konuşmak isteyen konuşur, susmak isteyen susar. Sadece ayrıldılar diye de bu kadar üstlerine gidilmesi, bunun altında bir şey aranması gerekmiyor. Bu kadar acımasız olmaya hiç gerek yok.
Şehirde 5 bayram önerisi
*Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki Dali sergisini ziyaret edin. Sergiyi gezdikten sonra Müzedechanga’da yemekle kendinizi ödüllendirin (Müze sadece bayramın ilk günü kapalı).
* Kurtköy’deki Viaport outlet alışveriş merkezine gidin. Çok uzak diye korkmayın, trafik açıksa Ulus’tan sadece 20 dakika sürüyor. Gitmeden kışlık ihtiyaçlarınızın listesini yapın, sırf fiyatlar uygun diye ıvır zıvır almayın.
* Bayram sonrası başlayacak Filmekimi, “Mamma Mia” müzikali ve Dotbilsarda için şimdiden organize olun, Biletix’ten biletleri alın.
* Tam da sinema havası, değil mi? Patlamış mısır alıp üst üste iki film birden izleyin.
* En sevdiğiniz parkurlarda yürüyüş yapın. Şehrin tadını çıkarın.