Cadde Emrah’ın yeni sarayını Asuman döşüyor

Emrah’ın yeni sarayını Asuman döşüyor

08.02.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Emrah’ın yeni sarayını Asuman döşüyor

Emrah’ın yeni sarayını Asuman döşüyor



Emrah’ın yeni sarayını Asuman döşüyor
Efendim, Amerika’dan gelir gelmez daldık İstanbul gecelerine. Yine dağıttık tabii.
E özlem var, kolay mı? Sevgili avukatım Ersan Taştekin, güzel karısı Burcu ve sırdaşım İsmail Akkaya ile birlikte Reina’da keyifli bir yemek yemeye heveslendik. Bu arada unutmadan, Ersan muhteşem bir avukat ve dost. Tabii Allah kimsenin başını dara koymasın. Benim sevenim kadar sevmeyenim de çoktur. E ara sıra yazdığım yazılardan dolayı başım derde giriyor. Biliyorsunuz, bu alemde doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar. Sevgili patronumuz Aydın Doğan, sağolsun, kocaman bir hukuk bürosunu bizim gibi zararlı yazarlara tahsis etti gerçi. Etti de bazen özel avukat da gerekli olmuyor değil hani.
O gece Reina tıklım tıklımdı. Ortaklardan sevgili Ali Ünal’ın da keyfi yerindeydi. Reina’nın aşçıbaşısı Tevfik Alparslan ile Ali’ye bıraktık mönüyü. Ersan ve eşi başlangıç olarak taze biberiyeli, üzerinde ızgara tavuk filetosu ve parmezan peyniri bulunan Sezar salatası istedi. İsmail balzamik sirke, limon, zeytinyağı ve parmezan peynirli karışık yeşil salata yedi. Ben de haşlanmış sebze ve peynir tabağı aldım. Rakı içiyoruz ya. Ana yemekte Burcu shitake mantarı, patates dilimleri, safranlı risotto eşliğinde dana bonfile yedi. Bizler ise Ali’nin önerisiyle kalkan ızgarada karar kıldık. Tevfik Usta bu konuda otorite. Allah’ı var, o kadar güzel yapmış ki tadına doyamadık. Tatlı olarak Ersan ile İsmail mascarpone peynirli, amaretto likörlü, kremalı tiramisu aldılar. Burcu içinde beyaz çikolata, file bademli tuil, iç fındık olan brownie yedi. Bir köşede Cem Şaşmaz hararetli hararetli bir şeyler anlatıyordu. Başka bir masada ünlü diş doktoru Nihat Tanfer konuklarıyla yemek yiyordu. Ünlü mankenimiz Şenay Akay, eşi Buğra Özçetin ve meşhur playboylar (!) Hakan Tankut ile Ozan Kaçmaz etrafı kesiyorlardı ama efendice. Masaya her zaman olduğu gibi yakışıklı şef Erkan Ünal ile garson Kemal baktı. Çok keyifli bir akşamdı.

Halkla ilişkiler konusunda Türkiye’nin saygın kuruluşlarından biridir Lobby. Mekanın patronu olan sevgili ağabeyimiz Ünal Uzun yıllardır başarıyla yürütüyor bu işi. Sevgili oğlu Ömer ve kızı Özge de iki yıldır babalarının sağ kolu oldular. Geçenlerde Ünal Ağabey ile buluştuk. Bana "Seni bir pideciye götüreceğim, böyle lezzet olmaz" dedi. Mekanın adı Pideci. Gayrettepe’de. 5 yıldır Zekeriyaköy’ün en popüler yerlerinden biriymiş Pideci. Dekorasyon çok şıktı. Karadeniz pidelerinin en güzel örneklerini sunuyorlar. Oldum olası hamur işine bayılmışımdır. Ortaya kavurmalı, kaşarlı, domates ve çarliston biberli karışık pide söyledik. Ama aklım sucuklu-kaşarlıda kaldı. Bir de dana kavurma, pastırma, sucuk, kaşar, yumurta ve tereyağından oluşan ‘A La Turka’, dana kıyma, patlıcan, kaşar, domates ve çarliston biberle yapılan ‘Hünkar’ gibi çeşitleri tavsiye ettiler. Diyet ve vejetaryen çeşitleri de var. Yazın teras katında hizmete devam edeceklermiş. Yakın semtlere paket servisi yapıyorlar. Ağız tadıyla pide yemek isteyenlerin yeni adresi olacak Pideci. Telefon numarası (0212) 216 99 15. Tam yazımı yazarken sevgili Yosi Mizrahi ziyaretime geldi. Farklı mizah anlayışı ve tiyatroya getirdiği yeni gülmece tarzıyla kendine özgü bir yer edinen Espri Standartları Enstitüsü Kurumu, yani e.s.e.k’den söz ettik. İki yıldır Akatlar Kültür Merkezi’nde ‘Üçüncü Türden Yakın İlişkiler’ adlı muhteşem bir oyun sergiliyorlardı. Yosi de bu oyunun kahramanlarından biri. Yazan ve yöneten sevgili Uğur Uludağ. Henüz 32 yaşında ve çok yetenekli bir arkadaşımız. Şimdi de "Beraber eğlenemeyen insanlar, beraber bir gelecek kuramazlar" diyerek Üçüncü Türden Yakın İlişkiler-2’yi sahneye koydu. Deniz Pulaş, Yosi Mizrahi, Ceyda Düvenci, Hakan Bilgin, Murat Akkoyunlu, Gülden Avşaroğlu, Emrah Akşık, Celal Belgi, Koray Şahinbaş ve Uğur Uludağ sizleri bekliyorlar.
Akatlar Kültür Merkezi’ne.
Telefon numarası (0212) 351 93 82.

