Çocukluk hayalinin psikoloji okumak olduğu öğrenilen Döngel, bu olayın ardından ise kendi ayaklarının üzerinde durup hayata atılmak için oyunculuk sektörüne giriş yaptı.
Melisa Döngel, bir röportajında da hayatın kendisini oyunculuğa ittiğini, “Aslında oyuncu olmayı hiç düşünmedim, istediğim tek şey psikolog olmaktı. Tabii hayat oyunculuğa yöneltti beni. Fakat işin içine girince oyunculukla psikologluğun çok zıt kulvarlarda olmadığını gördüm. Oyunculukta birçok karaktere bürünüp halkın yaşadığı çıkmaz durumlara ayna olabiliyoruz. Bir nebze de olsa yol gösterici olabildiğimizi umuyorum" sözleriyle anlatmıştı.
Birkaç yıl önce yaşanan olayın izlerini silmeye çalışan Melisa Döngel’in şu sıralar cezaevinde yatan babasının kendisine açtığı dava ile başı dertte.
Oyuncu, kendi yaşadıklarını yaşamaması için 17 yaşındaki kız kardeşinin velayetini almak istedi. Öz baba, Melisa Döngel’in “kötü bir hayatı olduğu” gerekçesiyle 17 yaşındaki küçük kızının da velayetinin kendisine verilmesi; kendisi cezaevinde olduğu için Rusya’da bulunan ayrıldığı eşinin yanına gönderilmesi ya da devlet koruması altına alınmasını talep etti.
Melisa Döngel’in Rusya’da yaşayan annesinin de “Bakamıyorum” diyerek kızını, ablasının yanına gönderdiği ortaya çıktı.