GAUDI, Barcelona’nın ve elbette içinde bulunduğu Katalan coğrafyasının simge ismi olan efsane mimardır.
Tıpkı Katalan kökenli ünlü ressamlar Picasso, Salvador Dali ve Miro gibi... Dünyanın gözünde onlar birer İspanyol olarak algılanır. Katalonya, İspanya içindeki özerk yönetimlerden biri olduğu için bu da normal.
İspanya’nın turizm simgesi bile -ortasındaki güneş ve diğer sarı figürleriyle- Miro’nun çizgilerinden bir esindir.
Düşünün... Barcelona dünyada Katalan kökeni hiç bilinmeden İspanya La Liga’da oynayan küresel şöhrette bir İspanyol futbol takımı olarak bilinmez mi?
Bir mimari deha olan Gaudi’nin bugünlere kadar uzanan bir özelliği var.
Çok özgün, çok farklı bir kilise projesine imza atmıştır. Kilisenin yapımı sürerken yolun öbür tarafından çalışmaları izler ve gözünü rahatsız eden bir ayrıntıya takılır. Hemen düzeltmeye karar verir.
Gözü o ayrıntıda kaldırımdan iner. Yoldan karşıya yürürken hızla gelen bir tramvayın altında kalarak ölür. Gaudi 1926’da öldü. O tarihten beri kilisenin inşaatı sürmekte. Biteceğe de benzemiyor. Barcelona yönetimi artık “bitmeyişi” ile daha çok konuşulan bu kiliseyi galiba bilerek tamamlatmıyor. İnşaatı ağırdan alarak sürdürüyor.
Barcelona’da bugün yapılan “İspanya’yla TAMAM ya da DEVAM” startı anlamındaki seçimler öncesinde hiçbir gerilim yoktu. Ali Esat, Hülya Pamuk ve Gökhan Yurdakul’la beraberiz...
......................
GAUDI’nin kilisesiyle Katalonya’nın “bağımsız devlet projesi” birbirine paralel iki “bitmeyen...”
Bugün Katalonya seçmeni belki de bu sonu gelmeyecek
gibi görünen “bağımsızlık” projesini son aşamaya getirebilir.
Aslında Katalonya yerel meclisi için seçim yapılmakta. Ancak... Bir referanduma dönüştü.
Katalonya’nın solcusundan liberaline, muhafazakârına kadar “bağımsızlık yanlısı” ortak platform oluşturdular. Eğer bu platform mecliste çoğunluğu alırsa “halk çoğunluğunun İspanya’dan ayrılarak bağımsız devlet istediği” yorumuyla yeni bir anayasa yapacak.
1 buçuk yıl içinde de yeniden ve bu kez halka “bağımsızlığa EVET mi, HAYIR mı” diye sorulacak. Oylar ortada görünüyor.
İskoçya’da da böyle bir referandum kısa süre önce yapıldı. Halk çoğunluğu “Büyük Britanya’da İngiltere’yle beraber yola devam” dedi. Katalonya da aynı sürprizi yapabilir. Birkaç hafta önce Barcelona’daydık.
Pırıl pırıldı. İnsanlar sakin, neşeli... Ayrılıkçılar ne hendek kazmışlardı, ne kum çuvalları dizerek yolları kapatmıştı.
Güvenlik görevlilerini öldürmüyor. Kamu mekânlarını tahrip etmiyordu.
Sadece demokratik kanallardan siyaset yapılıyordu. Kararı halk verecekti. Ve ne tartışılıyordu dersiniz?
“Barcelona İspanya liginden, Katalonya AB’den çıkarılır mı?”
SİZİN PRENS’LERİNİZ / PRENSES’LERİNİZ
DÜNYA “büyüklere
bırakılamayacak kadar ciddi konudur.”
Çocukların tertemiz ve safça sorduğu bir soru aslında beyinlerdeki alacakaranlığı güneş gibi aydınlatır. Bu yargının yüz binler hatta milyonlarca yetişkinde kökü “Küçük Prens” adlı kitaptır.
Küçükler için yazılmış gibi algılansa da aslında çocukların gözünden büyüklere bilgelik mesajlarını yansıtır.
Küçük Prens’ten bir alıntı:
“Her sabah kendinize çekidüzen verdikten sonra, gezegeni de köşe bucak temizlemelisiniz.”
.....................
Bu kitabın sadece Türkçede bile 15 farklı çevirisi var. Antoine de Saint-Exupery’nin yazdığı bu kitap günümüze kadar 210 ayrı dil ve lehçede yayımlandı.
Şimdi de İstanbul Capitol AVM’de Dünyadan 481 Nüshası sergileniyor. Görme engelliler için dokunarak okuyabilecekleri kabartma nüshalar da... Hafta başında da kitabın çizgi filmi gösterime giriyor. Tatil bittiğine göre ebeveynlerin çocuklarını bu filme, ardından da sergisine götürmelerindeki kültür altyapısı katkısına işaret etmek isterim.
......................
Yazar Saint-Exupery uçak pilotudur. 1935 yılında hız rekoru denerken büyük sahranın ortasına düşmüştü. İşte oradan esinlenerek sahra çölüne düşen pilotun Küçük Prens’le karşılaşmasıyla
başlıyor öykü. Yetişkinlere göndermelere gelince... Küçük Prens 6 ayrı gezegenden sonra Dünya’ya gelmiştir. Gezegenlerin yaşam biçimlerine eleştiriler yapar.
- Kralın gezegeni...
“Otorite tutkusu.”
- Sanatçının gezegeni... “Sanatçının toplumla iletişimsizliği...”
- Sarhoşun gezegeni... “Umutsuzluğu ve bunu unutma isteğini...”
- İşadamının gezegeni... “Amaçsız ve sadece daha çoğuna sahip olmak tutkusunu...”
- Fenercinin gezegeni... “Sorgulamaksızın yerine getirilen görev duygusunu...”
- Coğrafyacının gezegeni... “Bilimi kimin için yaptığını unutan bilim adamını...”
Ve... Son gezegen.
- Dünya... “İnsanların kendi değerlerinden daha çok giysileriyle anlam ve değer kazandıkları, biçimin özden daha önemli olduğu” gezegen.
......................
Ne dersiniz? Bütün bu bilgece analizler daha çocuk yaşta evlatlarınızın belleklerinde yer etse... İleride acılar çekerek edineceği tecrübelerin üstesinden gelmek donanımına küçük yaşlarda sahip olmaya başlasa.
Evlatlarınız sizin Küçük Prens’leriniz, Prenses’leriniz olsa.

Barcelona’da ünlü mimar Gaudi’nin hâlâ inşaatı süren efsane kilisesiyle Katalonya’daki bağımsızlık yanlılarının bitmeyen mücadelesi örtüşüyor.
Barcelona futbol takımının renklerini formasında taşıdığı Katalan bayrakları...