Efendim, Camelot Bar ve Restaurant, Levent’in en şık yerlerinden biri. Senede bir-iki kez de olsa uğrarım. Artık daha sık uğrayacağım galiba, çünkü sevgili Apo, yani Abdullah Özmelek meşhur Cafe de Paris’yi buraya taşımış. Artık Camelot Bar kısmında Cafe de Paris var. Fiyatları da her keseye uygun. Patron Ahmet Mutafçı, Apo ile birleşmekle iyi etmiş bence. Öğle yemekleri için de ideal bir yer. Öğle saatinde, kişi başı, içecek dahil 14 milyon 900 bin lira. Gece ise içki hariç 17.5 milyon lira. E bu fiyata karın doyuracak böyle şık ve keyifli bir yer bulmanız biraz zor. Telefon numarası (0212) 324 88 72. Bana ailem kadar yakın olan sevgili Derya-Zafer Babacan çifti ve güzel kızları Sinem, Didem ile eskiden Bebek Divan Cafe’de brunch’a sık giderdik. Bir ara da Bebek Bar’a takıldık. Yenilenmiş, bir pazar gideceğim. Divan yepyeni bir ürün yelpazesi sunuyor artık. Divan Gurme Ürünleri adı altında. Zeytinyağlılar, reçeller, unlu mamüller, ballar, soslar var. Ben reçelleri ve zeytinyağlıları denedim. Hatta arkadaşım, gül ve incir reçelini annemin evde yapıp bana gönderdiğini sandı, o kadar lezzetliydi. Bir de soya kıymalı fırınlanmış mantı ile tarhana aldım, onlar da çok lezizdi. Bütün Divan Pastaneleri ve Kuruçeşme Divan’da var. Farkındaysanız son günlerde Seren Serengil’in sesi soluğu çıkmıyor. Daha doğrusu öyle ota-boka karışmıyor. Önüne her mikrofon uzatıldığında ağzına geleni söylemiyor. Çünkü annesi Nevin Hanım Seren’i kampa aldı. Seren’in en büyük sıkıntısı cep telefonunun bile annesi Nevin Hanım tarafından kontrol altında tutulmasıymış. Seren, damardan şarkıların yaratıcılarından olan eski sevgilisi Cengiz İmren’den ayrıldıysa da onu hâlâ unutamamış. Cengiz de onu unutamamış olmalı ki hep mesaj çekiyormuş. Bu arada Seren, annesi Nevin Hanım’ın armağanı olan Afgan kadın portresini de evinin baş köşesine asmış. Soranlara "Bu tabloyu çok beğeniyorum.
Çünkü gözleri bana Cengiz’i hatırlatıyor" diyormuş. Bakalım Seren Serengil bu büyük aşkını ne zaman tamamiyle kalbinden söküp atabilecek.

