Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bodrum ramazan nedeniyle sezonu erken kapatmış. Kimse artık ramazanda eğlenirken ortalarda gözükmek istemiyormuş. Muş muş muş...
Seneye ramazan ağustosa denk gelecek, turizm için durum daha da vahim olacak deniliyor. İşte biz gerçek durumu ancak seneye görebileceğiz. Çünkü şu anda zaten sezon sonundayız. Dün okullar (hepsi olmasa da, bir kısmı) açıldı. Eylül her ne kadar Ege ve Akdeniz’de tatil için en güzel ay olsa da her zaman sezonun sonudur.
Nasıl mı bu kadar eminim sezonun bittiğinden? Çünkü Yunan Adaları’ndan bildiriyorum. Hem de tek bir adadan değil. Tam 7 adayı turluyoruz.
Her adada yerli kiminle konuşsak, ‘Sezon bitti ama bu ara en iyi yer şurası olur’ diye tavsiyeler veriyor. Sanırsınız, Yunan Adaları’na da ramazan gelmiş. İn cin top oynuyor. Bodrum ve Çeşme’den ramazan nedeniyle Yunan Adaları’na akın etmiş Türklere de rastlamadık. Şimdi turumuzu sizin için baştan alıyorum.

Kos ve Delos
İlk durak Kos. Turgutreis’in tam karşısı. Kos’ta Osmanlı etkilerini, camileri hâlâ görebiliyorsunuz. Aslında Çeşme gibi bir yer. Tek fark, gittiğiniz en sıradan kahvede bile çok iyi servis alabilmeniz, hem de bizdekinden çok daha ucuz fiyatlara. Burada alışveriş deyince akla hemen vergisiz içki dükkânları geliyor. Gerçekten ucuzlar.
Hipokrat yeminine adını veren modern tıpın babası Hipokrat da Koslu.
Bu arada Kos’ta hiç Türkle karşılaşmıyoruz. Ada çoktan sezonu kapatmış.
İkinci durak Delos. Delos antik bir kent. Adaya 5 euro ayakbastı parası vererek adım atıyorsunuz. Apollo ve Artemis’in doğduğu ada olması da turistlerin ilgisini çekiyor. Burada hiç yerleşim yok. Gezerken yanınızda su ve şapka bulundurmak şart. Göreceğiniz aslan heykelleri adanın sembolü haline gelmiş.

Nammos’u tek geçerim!
Delos’un hemen yakınındaki Mikonos’a geçiyoruz. Denizden bakınca tam bir beton yığını. Ama içine girince durum değişiyor. Çok sempatik sokaklarda geziyorsunuz. Mikonos’ta hangi dükkâna girsek ‘Sezon bitti, elimizdekileri elden çıkarmamız lazım, şu kadar indirim yapalım’ diyorlar. Mikonos’un plaj partileri ve gece hayatı bu kadar meşhur, ona rağmen ada şu anda boş. Nereye gidelim tavsiyeleri için her zaman yerli tanıdıklara başvurmak lazım. Biz de Uludağ gazozlarının sahibi Ömer Kızıl’ın Yunan eşi Aliki’den tavsiyeleri alıyoruz. Aliki’nin ailesinin meşhur mücevher butiği Kessaris’in Mikonos’ta da bir şubesi var.
İlk öneri Psarou Plajı’ndaki en havalı beach club Nammos’a gitmek. Burası biraz bizim Maça Kızı havasında. Yemekler size plajda olduğunuzu unutturacak kadar inanılmaz. Müzik de güzel. Burada İstanbul’dan birkaç tanıdıkla karşılaşıyoruz. Biri tekneyle gelmiş, biri Atina üzerinden uçarak... Mikonos’a İstanbul’dan direkt uçak artık yok.
Çıkışta plajın içindeki butiğe giriyoruz. Butikte Lanvin, Missoni, Christian Louboutin, Bottega Veneta gibi markaların koleksiyonları satılıyor. Sonra birden tanıdık bir şeyler gözümüze çarpıyor. O da ne? Bee Goddess. Ece Şirin’in Yunan mitolojisinden esinlenerek yarattığı takı markası. Yanında bir de broşürü var, içinde Ece Şirin’in Kevin Costner’dan Donna Karan’a dünyaca ünlü isimlerle çektirdiği fotoğraflar da var. Ece Şirin’i hiç tanımamama rağmen bu kadar önemli markanın arasında onu görmek beni çok mutlu ediyor.
Nammos sonrası Super Paradise adlı plaja gidiyoruz. Ayrı ayrı sahnelerde seksi seksi dans eden bir kadın ve bir erkek var. Biz onları seyrediyoruz, başkaları (yaş ortalaması çok düşük) kafalarını bile kaldırmadan kendi kendilerine eğleniyor. Müzik çok yüksek. Bizi açmıyor. Buradan Paradise’a geçiyoruz. Daha da büyük ve gürültülü. Bu meşhur plajlar bile boş.

Nobu ve Astra
Plaj dönüşü sokaklarda kaybola kaybola geziyoruz. Garip bir şekilde hangi sokaktan girersek girelim aynı yere çıkıyoruz. Akşam yemeği için bir balıkçıya mı gitsek derken yine önerilere kulak veriyoruz ve kendimizi Belvedere adlı otele atıyoruz. Mikonos’un en güzel oteli burası. Lüks ama çok sempatik. Her şey ahenk içinde. Otelin sürprizlerinden biri de Matsuhisa. Matsuhisa size tanıdık gelmeyebilir, ama Nobu’yu duymayan yok.
Robert De Niro’nun da ortak olduğu ünlü japon şef Nobu Matsuhisa’nın restoranı. Burada tuna tataki’den miso soslu black cod’a sevdiğim tüm Japon yemekleri var. İlk kez gelenler ya da değişik lezzetler tatmak isteyenler Omakase adı verilen degüstasyon mönülerini de deneyebiliyor. Bu mönülerin fiyatları 90-120 euro arasında değişiyor. Yemek sonrası herkes Astra’ya gidiyor. Burası son zamanlarda en popüler bar. Ama yine de eylülün ilk haftasında en az Bodrum kadar boş.
Şimdi sırada Afrodit’in doğum yeri Kythira var...