06.06.2021 - 19:30 | Son Güncellenme:
Sussex Dükü Prens Harry ile eşi Düşes Meghan Markle çiftinin Lilibet "Lili" Diana adını verdikleri kızları dünyaya geldi. Mayıs 2019'da doğan oğulları Archie Mountbatten-Windsor'un ardından Harry-Meghan çiftinin ikinci çocukları, ABD'nin California eyaletinde dünyaya gözlerini açtı.
İngiliz tahtının sekizinci sıradaki varisi olan Lilibet "Lili" Diana'nın fotoğrafı paylaşılmazken kraliyet ailesinden de doğumla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.
Harry ve Meghan, Ocak 2020’de kraliyet görevlerinden çekilerek, daha bağımsız bir hayat yaşamak ve İngiliz medyasından kaçmak için Güney California’ya taşınmıştı.
Mart ayında Amerikan CBS televizyonunda yayınlanan röportajda, siyahi bir anne ve beyaz bir babanın kızı olan Markle, oğluna hamilelik süreci hakkında, "Ben hamileyken, bebeğimin prens ya da prenses olmasını istemediler. Bebeğime güvenlik tanınmayacağını söylediler. Oğlum doğduğunda ten renginin ne kadar koyu olacağına dair konuşmalar oluyordu ve bundan endişeleniyorlardı." ifadesini kullanmıştı.
Prens Harry ise babasının kendilerine mali desteği kestiğini ve telefonlarına çıkmadığını söylemişti.
Prens Harry ve Meghan Markle, Amerikan CBS televizyonunda Oprah Winfrey'ye verdikleri mülakatla günlerce dünya basınının gündemini meşgul etmişti.
Mart ayında yayınlanan mülakatta Harry, annesi Diani'nın ölmeden önce Kraliyet Ailesi'yle bağlantılarını koparmasına gönderme yaparak, annesinin o dönemde neler yaşadığını hayal bile edemediğini söylemişti.
Harry-Meghan çifti röportajda İngiltere Kraliyet Ailesi'ne yönelik suçlamalarda bulunmuştu. Harry, Saray'da ırkçılığa maruz kaldıklarını anlatırken, eşi Meghan bu konuda ayrıntıya girmek istemediğini ifade etmişti.
Amerikalı eski oyuncu Meghan, koyu tenli bir bebeğin Saray için bir sorun olacağının farkında olduğunu belirterek, hamileliği sırasında intihar etmeyi bile düşündüğünü söylemişti.
Prens Harry ve ABD'li oyuncu eşi Meghan Markle geçen yılın ocak ayında Instagram hesaplarından yaptıkları açıklamada kraliyet ailesindeki üst düzey görevlerini bıraktıklarını, bundan böyle yaşamlarını İngiltere ve Kuzey Amerika'da geçireceklerini açıklamıştı.