Şeffaf Oda’da iki başarılı isim...
Azra Kohen ve Yaşar...
Yaşar 19’uncu sanat yılında...
Marmara Üniversitesi İşletme mezunu, ardından İstanbul Üniversitesi Uluslararası Finans bölümünde yüksek lisans yapmış.
İlkokulda “üstün zekâlı” çıkmış. Arkadaşlarından ayrılmamak için üstün zekâlılar okuluna gitmeyi reddetmiş. İlk albümü Divane 1 milyonun üstünde sattığı için Altın Plak almış. Son albümü “Cadde” de çok başarılı. Şarkılarını kendisi yapıyor.
Oyunculuk deneyimleri de var.
......................
Onu “Akilah” adıyla merak ettik. Ardından “Azra Kohen” olduğunu öğrendik. “Fi (güzellik)”, “Çi (yaşam enerjisi)” ve “Pi (denge eksenli)” kitapların yazarı... Azra’nın bu “üçlemesi” 800 binin üzerinde sattı.
Arap ve Amerikalı iki büyük TV yapım şirketi dizi yapmak istiyor.
Yeni kitabı “Zekâ Menüsü” de yolda... Bebeklikten başlayarak nasıl beslenmemiz gerektiği konusunda rehber olacak.
Azra Kohen’in öğrenciliği hiç bitmiyor. İstanbul Üniversitesi Radyo TV, ardından Ottawa Üniversitesi 3. Dünya Ülkelerine Yardım Ekonomisi Bölümü mezunu. Liverpool Üniversitesi’nde Davranış Bilimleri üzerine uzmanlık eğitimi alıyor.
“Bu dünyaya öğrenmek için geldik” diyor. Bir de “güneş enerjisi de üretecek organik çiftlik projesi” var. “Temiz yaşam” parantezi içine ne giriyorsa hepsini verecek modern çağın lisesi de bu kapsamda.
Portaxe’ın Boğaz manzarasında Azra Kohen ve Yaşar ile keyifli müzikli sohbet...
7 ÇOCUK FOTOĞRAF USTASI
FOTOĞRAF ustası Nihat Odabaşı, “Koruncuk Vakfı Kimsesiz Çocuk Yuvası” fotoğraf kulübü öğrencilerine sanatıyla dokunmuş. “Manzara, portre, ışık” nasıl olmalı? 7 öğrenci ellerinde kameralar İstanbul’dan görüntüleri fotoğraflamışlar. Bunlar arasından 7’sini Nihat Odabaşı ve Mithat Bereket seçmiş.
Milliyet’te yayımlamak üzere Genel Yayın Yönetmenimiz Fikret Bila girişimi teşvik etmiş. Fotoğrafların altına Serpil Çevikcan, Asu Maro, Fikret Bila, Melih Aşık, Mithat Bereket, Sunay Akın ve
ben izlenimlerimizi yazdık.
Girişimin başındaki Maslak Rotary Kulüp Başkanı Tijen Sadi, Ceylan International Hotel’de davet düzenledi.
Fotoğraflar artırmaya çıkarıldı.
Geliri Koruncuk Vakfı’na.
O gece bana da bir ödül verildi.
Fotoğraf karesine yaptığım yorumun mesajı: “Gölge oyunlarında gölge olmayın...”
GEÇEN yaz Alaçatı’da “La Capria” otelde 2 gün kaldım.
Yörenin taş mimarisi, yeryüzü cenneti çiçekler, ortada yüzme havuzu ve lezzet paleti...
Geldim ve dönüş için ayrılana kadar “Hiç dışarı çıkmadım” dersem her şeyi anlatır.
La Capria’nın İtalya’nın kuzeyindeki Toscana’da da böyle bir butik oteli var.
Sahipleri Mete Nisarı ve İtalyan eşi mimariye ve dekorasyona da imza atanlar.
Haftanın başında gene bu çiftin İstanbul’daki yeni “bar/otel”lerinin konuğu olduk.
......................
Günümüzde büyük, kozmopolit mekânlar açılmaya devam ederken, butik, kişiye özgü mekânlar da trend.
“ ALEXANDRA” ruha dokunan bir buluşma noktası.
“ALEXANDRA”da baştan çıkarıcı snack’ler ve farklı kokteyller eşliğinde bir arkadaş grubuyla özel partiler yapabilirsiniz. İş çevrenizle özel menü ve keyifli sohbet ekseninde akşamlar için de bir özgün mekân.
Tarihi dokuya ve bölgenin ruhuna uygun aydınlatma ve retro aksesuarlar... Barında iddialı COCKTAIL MENÜ’sü... Bunun yanı sıra hem “workshop” yapılabilecek, hem de CHEF tarafından “live yemek şovu” ocak donanımı...
Mekân her ay farklı bir şefe ev sahipliği yapacak...
BOĞAZ’LA GÖZ GÖZE...
“La CaprIa” grubunun yeni markası “La Capria Bosphorus Hotel” de aynı binada ...
Barın duvarını yerden tavana boydan boya kaplayan kitap raflarındaki “saklı kapıyı” itin, “yalı hotele” geçmiş oldunuz.
Dekorları birbirinden farklı ve şık 5 oda.
5’inin de jakuzili banyosu, özel mutfağı var.
Boğaz’la göz göze, dudak dudağa...
SERMET Severöz her yıl Ankara kökenli dostları için davet düzenler.
Bu kez yeni açılan “Le Baron”daydık.
İstanbul’un “farkı fark edilen” mekânlarından biri.
Zorlu’da yüksek tavanları, aynaları, koyu renk ahşabı ile “özel kulüp” atmosferini yaşatıyor. Şömine önünde deri koltuklarda içkinizi yudumladıktan sonra yemeğe geçebilirsiniz. Masa sayısı az...
Öyle çok müşteriye oynamıyor.
Özelliklerinden birine işaret edersem zaten amacı ve seçici felsefesi anlaşılır.
Devamlı müşterilerin anahtarı kendilerinde olan özel dolapları var. Açtırdıkları fakat bitirmedikleri değerli şişeleri o dolaplara koyuyorlar.
Geldiklerinde kilidi açıp servis edilmesini istiyorlar.
Le Baron’daki Ankaralılar gecesinde davetin sahibi Sermet Severöz, Ilgın Beyazıt Paydaş ve eşin Canan’la...
Özel kulüplerde olduğu gibi değerli içkilerinizi anahtarı sizde olan özel çekmecelere koyabilirsiniz.
40. YIL PASTASI
AHMET Güneştekin 40 yaşına bastı.
Dostları Ottomans Otel’deki “The Bar”da bir gece düzenledi.
Doğum günü pastası Güneştekin’in bir tablosundan yansımaydı.
Behzat Gerçeker’in piyanosu eşliğinde Ahmet Güneştekin ve Şehmuz Bey’in birlikte söyledikleri Ahmet Kaya’dan “Kum Gibi” gecenin sürpriziydi.
Gazeteci Özlem Gürses’in de sesi ve yorumu “sahneye çeyrek kala” izlenimini verdi.
Ahmet Güneştekin’in pastası bir tablosundan esinlenilmişti.