Avrupa’ya bir de buradan bakın

“Avrupa’da yaşayan Türklerin hayatları hakkında epey bilgimiz var. Ben, Made in Europe’ta, bu insanların yaşadıklarının televizyon kamerasının görüntüleyemediği yönlerini aktardım” diyor İnan Temelkuran. Temelkuran, Made in Europe’un ödüllü yönetmeni. Önce Ankara Film Festivali’nde Umut Veren Yönetmen ödülünü alan İnan Temelkuran, geçtiğimiz hafta da Adana Altın Koza Film Festivali’nin En İyi Yönetmeni oldu.
Derya Alabora başkanlığındaki jüri, Büyük Jüri Yılmaz Güney Özel Ödülü’nü ve En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü de Made in Europe’a verdi. En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü filmin 18 erkek oyuncusu paylaştı. “Üç farklı ülkede, birbirlerine değmeden, birbilerini çok iyi tamamlayan oyunculuklar sergilemeleri” jürinin ödülü 18 kişi arasında paylaştırma nedenlerinin başındaydı. Oyuncuların hepsi gerçekten de son zamanlarda seyrettiğim en doğal oyunları çıkarmış.
Film Madrid, Paris ve Berlin olmak üzere üç bölümden oluşuyor. İnan Temelkuran işe, “Madrid’i  kendim çekeceğim, diğer şehirleri ise orada yaşayan başka yönetmenler çekecek” diye başlamış. Fakat gerek maddi sorunlar, gerek başka yönetmen bulamaması üzerine filmin bütününü kendisi çekmiş. Film dört senede tamamlanmış. Çok sağlam diyaloglardan oluşan senaryo da İnan Temelkuran’ın kaleminden çıkma.
2001 yılında, ABD ordusunun Afganistan’a girdiği gece, Avrupa’nın üç ayrı şehrinde Türklerden oluşan gruplar sohbet halindedir. Hepsinin sorunları aynıdır. Patronlardan şikâyet, birbirlerinden şikâyet, oturma ve çalışma izni peşinde koşmak, kadınlar, bir arada yaşama...
Made in Europe’u seyredip İnan Temelkuran’ın sinemacılığını takdir etmemek mümkün değil. Film her şeyi ile çok doğal. Diyaloglar o kadar gerçekçi yazılmış ki adamlar sanki yanıbaşınızda konuşuyor, atışıyor.
Maço birer Türk erkeği gibi görünmeye çalışan adamların aslında ne kadar güvensiz ve ezik oldukları, ülkeler arası sıkışmışlıklarının onları ne kadar rahatsız ettiğini göstermede çok başarılı olan bu diyaloglar, hiç bir hareketi olmayan filmi insanı sıkmadan izlettiriyor.
Film, iç mekânlarda renkli, sokaklarda siyah-beyaz olarak çekilmiş. Temelkuran bunun tek sebebinin siyah-beyaz çekimlerin sokağa çok yakışması olduğunu söylüyor.
Bir filmi beğenmek için tek kriteri aksiyon olmayan herkese görmelerini tavsiye edebileceğim bir film Made in Europe. 

Canlı yayın cinayetler

Teknolojinin hayatımıza soktukları artık gerilim filmlerinin ana malzemesi olmaya başladı. Hepimizin hayatını, yokluğunda ne yaptığımızı unuttuğumuz kadar kolaylaştıran internet, haftanın gerilim filmlerinden Untraceable-Öldür.com’un konusunu oluşturuyor.
FBI’in internet suçluları bölümünde çalışan iki ajan yeni bir web sitesi keşfederler. Bu sitede bir katil kurbanlarının ölümünü canlı yayınlamaktadır. Ölüm sürecini belirleyen ise site giriş yapan meraklılardır. Her tıklama kurbanı ölüme biraz daha yaklaştırmaktadır.
İyi bir fikirle yola çıkan Öldür.com’un sonu pek başarılı gelmiyor. Film ilerledikçe inandırcılığını yitiriyor, finale doğru gerçeklik duygusu iyice zayıflıyor. Filmden geriye şaşırtıcı ve yaratıcı ölüm sahneleri kalıyor.  

Öldür.com
Untraceable
Yönetmen: Gregory Hoblit
Oyn.: Diane Lane, Billy Burke, Colin Hanks, Joseph Cross
Süre: 101 dakika
imdb.com puanı: 6.1

Speed Racer hız kesmiyor!

