YEME-İçme-Eğlence gezegeninde 15 yıldır “GECCE” grubu kılavuzluk misyonunu sürdürüyor. “Gecce” jürisi toplandı ve Türkiye’nin en iyilerini seçti.
İstanbul’un, İzmir’in, Ankara’nın, Bodrum’un, Kıbrıs’ın, bu yıl patlama yapan Kapadokya’nın “en iyileri”çok sayıda aday ismin arasından elendi ve bir “referans liste” oluştu. Her kış olduğu gibi bu kışta “Best Restaurant Winter -2016”ya bakarak programlarınızı düzenleyin derim.
Pırıl pırıl kuşe kâğıttan 214 sayfa... Türkçe ve İngilizce anlatım...
Seçkin kitap evleri raflarında yer alan bu kitabı 5 yıldızlı otellerde, Türk Hava Yolları uçaklarında hatta büyükelçiliklerde bile bulabilirsiniz. Gecce’nin düzenlediği toplantı Kanyon’da yeni açılan “Elegance” adlı mekândaydı. Dekoru, düzeyli servisi, mutfağıyla gerçekten güzel. Kenan ve Gül Erçetingöz’ün yolları hep açık olsun.
Gecce Jürisi Elegance’ta toplandı... Dilara Koçak, Gül Erçetingöz, Olcayto Ahmet Tuğsuz, Sermet Severöz, Hasan Sabuncu, Ali Esad Göksel, Ahmet Örs ve Kenan Erçetingöz’le beraberiz.
PATRONLAR OKULU
İŞADAMLARININ sıcak söyleşide deneyimlerini ve kariyer yolculuklarını anlattıkları “Patronlar Okulu”etkinliklerinden sonuncusu... Ahmet Güneştekin’in Haliç’teki görkemli atölyesinde bu kez Türkiye’nin en iyi resim koleksiyonerlerinden Mustafa Taviloğlu ve Ahmet Güneştekin konuşmacıydı. Anıların paylaşıldığı keyifli gecede, bunlardan biri öne çıktı.
Anlatayım... Yıllar öncesinde, Ahmet Güneştekin sokakta şövalesini kurmuş, elinde fırça kendinden geçmişçesine tuvale odaklanmış, resim yapmakta. Oradan tesadüfen geçmekte olan Mustafa Taviloğlu (Mudo) bu çalışmayı çok beğenir ve satın alır. Henüz şöhret olmamış Güneştekin’e “Devam aslanım, büyük sanatçısın, bunu herkese kabul ettireceksin”der. Aradan
geçen yıllar Mudo’nun bu öngörüsünü doğrular. Güneştekin Türkiye sınırlarını da aşarak küresel tanınırlığı olan bir sanatçı.
ETHEM Postacıoğlu Türkiye’nin sınırları ötesinde de tanınan değerli bir hukukçudur. Paris’te ve bazı Avrupa kentlerindeki avukatlık bürolarının yanı sıra artık Berlin’de de adalet sisteminin içinde olacak.
Berlin bürosunda ortağı bir önceki Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff. Birlikteliklerini imzaladıkları gün olayı basın toplantısıyla açıkladılar. Gecesinde ise Esma Sultan’da şık bir davet vardı. Postacıoğlu görkemli bir gece düzenlemişti. Düzen ve yemekte Rezzan Benardete’nin zevkli dokunuşları özeldi. Christian Wulff Türkleri ve Türkiye’yi seven bir Alman politikacısı. Davete genç, güzel ama bunların ötesinde çok da nazik olan yeni eşiyle geldi. Bütün konuklarla ayrı ayrı ilgilendiler.
İki çok yönlü isim. Şeffaf Oda konuklarım; Can Bonomo ve Seda Telciler... Can Bonomo müzik kariyerinin yanı sıra resimde de başarısını ispatladı. “Anachronismus”adını verdiği sergi büyük ilgi gördü. Anakronizm “Herhangi bir olay ya da varlığın içinde bulunduğu zaman dilimiyle kronolojik açıdan uyumsuz olması”anlamına geliyor.
Örneğin... “Cep telefonuyla konuşan bir Napolyon” ya da “uzayda muz ikram edilen bir astronot” gibi zaman kavramını sarsan resimler... Can’ın şiir kitabı da var, yenisi ise yolda. Bilgi Üniversitesi Sinema-TV mezunu. Oyunculukta da başarılı.
........................
SedaTelciler 5 yaşında karar vermiş ne olacağına... “Ben büyüyünce hem dans edeceğim, hem de şarkı söyleyeceğim” demiş.
Sözünü de tutmuş.
Seda, “Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Klasik Bale” mezunu, ardından “Galatasaray Üniversitesi”nde “Sosyoloji” eğitimi almış. Seda 5 yaşındayken “Oyuncu da olacağım”demeyi unutmuş.
Oyunculuğa çocuk yaşlarda başlamış. Şimdi Kertenkele’de rol alıyor. Seda Bembeyaz şarkısıyla ılık İzmir imbatı gibi okşadı yüzümü...
Şimdi de “Böyle Şey”adlı albümüyle karşımızda.
Seda farklı tarzıyla, duru güzelliğiyle etkileyici. Şeffaf Oda’da gitarı eline alıyor ve şarkılarını gülümseyerek söylüyor.
Can için bir şarkı yapmasını istiyorum. Anında doğaçlama yapıyor.
Portaxe’ın Boğaz manzarasında Can Bonomo ve Seda Telciler ile keyifli, müzikli sohbet...