Cüneyt Sadıç

Cüneyt Sadıç

csadic@destinationsforever.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DÖRDÜNCÜ TEPEDEKİ KADİM SEMT: FATİH
İstanbul dipsiz bir kuyu, sonsuz bir derya... Bir rehber olarak, 30 senedir turlarda misafirlerime, gazetede okurlarıma, üniversitede öğrencilerime anlatıyorum ama bitmiyor. “Neden?” derseniz, her yürüyüşte yeni bir hazine buluyor gözlerim, her kitapta, her sohbette yeni bir detay... Kısaca mümkün değil sevdiceğim İstanbul’un tüm sırlarına vakıf olmak. “Peki ne kadarını biliyorsun?” diye sorduklarındaysa, okyanusta bir nokta kadar diyorum, hepsi o...
Dolayısıyla da konusu İstanbul olan her daveti, sohbeti ve turu kaçırmamaya, fırsat buldukça ara sokaklarda kaybolmaya çalışıyor ve her gün birer birer yok olan geçmişin izlerini belleğime kaydedip, fotoğraf karelerinde ölümsüzleştirmeye çalışıyorum.
İstanbul Erkek Lisesi’nden arkadaşım Sevgili Tamer Balkanlı, geçtiğimiz hafta arayıp, “Fatih’i geziyoruz bu pazar, geliyorsun değil mi?” diye sorunca, doğal olarak, “Gelmem mi?” dedim. Bir taşla iki kuş, hem Şehr-i İstanbul’u arşınlayacağız hem de Sarı Siyah’lı kardeşlerimle hasret gidereceğim.
Ve düştük yollara bir kez daha, güneşli ama serin bir pazar sabahı İstanbul’da...
Fatih neresi?
Bugünkü Fatih, 2009’da Eminönü ve Fatih ilçelerinin birleştirilmesiyle oluşturulan bir ilçe. Bu suni tanımlamayı koyarsak bir kenara, Fatih gerçek İstanbullular için yedi tepeli şehrin dördüncü tepesinde ve onun eteklerinde yayılan, adını şehri fetheden Fatih Sultan Mehmet’ten alan kadim bir semt. Komşusu Süleymaniye’den Bozdoğan Kemeri’nin üstünden geçtiği hafif meyilli bir vadiyle ayrılıp, güneyindeki eski Lykos Deresi vadisine ve Aksaray’a doğru meylederken, kuzeyde dik yamaçlarla Haliç sahiline kavuşur. Yüzyıllar boyunca yangınlara ve acımasız düşmanı insanoğluna rağmen, günümüze ulaşabilmeyi başarmış pek çok eser bekler meraklı gözleri Vezneciler’den başlayıp Edirnekapı’ya kadar uzanan, Roma döneminin Mese’si, günümüzün Fevzi Paşa Caddesi üzerinde ve çevresinde...
Haydi keşfedelim
Biz 37 Sarı-Siyahlı, Eylül Cafe’de buluştuk tur öncesi. Size de tavsiye ederim. Kahvesi ve çayı güzel, ev sahipliği mükemmeldi. Sabah kahvenizi içtikten sonra hemen yolun karşındaki Mimar Vedat Tek’in eseri olan. Türk havacılık tarihinin ilk şehitleri Fethi, Sadık ve Nuri Beyler’in anısına 1916’da tamamlanan Tayyare Şehitleri Anıtı ile başlayın gezmeye... Arkasındaki bugün Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi rektörlüğü olan binaysa eski Belediye Başkanlığı... Bir sonraki durağınız ise medreseleri, darüşşifası, tabhane, imarethane, kütüphane ve hamamı ve türbeleriyle dördüncü tepenin efendisi Fatih Camii ve Külliyesi. Caminin Çörekçiler Kapısı’ndan çıkar çıkmaz başlayan ve her türlü gıda ürününün sunulduğu Malta Çarşısı, İstanbul’un günümüze kadar uzanan eski çarşılarından... Unutmadan, soldaki ilk sokaktaysa bir zamanlar aralarında Neyzen Tevfik’inde bulunduğu pek çok ünlü şahsın konakladığı meşhur Şekerci Han var. Vezir Çeşmesi ve İskenderpaşa Camii için karşıya geçip, Akdeniz Caddesi’nden aşağı yürümeniz ve soldan ikinci sokağa girmeniz yeterli. Aynı caddenin devamındaysa Forum Amastrion ile Kıztaşı olarak bilinen 5. yüzyyldan kalma Marcianus Sütunu sizi bekliyor. Caddenin sonunda Ayasofya’dan sonra İstanbul’un en büyük bazilikalarından biri olan Aziz Polieuktos Kilisesi kalıntıları var. Sağa dönüp devam ederseniz, solunuzda meşhur HorHor Çarşısı’nı, sağa Molla Hüsrev Sokak’a girerseniz, önce Bıçakçı Alaaddin Camii’ni, bitimindeyse Sofular Hamamı ile Ekmel Tekkesi’ni göreceksiniz. Horhor Çeşmesi’ne gitmek için sola ve ilk sokaktan yine sola dönmeniz yeterli. Yolunuzun üzerindeki Kanarya Sevenler ve Yetiştirenler Derneğine de uğramayı unutmayın. Günün son durağı II. Mahmut’un eşi ve Sultan Abdülaziz’in annesi olan Pertevniyal Valide Sultan tarafından yaptırılan Pertevniyal Valide Sultan Camii olacak.
Peki ya öğle yemeği?
Seçenek çok... Biz Kıztaşı’na çıkan Kızanlık Caddesi üzerindeki Paçacı Mahmut Usta’da verdik öğle molasını ve de gayet mutlu ayrıldık. Tam karşısındaki Kıztaşı Muhallebicisi’yse müdavimleri arasında okuldaşımız, İstanbul Erkek Lisesi mezunu rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da olduğu Fatih’in en eski tatlıcılarından. Kaçırılmayacak tatlar sunuyor, mutlaka uğrayın.