10.09.2013 - 21:23 | Son Güncellenme:
ALİ EYÜBOĞLU / ali.eyuboglu@milliyet.com.tr
CADDE SOHBETLERİ
Seferihisar’da yolumuz kesişince Doğa’yla, sözleştik nefis bir doğanın yamacına kurulu Doğa Okulu’nda söyleşi yapmaya...
Doğa Okulu ne mi?
Seferihisar Belediyesi ve Doğa Derneği ortaklığında kurulan
bir yer burası...
Doğa okur yazarlığı, doğa hakları, doğa felsefesi gibi derslerin verileceği bu okulun en büyük destekçilerinden biri de Tarkan...
Megastar, 11 Eylül’de Seferihisar konserinde şarkılarını bu yıl sonuna doğru faaliyete geçecek Doğa Okulu için söyleyecek.
İşte genç şarkıcı Doğa’yla Seferihisar Orhanlı’nın nefis doğasını yakında daha da renklendirecek Doğa Okulu’nda sohbetimiz.
Senin için müziğin anlamı ne?
Yaşamında kapladığı yer nedir?
Müzik insanı yanıltmaz, yalan söylemez. Eğer dünyada bir şeylerin değişmesi gerekiyorsa bunu belki de en iyi müzik yapar. Çünkü duyguları yansıtır. Duygu yoksa müzik de yok. Yaşadıklarım, acılarım, sevinçlerim, hüzünlerim; kısacası beni en doğru anlatacak duygularla besteler yapmak, yorumlamak, söz yazmak hayatımın önemli bir bölümünü oluşturuyor. Dünyada temeli aritmetiğe, mantığa dayalı olan ve aynı zamanda genelinde sadece duygu barındıran başka bir şey yoktur sanırım. Müzik hayatımda var olduğundan beri, dinleyicilere ulaşmanın en samimi yollarını arıyorum. Her arayışta ise bir yeni bir beste yapmış oluyorum.
Ne zaman ve hangi amaçla çıktın bu müzik yolculuğuna?
Piyano çalmaya, ortaokulda şarkı söylemeye, lisede her ikisini birlikte yapmaya baslamıştım.
O zamanlar müzik dışında bir şey asla düşünmüyordum. Bu nedenle üniversitede müzik bölümünü seçmeye karar verdim. O dönemde internete koyduğumuz bir şarkı İstanbul’da ilgi gördü ve sonra İzmir-İstanbul arası yolculuklar başladı. Beste yapmaya iyice ağırlık verdim ve sonunda bestelerimden oluşan ilk albümümü hazırlamış oldum.
Müzik serüvenim böyle başladı.
Harika bir orkestram var
Henüz yolun başındasın, yakın ve uzun vadedeki planların nedir?
Kısa vadede olabildiğince çok konser vermeyi, kendimize özgü tarzımızı herkese duyurmayı hedefliyorum. Sekiz kişilik harika bir orkestram var. Birbirinden değerli müzisyenlerin ve çok farklı müzik kafalarının biraraya geldiği... Uzun vadede ise müziğimi
sadece Türkiye’de değil her yerde ve
herkese dinletmek istiyorum.
Bu yolculukta avantajların ve varsa dezavantajların neler?
Eğer müziğin yasası olsaydı, bence
1. Madde “özgün olmak” olurdu. Müzik yaparken en çok önem verdiğim, insanlardan duyunca mutlu olduğum şey, müziğimin ve yorumumun özgün ve farklı olmasıdır. Bu benim avantajım. Dezavantajım; insanlar yeni ve farklı şeylere ilk olarak önyargıyla bakıyor ve bu önyargının yok olması zaman alıyor. Ben bu süreci
tamamlamaya çalışıyorum. Sanırım az kaldı.
Doa’dan Doğa’ya geçiş Doa ile Doğa arasındaki fark nedir?
Doa; tecrübesiz, daha çocuk, daha batılı, daha süslü.
