Defne Aruoba Akpınar

Defne Aruoba Akpınar

cadde@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

“KENDiMi BiLDiM BiLELi HEP KENDiNi ELEŞTiREN BiRiYiM”



SORU:
Benim size yazma sebebim gelecekle ilgili kaygılarım. Üniversite son sınıf öğrencisiyim ve okul bittikten sonra nerede çalışacağım, ne yapacağım, iş bulabilecek miyim sorularıyla kafam meşgul. Arkadaşlarımın da durumu aynı ama benim asıl sıkıntım bu soruları kafamdan atamamam. O kadar çok kaygılanıyorum ki okulu bitirmek için vermem gereken sınavlara odaklanamıyorum. Unutkanlık başladı, dikkatimi bir şeylere vermekte zorlanıyorum. Özellikle geceleri bu düşünceler basıyor ve uyuyamıyorum.
Ben kendimi bildim bileli hep kendini eleştiren, yaptığı şeyi beğenmeyen biriydim. Her zaman bir eksik bulurum. Şimdi aynı şeyi gelecek planı yaparken yaşıyorum. İş başvurusu yapamıyorum. Bu şekilde sıkıştım, kaldım. Aklım sürekli yapılacak şeylerle dolu ama hiçbiri için bir girişimde bulunamıyorum. Lütfen bana bir yol gösterin.


CEVAP: Gelecek kaygınız hayatınızı ele geçirmiş gibi adeta. İnsan yoğun bir şekilde kaygıya bulanmışken önündeki bir şeye odaklanması zordur. Zaten siz de yaşadığınız unutkanlıkları ve dikkatinizi vermekteki sıkıntıları kaygıyla ilişkilendirmişsiniz. Zihnimiz yapılması gerekenlerle bu kadar doluyken hareket etmek zordur ama imkansız değildir.

Haberin Devamı

Kendinize bir şeyleri eksik yapma hakkı tanıyın
“Kendimi bildim bileli hep kendini eleştiren, beğenmeyen biriyim” demişsiniz. Bu cümlenizden şunu anlıyorum, her zaman yaptığınız bir şeyin ‘yeterince iyi’ olup olmadığına dair sorularınız oluyor aklınızda. Ortaya çıkarttığınız ürünü ya da hayattaki tercihlerinizi, o tercihler doğrultusunda attığınız adımlarınızı beğenmiyorsunuz belki de. Her zaman için, ne yapmış olursanız olun, muhakkak bir şeyi eksik, yetersiz kalıyor gibi sizin için.
Şimdi yaşadığınız sıkıntı da bununla bağlantılı gibi. Üniversitenin son yılı ve bir iş bulmanız gerek, bu çok gerçek bir kaygı. Ama seçimlerinizin, yaptığınız şeylerin yeterince iyi, hatta belki de en iyisi olmasını isterken, bir yandan da asla öyle olamayacağını düşünüyor olabilirsiniz. Kendinize dair eleştirel tutumunuz iş başvurularında da bir eksik bulacağınızı garantiliyor aslında. Her zaman bir eksik bulabileceğiniz için herhangi bir olumlu haber yine size yeterince iyi gelmeyecek. Tabii bir de beğenilmeme kaygısı var. Ya zaten eksik bulduğunuz kendinizi başkaları da öyle bulup reddederse?
Dolayısıyla bilinçaltınızın bulduğu çözüm, bu makus talihi yaşamaktansa hiç başvuru yapmamak. Tabii başvuru yapmamak da o gerçekçi kaygıyı (yani iş bulmak gerek kaygısını) tetiklemeye devam ediyor. Peki ne olacak bu kısır döngüyle?
Kendinize bir şeyleri eksik yapma hakkı tanıyın. Zaten bu titizlikle neyi ne kadar eksik yapıyor olabilirsiniz ki? Önce çalışma hayatına dair isteklerinizi göz önüne alın. Nerede çalışmak istiyorsunuz? Sizi ne mutlu eder? Belki bunun için size yol gösterebilecek birilerine danışabilirsiniz ve bu doğrultuda nerelere başvurabileceğinizi netleştirebilirsiniz.

Haberin Devamı

Kısa süreli gerçekçi hedefler koymak
Yapmanız gereken her şey aynı anda aklınızı istila ediyor ve siz hangi birini yapacağınızı şaşırıyorsunuz. Bu noktada kendinize kısa süreli gerçekçi hedefler koymak bir çözüm olabilir. Aklınızda yapılması gereken ne varsa yazın ve belli zamanlarda yapılacak belli işler belirleyin. Mesela “Bu hafta şu günlerde şu sınavlar var” deyip onlara odaklanmak ve hafta sonu bir günü iş başvurusuna ayırmak gibi. Ama bunu gerçekçi hedeflerle yapın, sonunda size “Bir şeyler eksik kaldı” dedirtecek devasa hedeflerle değil. Zamanla, koyduğunuz hedefleri bir bir yaptıkça, kendinize güven duymaya başlayacaksınız ve bu kaygılar size köstek olacak yoğunlukta değil, sadece yapacağınız şeyler için sizi motive edebilecek boyutta kalacaktır.