Cadde Dünyanın tüm duvarları yalnız kaldı

Dünyanın tüm duvarları yalnız kaldı

17.01.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Burhan Doğançay dün hayatını kaybetti. Başarısının sırrını üç şeye bağlıyordu: Çalışmak, sabır ve alınyazısı... Duvarların sesi oldu. ‘Benim sanatım duvar sanatı. Ben wall-art’ın kurucusuyum’ diyordu. Sanat hayatı boyunca 14 farklı dönem altında çalışmalara imza attı. ‘Mavi Senfoni’ eseri satış rekoru kırdı. O gitti, duvarlar yalnız kaldı

Dünyanın tüm duvarları yalnız kaldı

“Ben daha dört yaşındayken her şeyi öğrendim babamdan. O at sırtında ben eşek sırtında; dağlara çıkardık. O topograftı, askeri harita yapardı. Rahat durayım diye kağıt kalem verirdi bana... Alırdı eline resmi. ‘Bak’ derdi, ‘yanlış, güneş buradan geliyor, gölge buraya gidiyor’. Perspektif nedir anlatırdı. Bana o öğretti hepsini...”

İlk resim eğitimini babası Adil Doğançay’dan aldığını bu sözlerle anlatmıştı Burhan Doğançay. Kuşkusuz ki Türk resminin yaşayan en özgün, en usta ismiydi. 1960’lardan itibaren kent duvarlarının izini sürdü. Tuvallerine aktardığı duvarlarla toplumsal, kültürel, politik değişimleri yansıttı. Sadece sanatıyla değil kişiliğiyle de etkiledi pek çok kişiyi... Mücadeleci ruhu, azmi, çalışkanlığı, sevecenliği ve dostluğuyla... Dev bir çınardı! Sanki hiç ölmeyecekmiş, varlığı hiç sonlanmayacakmış gibi gelir ya bazı insanlar; işte Burhan Doğançay da onlardan biriydi.

Haberin Devamı


Bir süredir akciğer rahatsızlığı nedeniyle Amerikan Hastanesi’nde tedavi görüyordu Doğançay. Ama bir umut vardı hep; tüm zorluklara duvar gibi duran, ne badireler atlatan Doğançay’a dair... Ne yazık ki dün sabah saatlerinde o son umut da kayıp gitti elimizden; Doğançay’ı kaybettik.


Gençlerbirliği kadrosundaydı
1929 yılında doğan Burhan Doğançay, babasının yanı sıra 1906 - 1979 yılları arasında Ankara’da, o zamanlar tanınmış bir ressam olan Arif Kaptan’dan da resim dersleri aldı. Futbola olan tutkusuyla da bilinen sanatçı aynı dönemde Gençlerbirliği’nin kadrosundaydı. Önce Ankara’da hukuk okudu, ardından 1951’de ekonomi alanında doktora eğitimi almak için Paris Üniversitesi’ne gitti. Resim daima başucundaydı... Doktorasını yaparken bir yandan da La Grande Chaumiere’deki sanat kurslarına devam etti; karma sergilere katıldı. Tez araştırması için gittiği Danimarka’dan 1955’te döndü Ankara’ya. Ticaret Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. Tam da bu yıl Ankara Sanatseverler Kulübü’nde babasıyla ilk sergisini açtı. 2011’de Turgutreis’teki atölyesinde kendisini ziyaret ettiğimizde bu ilk serginin anı defterini göstermişti bana. Sergiye gelen ziyaretçilerden Türk resminin bir diğer önemli ismi İhsan Cemal Karaburçak’ın yazdıklarını okumuştu: “Babanın resimlerini daha evvel de görmüştüm. ‘Oğul’un çalışmaları benim için bir sürpriz oldu; kendisini bir gün tam manasıyla resme vereceğine katiyetle eminim”.
Karaburçak’ın bu tespiti yıllar sonra gerçekleşecek; Doğançay en büyük aşkı olan resim için elinin tersiyle itecekti tüm makamları...

Haberin Devamı


‘Satılınca bayram ederdik’
1962’de Türk Turizm ve Enformasyon Ofisi Müdürü olarak New York’a gönderildi. Resmi de ihmal etmiyordu. 1963’te New York’taki Washington Square Galleries’de Jasper Johns, Andy Warhol ve Willem de Konning gibi tanınmış isimlerin de yer aldığı “World Show” sergisinde Türkiye’yi temsil etti.
1964’te ise Paris’e tayin edileceğini öğrenince istifasını sundu. Üstelik gelecek vadeden bir diplomattı, ama o sadece ve sadece resimle yaşamak istiyordu. Bu kararı zor günleri de beraberinde getirdi. Eserleri satıldığında eşi Angela ile ne kadar sevindiklerini şöyle anlatıyordu: “Bin dolara veyahut beşyüz dolara resim satmışım o zamanlar. Bayram ederdik Angela ile. Ekmek alacağım, boya alacağım diye...”