Doğa; daha deneyimli ve olgun, hem doğulu hem batılı ve daha doğal.
Doa daha evrensel bir isimdi, Doğa ise Türkçe yani yerel...
Doa, hiphop kültürünün uzantısı olan graffiti yaptığım zamanlarda kullandığım isimdi. İlk albümüm de bu kültürün devamı gibidir.
O nedenle yakışıyordu.
Yeni albümüm “gerçek ben”i o kadar yansıtıyor ki artık gerçek Doğa olmayı tercih ettim. Bu albümde doğu ve batının renklerini biraraya getirdim. Hangi duyguda isem ve ben ne isem o çıktı ortaya. Bu yüzden kendi ismim
Doğa ile yoluma
ediyorum.
“İsyanım Budur” belki de CD’ye basılan ilk ve son albümün olacak. Çünkü müziğin taşıyıcıları değişiyor. Taş plaklar, LP’ler, 45’likler, kasetler gibi birkaç yıla kadar CD de tarihe karışacak.
Hazır mısın digital çağa?
Her dönemde yeni bir şey çıkıyor ve bir formül mutlaka bulunuyor. Bizler hazır olsak da olmasak da bu çağ geliyor. Ayak uydurmak zorundayız. Şu an hem eski, hem yeninin içiçe olduğu bir aşamadayız. Her şey “yeni”lenince, genç ve
yeniliklere açık ve hazır olan kazanır. Kendime güveniyorum.
Çok çalışmak, özgün
ve farklı olmak şart
Onca rakip arasından dinleyici nezdinde algıda seçicilik yaratmak için ne yapması lazım senin gibi genç şarkıcıların?
Bir düşüncem var, popüler müzik ilk çıktığı dönemlerde de ilk icatlar yapıldı. Michael Jackson, Elvis Presley, Beatles, Queen gibi değerli müzisyenlerden müthiş bestelerin çıkması gibi...Ve arkasından gelen dönemde bunlar gibi başkalarının çıkıp, birçok müzik tarzının iç içe geçmesi, birbirine benzeyen sayısız beste ve tarzın ortaya cıkmasını beraberinde getirdi. Günümüzde şu an en büyük icatların alternatifleri yapılıyor. Cep telefonu, bilgisayarlar gibi. Biz de şu an alternatifleri üretmeye çalışıyoruz. Müzikte idoller dönemi geçti. Bütün bunlar yüzünden “eski müzikler gibisi yok “ derler hep. Dolayısıyla ne kadar özgün ve farklı müzik yaparsa,
o kadar aradan sıyrılıp dikkat çekersin, başarılı olursun. Bunun için çok
çalışmak, çok bilgili olmak gerekiyor.
Doğa Okulu ve doğa için her şeyi yaparım
n Bu söyleşiyi Orhanlı’da yapımı süren Doğa Okulu’nun önünde yaptık. Doğanın ortasında yakında eğitime başlayacak Doğa Okulu hakkında neler söylemek ister Doğa?
Bu işin arkasında olduğunu bildiğim 3 isim var. Seferihisar Belediyesi, Tarkan ve Doğa Derneği. Üçüne de çok saygı duyuyorum. Yaptıkları okula daha da çok. Bir gün bana da ‘Bu okul için bir şey yap’ derlerse koşar gelirim. Belki bir köşede piyano çalarım, belki hayvanlara bakarım, belki ağaç dikerim. Kısaca doğa için ve ona dair yapılan her şey için her zaman varım.
DOĞA’NIN “EN”LERi
* Renk?
Siyah - Beyaz
* Yemek?
Balık
* İçecek?
Ayran :)
* Şehir?
Amsterdam
* Tatil yeri?
Her yer
* Lider?
Atatürk
* Takım?
Beşiktaş
* Film?
Pi ‘nin Yaşamı
* Şarkı?
Ohooo:)