Matrix üçlemesinin yaratıcıları Larry ve Andy Wachowski kardeşler bu hafta piste çıkıyor! Yönetmenlerin çocukluklarından beri çok sevdikleri, 1960’ların ünlü animasyon serisi Mahha GoGoGo’dan yola çıkarak yaptıkları Hızlı Yarışçı - Speed Racer gösterime giriyor. Film, özel efektleri ve kullandığı yeni tekniklerle dikkat çekiyor.
Wachowski’ler orijinal hikâyeden çok uzaklaşmadan, baş karakter Speed Racer ve aile ilişkilerine odaklanan bir macera animasyon yapmış.
Speed Racer için hayatta iki şey önemlidir: Ailesi ve araba yarışları. Speed’in bütün ailesi yarışlara ilgi duyar. Ağabeyi bir araba yarışı sırasında hayatını kaybetmiştir. Çok iyi bir yarışçı olan Speed’in tek rakibi ağabeyinin hayalidir. Baba Racer, kendisine gelen bir iş teklifini geri çevirdiğinde ortaya çıkan sırlar bütün aileyi büyük bir maceranın içine sokacaktır.
Speed Racer, daha çok çocuklar için yapılmış bir film. Çok iyi bir animasyon olmasına rağmen hikâyesi ancak çocukları saracak cinsten. Fakat yeni teknikleri ve özel efektleri açısından yetişkin animasyon meraklıları için de ilgi çekici olabilir.    

Hızlı Yarışçı
Speed Racer
Yön.: Andy ve Larry Wachowski
Oyuncular: Emile Hirsch, Christina Ricci, John Goodman, Susan Sarandon, Matthew Fox
Süre: 135 dakika
imdb.com puanı: 6.6

Utanmak lazım
İran sinemasının önemli isimlerinden Mohsen Makhmalbaf’ın tüm ailesi sinemacı oldu. The Apple filmiyle tanıdığımız kızı Samira Makhmalbaf ve Stray Dogs’la tanıdığımız eşi Marzieh Makhmalbaf’tan sonra, henüz 20 yaşındaki küçük kızı Hana da sinemacı olmaya karar verdi. Hana Makhmalbaf’ın yönettiği ilk film Utanç - Buda as Sharm Foru Rikht bu hafta gösterimde. Filmin senaryosu anne Makhmalbaf’a ait.
Baktay okula gitmeye çok meraklı 6 yaşında bir Afgan kızıdır. Fakat bu istek kolaylıkla elde edilebilecek gibi değildir. Yoksulluk ve Afganistan’da bir kadın olarak doğmuş olmak küçük kızın önünde büyük engeldir. Utanç izlenmesi ve dersler de çıkarılması gereken bol ödüllü, başarılı bir ilk film. 

Utanç
Buda as Sharm Foru Rikht
Yönetmen: Hana Makhmalbaf
Oyuncular: Nikbakht Noruz, Abbas Alijome, Abdolali Hoseinali
Süre: 81 dakika imdb.com: 7.3

Lanetli evlerden sıkılmayanlara

Bu hafta yapımcı ve yönetmenlerin bıkmak usanmak bilmediği bir korku filmi türü ile yine karşı karşıyayız. Lanetli bir ev ve buraya yeni taşınanların evin geçmişinden dolayı lanetlenmeleri... Ancak bu tip hikâyelerin koşulsuz hayranlarının seyredebileceği Lanetli Ruhlar - Apartment 1303’nin kamera arkasında Garez’in yönetmeni Ataru Oikawa var.
Sayaka, yeni taşındığı 1303 numaralı dairesinin balkonundan atlayarak intihar eder. Ablası Noriko kız kardeşinin intiharının sebebini araştırıken daha önce aynı dairede yaşayan bir çok kişinin daha intihar ederek öldüğünü fark eder.
Tuhaf bir geçmişe sahip olan evin hikâyesini çözmeden bu ölümlerin önüne geçmek mümkün olmayacaktır. 

Lanetli Ruhlar
Apartment 1303

Yönetmen: Ataru Oikawa
Oyuncular: Noriko Nakagoshi, Eriko Hatsune, Yuka Itaya
Süre: 94 dakika
İimdb.com puanı: 5.0

Yakışıklı doktorumuz aşkı buldu!

Grey’s Anatomy dizisinin yakışıklı ve havalı nöroloğu Dr. Shepherd, gerçek adıyla Patrick Dempsey âşık olduğu kızı bu hafta buluyor! Haftanın romantik komedisi Made of Honor - Gelin Benim Olacak’ta Dempsey, sevdiği kadınla evlenmek için elinden geleni ardına koymuyor.
Tom ve Hannah çok yakın iki arkadaştır. Hannah bir iş gezisi için altı haftalığına İskoçya’ya gittiğinde tek başına kalan Tom, aslında Hannah’ya arkadaşlığın ötesinde hisler beslediğini, ona âşık olduğunu anlar. Tom karar verir: Hannah geri döndüğünde ona evlenme teklif edecektir. Fakat Hannah’nın geziden başkasına âşık olup evlilik kararı almış olarak dönmesi Tom’un işini zorlaştırır.
Sabun köpüğü filmlerden biri. Bu filmi izlemek için tek bir sebep gösterilebilir; yakışıklı doktor!

Gelin Benim Olacak
Made of honor
Yön.: Paul Weiland
Oyuncular: Patrick Dempsey, Michelle Monaghan, Sydney Pollack
Süre: 101 dakika
imdb.com puanı: 5.1