Haberin Devamı


60’ın üzerinde müzede
Her gün resim düşünen biriydi; her gün çalışan... “Koşarken, yerken, konuşurken hep resim yaparım,” diyen Doğançay 1964’te ABD’deki ilk kişisel sergisini New York’taki Ward Eggleston Galerisi’nde açtı. New York’u betimleyen 80 resmini sergiledi bu sergisinde ve New York Kenti Takdir Belgesi’yle ödüllendirildi. Sanatçının 1964 tarihli “Afiş Panosu” adlı eseri New York Solomon R. Guggenheim Müzesi koleksiyonuna dahil oldu. Böylelikle Doğançay’ın ilk kez bir yapıtı bir müzenin kalıcı koleksiyonuna girdi. Devamı gelecekti; Doğançay da biliyordu bunu. Ve şimdi baktığımızda dünya çapında, aralarında Metropolitan Sanat Müzesi, British Museum, Pinakothek der Moderne, Louisiana Modern Sanat Müzesi’nin de bulunduğu 60’ın üzerinde müzede onun eserlerini izliyor sanatseverler.

Haberin Devamı


İlk sergi 76’da
1975’teki İsrail seyahati onun “Dünya Duvarları” adlı fotoğraf arşivinin temelini attı. O günden itibaren tüm dünyada 114 ülkede duvarların fotoğraflarını çekti, günümüze değin. “Dünya Duvarları”nda bugün 40 bin duvar fotoğrafı yer alıyor.
1976, Burhan Doğançay’ın İstanbul’da ilk kişisel sergisine imza attığı yıl oldu. Yahşi Baraz’ın galerisi Galeri Baraz’da açılan bu ilk kişisel sergide Doğançay’ın tüm yapıtları satıldı. Fakat sanılmasın ki bu usta ismin eserlerinin satışı bu kadar kolay oldu. Sanatçı yıllarca o dönemki Türk sanat dünyasında yapıtlarının doğru fiyatlara satılabilmesi, anlaşılabilmesi için büyük bir çaba harcadı. Tek başına inşa ettiği kariyeri boyunca her fırsatta Türkiye’de resim fiyatlarının düşük olmasıyla hayatı boyunca mücadele etti.

Dünyanın tüm duvarları yalnız kaldı

ABD’de çekim izni olan tek sanatçıydı

Önemli çalışmalarından biri de Brooklyn Köprüsü fotoğraflarıdır. 1986’da onarım geçiren köprünün fotoğraflarını çekmek için izin verilen tek fotoğraf sanatçısı oldu. Bu fotoğrafları ilk olarak 1996’da New York’un 100. yıl kutlamaları çerçevesinde JFK Havalanı’nda sergilendi iki yıl süresince.

Haberin Devamı

‘Mavi Senfoni’ ile rekor kırdı

Tarihler 2009’u gösterdiğinde Türk resmi için bir dönüm noktasının da vaktiydi. Doğançay’ın, Oktay Duran’ın koleksiyonunda yer alan “Mavi Senfoni” adlı başyapıtı Antik A.Ş. tarafından 2.7 milyon TL’ye Murat Ülker’e satıldı. Bu satış rakamı, yaşayan bir ressamın eserine verilen en yüksek rakamdı. Doğançay bu satışın ardından şunları söylemişti: “Bu tablonun satış rakamı belki yabancıların ilgisini buraya çekecek. Bundan sonra Türkler yavaş yavaş resmin birinci liginde oynamaya başlayacak. 380 bin dolara gözünü kırpmadan Ferrari alıyor ama bizim resimleri 1500 dolara alırken pazarlık ediyorlardı. Benden sonraki nesiller hiç olmazsa bundan kurtulacaklar, biraz daha rahat satış yapabilecekler.”

Kavuğunu devretti

Yaşayan en pahalı Türk ressamı unvanına sahip olan Burhan Doğançay’ın ölümüyle birlikte bu sıfat Türk soyut resminin ustası Adnan Çoker’e geçti. Sanatçının en son aralık ayında düzenlenen müzayedede “Retrospektif III” adlı yapıtı 650 bin TL’ye satıldı. Öte yandan hipergerçekçilik resmin önemli temsilcilerinden Taner Ceylan’ın geçtiğimiz yıl Sotheby’s’in düzenlediği müzayedede “1879” adlı resmi 229 bin 250 pound’a (650 bin TL) alıcı buldu.

TABLONUN?SAHİBİ?ÜLKER: Bilgisini paylaşmayı severdi. Bende iki özel hatırası mevcut. Birincisi, aile bireylerimizin kendi çizimlerinden oluşan bir kolaj çalışması. Bir de eski reklam materyallerinden şirket için hazırladığı bir başka kolaj. Son olarak geçen yıl birlikte “Kent Duvarlarının Yarım Yüzyılı” retrospektifini gerçekleştirdik İstanbul Modern’de. Eserleri Guggenheim ve Metropolitan başta olmak üzere dünyanın en önemli müzelerinde sergilenen çok özel bir sanatçıydı.

Turgutreis’te toprağa verilecek

Burhan Doğançay’ın naaşı yarın vasiyeti gereği önce çok sevdiği müzesine götürülecek.Ardından Teşvikiye Camii’nde öğle namazına müteakip cenaze namazı kılınacak. Sanatçının cenazesi yine onun vasiyeti üzerine 19 Ocak Cumartesi günü Bodrum Turgutreis’te, Karabağ Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

DOĞANÇAY’IN ARDINDAN...

‘Sevgiyle hatırlayacağız’

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nün de aralarında bulunduğu ulusal ve uluslararası pek çok ödül kazanan Burhan Doğançay, sanat dünyamızda saygın bir yer edinmiş, genç sanatçılara örnek olmuştur. Doğançay’ı sanat hayatımıza yaptığı değerli katkılarla her zaman sevgi ve saygıyla hatırlayacağız. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine, sanat camiamıza başsağlığı diliyorum.

‘Ülkemizin ismini duyurdu’

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay: Usta ressam, sevgili dostum, ağabeyim Burhan Doğançay’ın vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendim. Ülkemizin yetiştirdiği bu büyük yetenek eşsiz sanatıyla ülkesine hizmet eden usta bir isimdi. Birbirinden nadide çalışmalarıyla dünya çapında birçok ödüle layık görülen ve eserleri dünya müzelerinde sergilenen Doğançay, yaşamı boyunca ülkemizin ismini dünyaya duyuran çok değerli bir sanat temsilcimiz oldu.

‘Yerinin dolması çok güç’

İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı: Türkiye’nin kültür sanat yaşamında doldurulması güç bir yere sahip olan, çok değerli dostum Burhan Doğançay’ı kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz. Doğançay’ın çağdaş sanatımızın bugünkü konumuna gelmesindeki katkıları hiç unutulmayacaktır.

‘Vizyoner bir kişilikti’

İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı: Sanatçı duruşuyla örnek teşkil eden, gelecek için çocukların ve gençlerin sanat eğitimine büyük önem veren, enerjisi, samimiyeti ve heyecanıyla herkesi etkileyen Burhan Doğançay ülkemizin yetiştirdiği önemli vizyoner kişiliklerden biriydi.

‘Kaybı boşluk yaratacak’

Mehmet Güleryüz: Doğançay’ın modern Türk resminde kişilikli bir sanatı vardı. Sanatını uzun yıllar aynı enerji ve sistemle ulaştırmış olması, bu yöndeki gayretleri ve evrensel sanat dünyasında kazandığı yer açısından önemli bir örnekti. Böyle bir sanatçının kaybı muhakkak büyük bir boşluk bırakacaktır. Ancak yapıtlarıyla, bıraktığı boşluklar biraz da olsa azalacaktır.

‘Yeniden yana olan biriydi’

Hüsamettin Koçan: Bizim sanatımız açısından çok önemli bir figür. Bizdeki akademik dünyaya ve yerel ilişkilere çok fazla katılmadan doğrudan doğruya başlangıcını uluslararası ortamda yapan, kendisini uluslararası kurumlara kabul ettirmiş bir sanatçıydı. Hep yeniden yana olan biriydi. Ama asıl önemli olan şeyin, Türkiye’de sanatın güncelleşmesinde son derece önemli bir katkısı olduğunu düşünüyorum.

‘Pek çok öncü adımlar attı’

Balkan Naci İslimyeli: Doğançay Türk resminin dünya çapında tanınmasının öncü isimlerinden biriydi. Kariyeri sadece kendisine ait bir mücadele değildir; Türk resminin dünya çapındaki varlığı için sürdürülmüş öncü bir mücadeleydi. Bu mücadelede pek çok öncü adımlar attı. Kendinden sonraki kuşakların özgüven kazanmasında onun savaşımının büyük katkıları vardır. Acımız ve kaybımız büyük...

‘İlk birkaç sanatçıdan biri’

Yahşi Baraz: Kendisini 1976’da İstanbul’da tanıdım. Bana gösterdiği resimlerde büyük bir şok yaşamıştım.1970’li yıllarda Türkiye’de hiç yapılmayan bir üslupla eser üretmiş bir sanatçıdır. Büyük bir çabayla kurduğu Doğançay Müzesi ise Türkiye’de bir ilktir. Hem dünya sanatına katkısı oldu, hem sanatın yaygınlaşmasında önemli bir isim oldu hem de fiyatları Türkiye standartlarında beklenmeyen bir gelişme kaydetti. Türk çağdaş resminde ilk birkaç sanatçıdan biridir.

‘Önemli ilklere imza attı’

Turgay Artam: Çağdaş Türk sanatının önde gelen ismi, değerli ressam Burhan Doğançay’ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Doğançay, Guggenheim Müzesi’nden British Museum’a, Pinakothek der Moderne’den Louisiana Modern Sanat Müzesi’ne kadar dünyanın önde gelen müze koleksiyonlarında en fazla eseri olan Türk sanatçısıdır. Türkiye’nin ilk özel ressam müzesini kurarak çok önemli bir ilke imza atmıştır.