Uzun süredir karşı tarafa geçemiyordum. Elim, kolum bağlanmıştı. Sevgili Sema Çelebi bir yandan, sırdaşım İsmail Akkaya öte yandan... Ama o köprü yok mu? Allah affetsin, Sırat Köprüsü gibi geliyor bana. Oba’nın ortağı sevgili Cihan Oskay ve Çengi Çigane’nin sahibi genç patron Kaan Nalbantoğlu’na uzun süredir sözüm vardı. Sonunda hepsinin birden gönlünü yapmak üzere çıktım yola. Önce Küçükyalı Çapari’ye uğradım. Hiç de balıkçı restoranı gibi değil. Çok şık, hatta görkemli. Küçükyalı sahilinde iki katlı bir villa. Yeşillikler içinde. Yazın çok daha iyi oluyormuş. Stil olarak Portekiz balıkçı restoranlarını hatırlatıyor. Türkiye’nin en iyi 20 balık lokantasından biriymiş. 5 sene önce İbrahim Kocabaş tarafından kurulmuş, başına da Cihan gelmiş. Her iki katta bulunan şömine karşısında alacağınız ilk içkiler keyifli bir gecenin başlangıcı için ideal. Yeşilli, sarılı örtülerin üzerinde olan orijinal deniz kabukları ve böcekler mekana sıcak bir hava kazandırmış. Salonu yöneten Çetin İğret ve salon şefi Avni Şahin hem titiz hem kusursuzlar. Mutfak şefi Ali Ateş hünerli. Ben yemek için Çengi Çigane’ye gideceğim için kalamayacağımı söyledim. Ama boşuna. Barda otururken Cihan siyah havyarla, tost melba ve susamlı-siyah karidesli levrek sarma getirmiş. Gelin de yemeyin. Birkaç lokma aldım.
Ama asıl balık pastırması, dil mönüleri müthişmiş. Bir de şokola sufle ile çikolata soslu rokoko. Ben oradayken Ali Şen bir grup arkadaşıyla geldi. Cihan hasta Fenerbahçeli, dolayısıyla müşterilerinin çoğu Fenerli yöneticiler ve taraftarlar. Kişi başı 35-40 milyona mükellef bir ziyafet çekip çıkabiliyorsunuz. Telefon numarası (0216) 320 20 06. Efendim, Çengi Çigane söz verdiğim halde Bostancı’da olduğu için bir türlü gidemediğim eğlenceli bir meyhane. Çapari çıkışı, soluğu sırdaşım İsmail Akkaya ile orada aldık. Sevgili Çınar Nalbantoğlu’nun oğlu Kaan, Dedikodulu Meyhane’de iyice pişmişti. İzzet Ağabeyi onu yetiştirdi. Artık genç bir patron. Halkla ilişkileri Selma Şentürk yürütüyor. Şef Turgay Işık ve Sabri Alaca. Garsonlar Ulaş Öztürk, Hüseyin Fidan, Nuri Alaca. Şenay Abla’larını görünce sevindiler. Program fasıl ile başlıyor. Masayı 15-16 çeşit mezeyle donattılar. Ara sıcaklar, balık, tavuk sote... Ama tıkanmışım zaten, zorla bir ızgara tavuk yiyebildim. Sahneye Cihan Doğan çıkıyor. Arada da oryantal Zümre. Hem şık, hem iyi oynuyor doğrusu. İçersi de bayağı hoştu. Kadıköy yakasında oturanlar; Çengi Çigane’ye bir uğrayın, tiryakisi olabilirsiniz. Telefon numarası (0216) 441 81 97. Çıkışta dünyaca ünlü İtalyan dondurmalarının yeni damak tadı olan Via Gelato’ya uğradık. Bağdat Caddesi’nde. O kadar çok çeşit vardı ki hangisini seçeceğimizi şaşırdık. Sıcak, soslu, likörlü... Deneyin. Kışın dondurma daha güzel yeniyor. Üstelik de pek çok hastalığa iyi geliyor.

Emrah, Polat İnşaat’ın yaptığı Ihlamur’daki Polat Renaisance’dan muhteşem bir daire almış. "500 bin dolar civarında" diyorlar. Güzelkardeşime yakışır. Emrah biraz da bankadan kredi çekmiş. Şimdilerde bu minik saray yavrusu evini döşemekle meşgulmüş. Ama kendi zevkinden çok sevgilisi Asuman Krause’ye güveniyormuş. Allah’ı var, Asuman zevkli, görgülü ve bilgilidir. Yol, yordam bilir, dünyayı dolaşmıştır. Emrah evin dekorasyonunu profesyonel bir dekoratöre vereceğine sevgilisine vermiş. Şimdilerde sevgililer antikacıları, mobilya mağazalarını dolaşıp evi döşüyorlarmış. Hayırlısı. Bu arada Asuman, Emrah’ın Ulus’daki evine kiracı girdi ya, bir yandan da kendi evini döşüyormuş. Sevgililer sıkıldıkları zaman bir evden diğerine geçip yaşamlarını sürdüreceklermiş. Evet efendim, bugünlük de bu kadar. Yine güzel günler sizin, artanlar benim olsun. Kalın sağlıcakla.

Yazara e-mail: