Dünya yerle bir oluyor, nükleer patlamalar derinden sarsıyor. Bizim gündemimizdeyse ‘İbo ve kadınları’ var. Türkiye’de yapılacak nükleer santralse felaketimiz olabilir
Her şeyini kaybetmiş Japonlar tek sıra halinde su içmeyi beklerken, bizde yoğun bakıma kim girecek kavgası ya da hastane bahçesinde lahmacun tartışması çıkabiliyor. Şaşırıyor muyuz? Hayır.
Dünya yerle bir olurken, nükleer patlamalar her bakımdan herkesi sarsarken, Libya birbirine girmişken gündemimizdeki en önemli madde, ‘İbo ve kadınları’.
Tabii ki ateş düştüğü yeri yakıyor. Herkesin acısı kendine büyük. Ama yoğun bakımdaki İbo için “Ziyaret ettiğimde uyuyordu, uyandırılmamasını rica ettim” diyecek, tüpgazla nükleer santrali aynı kefeye koyacak bir mantık silsilesi insanı ister istemez ürkütüyor. Bu arada senelerdir kırmızı bültenle aranan bir kişi ülkeye döndüğünde hemen serbest bırakılırken, daha suçlarının ne olduğu belli olmayanlar hapiste. Gerekçe basit, suçsuzluklarını ispatlamak zorundalar. Tam olarak hangi konudan, hangi suçtan söz ediliyor, hiçbirimiz bilmiyoruz.
Herkesi bekliyoruz
Hal ve gidişattan hep beraber sınıfta kalmış durumdayız. Yine de hepimizi en çok etkileyecek mesele belli, nükleer santral. Bu konuda hepimiz bir şeyler yapmalıyız. Daha metrobüslerde bile bu kadar sorun yaşarken, Japonya kadar milimetrik titizlikle çalışılan bir ülkede bile nükleer santral facia yaratırken bizim Akkuyu’daki nükleer santral projesini ballandırmamız, inanılır gibi değil. Buna “Dur” demek isteyenler bugün saat 16.00’da ‘Nükleere Zincirleme Reaksiyon’ için Galatasaray Lisesi’nin önünde buluşuyor.
EVDEKi MiNi HAZLAR
“Conrad’ın kral dairesinde toplanıp, evdekileri hazları konuşacağız” dendiğinde, itiraf etmeliyim biraz korktum. “Alanında uzman sürpriz dört isim gelecek ve size tüyolar verecek” dendiğinde merakım giderek arttı. Malum, Magnum Mini evdeki hazları araştırıyor şu günlerde. Artık hazzın son noktasındalar zaten, ABD’deki reklamlarını bile Karl Lagerfeld çekti.
Önce Dilara Erbay geliyor yanımıza. Abra Cadabra’nın şefi. 2005’te ‘Newsweek’ dergisi İstanbul konusunda Orhan Pamuk’la Dilara Erbay‘a geniş yer vermişti. Dilara’nın şen şakrak hali yemeklerine de yansıyor. Hiç tahmin etmediğiniz şeyleri bir araya getiriyor. Örneğin meşhur somon çiğ köftesi var, suşiye alternatif. Somon, kişniş, wasabi, zencefil, soya ve ince bulgurla 10 dakikada yapıyor. “Çok kolay, siz de evde yapın” diyor ama mutfakla ne kadar mesafeli olduğumuz, kimsenin mutfağa girmemesinden anlaşılıyor. Bu arada çikolata eritip içine deniz tuzu, haşhaş ve nar ekleyerek donduruyor, kıtır kıtır nefis bir şey oluyor.
Ayşe Tolga da var
Onu TV dizilerinden tanıyoruz. Dört yıl önce Aisha diye bir marka kurdu. Aromaterapi workshopları veriyor, masaj yağlarından bitkisel çaylara, kişiye özel parfümlere kadar bir sürü karışım hazırlıyor. Bu karışımlar sayesinde hiç hasta olmadığını da anlatıyor. 500 soruluk bir koku testiyle karakter analizi yapılıyormuş. Hepimiz bunu yapmalıyız diyoruz.
Sonra iç mimar Hakan Helvacıoğlu geliyor. Evde neler yapılmalıdan feng shui’ye daldan dala konuşuluyor. Arkasından da Bahar Kongel gelip modayla ilgili tüyolar veriyor. “Evdeki hazları artırmak için ev kıyafetlerinizi değiştirin, pasaklı olmayın” diyor. “Önemli olan ne kadar çok giysiniz olduğu değil, ne kadar çok şeyle kombinleyebildiğiniz” diye de ekliyor. Evdeki hazları konuşmak saatler sürüyor. Ama konuşulanların çok azı çikolata ve dondurmanın yerini tutuyor.
ŞEHiRDE NELER OLUYOR?
* Minimüzikhol yaşanan korkunç olaydan sonra kendi kapısına kilit vurarak çok doğru bir adım atmıştı. Şimdi, genel istek üzerine tekrar açıldı. Üstelik olayı çıkaran ruhsat sahibi ve olaya göz yuman korumalarla tüm ilişki kesildi.
* 7 Nisan’da Londra Sotheby’s’de yapılacak ‘Çağdaş Türk Sanatı Müzayedesi’nde satışa çıkacak eserleri Esma Sultan Yalısı’nda inceledik. Bütün gözler Taner Ceylan’ın son resmindeydi.
4 Monica Bellucci bile daha birkaç günde İstanbul’un en piyasa yerini öğrendi. İstinye Park Masa’ya kuruldu, bütün karizması bir anda bitti.
* Kayra Restoran Haftası nedeniyle Nişantaşı’nda her akşam bir restoranda davet yapıldı. Restoran haftası bu yıl çok hareketli geçti.
* Nişantaşı’nda dolmuşların sokağı olarak bilinen Atiye Sokak trafiğe kapandığından beri barlar sokağı havasına girdi. Zazie’nin yerine Elio açıldı. Eski dolmuş durağının arkasındaki dükkana Ivana Sert geldi. Ivana Sert’in mağazası yanar döner pavyon ışıklarıyla sokağa renk veriyor. Kafeler masalarını dışarı attı. Ben de bu sokağın bir sakini olarak bizim apartmanın önüne küçük bir masa atmak istiyorum.
* Nişantaşı demişken bu akşam Abdi İpekçi Caddesi’nde İstanbul Shopping Fest’in resmi açılış partisi var. Tabii İstiklal ve Bağdat Caddesi’ndeki partileri de kaçırmayın.