Cadde “Hayatım boyunca müzik yapacağımı biliyordum”

“Hayatım boyunca müzik yapacağımı biliyordum”

06.05.2011 - 19:14 | Son Güncellenme:

‘Meczup’ albümüyle müzik dünyasına hızlı giren Can Bonomo, ikinci klibini ‘Bana Bir Saz Verin’ şarkısına çekti. Şimdi sıra konserlerde... “O klasik ‘’Hepsi benim çocuğum’’ muhabbetine girmeyeceğim. Çocuk değil, şarkı onlar” diyen Bonomo‘yu, bu akşam saat 22.00’de Roxy sahnesinde izleyebilirsiniz

“Hayatım boyunca müzik yapacağımı biliyordum”


* ‘Meczup’ albümü dinleyicilere ne yaptı? Bu kadar sevilmesinin sebebi ne olabilir?İnsanların kulağına eğreti gelebilir ama ‘bunu böyle yapmamak lazım’ türevi kaygılarla yola çıkmadan yaptık albümü. Etrafta duyduğumuz, severek dinlediğimiz ya da bize dayatılan şarkılardan farklı bir yönde duruyor olsa bile, aslen içindeki sağlıklı dozajda pop tınısı şarkıları herkese yaklaştırıyor. Bu kadar kısa sürede bu kadar kuvvetli bir paylaşım olacağını ben de tahmin etmiyordum. Mutluyum böyle olduğu için.

* Albümde sizin için özel olan bir şarkı var mı?Albümdeki besteler benim çeşitli yaşanmışlıklarımı, hatıralarımı, derslerimi, dertlerimi ve bunlarla baş etme durumumu anlatıyor. Hiç bir anım diğerinden değerli değil. O klasik ‘’Hepsi benim çocuğum’’ muhabbetine girmeyeceğim. Çocuk değil, şarkı onlar bildiğimiz. Yine de ayırmak zor. Hepsi bir bütün. O bütün de ‘Meczup’ albümü.

* Ünlüler interaktif ilişkiyi genelde sakıncalı bulur ama siz sosyal ağları çok aktif kullanıyorsunuz. Facebook, twitter, myspace, hatta tumblr’da bir blogunuz bile var. Dinleyiciyle bu kadar sıkı ilişkinin faydaları ve zararları neler?
Ben en başından bir şeyler paylaşmak istemeseydim sanatçı olmazdım zaten. Dolayısıyla sosyal medyanın verdiği imkanları kullanmamak benim olduğum şeye ters düşerdi. Çok fazla arkadaşımız, takipçimiz var. Kalabalık bir aile gibiyiz. Avantajı; her şeyi çok kolay ulaştırabilmem. Aynı şekilde onların bize dilediklerini ulaştırması ve paylaşması. Yeni bir beste ya da yeni yaptığım bir çizim vs... Dezavantajı çok olmamakla birlikte, özel hayatın sekteye uğraması ve bazı durumlarda takipçilerimizin isyankâr tavırları durumu olabiliyor. Olsun o da artık.

* İnternetten konser verme fikri riskli değil mi? Birçok aksilik olabilir...
İnanılmaz büyük tatsızlıklar çıkabilir. Rezil rüsva olabiliriz. Ama çok eğlenceli. Evinin kenarında köşesinde bir yerinde oturuyorsun ve seni binlerce insan dinliyor. Bundan büyük keyif olamaz benim için. O kadar kalabalığa gerçek konser vermek için senelerce çalışmak lazım. O riski göze almaya değecek bir şey bu. Bir de henüz ulaşamadığımız takipçilerimizle de bir araya gelebilmemizi sağlayan güzel bir fırsat.

* Albüm çıkarmak, şarkı söylemek bir amaç veya hayal miydi? Yoksa bir hobiydi de sizi hayat mı buraya mı sürükledi? Bundan sonraki adımınız ne olacak?

Ben hiçbir zaman planlı bir insan olamadım. Olmaya çalıştığım zamanlarda da hep elime yüzüme bulaştırmışımdır. Hayatım boyunca müzik yapacağımı biliyordum. Müzik hep olacaktı ama neresinde olacağını bilmiyordum. Bayağı ön planda olacakmış demek ki. Gayet mutluyum böyle olduğu için. Aslen sinema mezunuyum. İlerleyen senelerde ikisini birleştirip bir şeyler çıkartabilirim belki.

* Şarkı sözleriniz marjinal, esprili ve kendini can kulağıyla dinlettirebiliyor. Ne zamandır yazıyorsunuz, şarkı sözü dışında yazdığınız başka şeyler de var mı?Çok çok eskiden beri bir şeyler karalarım. Albümün prodüktörü ve aranjörü çok yakın arkadaşım Can Saban’la, geçenlerde ilkokul ve ortaokul yıllarında yazdığım bir şiir defteri bulduk. Çok enteresan şeyler vardı içinde. “Sen ne biçim bir çocukluk yaşadın abi” tarzı. Şiir yazıyorum hâlâ. Bayağı da biriktirdim. Belki bir gün onları da paylaşırım.

* İnternette Kemal Sunal, Dağhan Külegeç, Kaan Tangöze hatta çizgi film karakteri Shrek’e bile benzetilmişsiniz. Bu konuda söyleyeceğiniz bir çift laf var mı yoksa sadece gülüp geçiyor musunuz?
Çok eğlenceli her gün başka birine benzetilmek. İnsanlar tanımadığı bilmediği bir şeyi duygusal olarak güvende hissedebilmek için akıllarından ilk geçen şeylerle özdeşleştiriyorlar. Bu muhteşem komik ya da alakasız noktalara gelebiliyor. Shrek süpermiş!

* Bu akşam sizi izlemeye gelecek İstanbul seyircisine ne vaat ediyorsunuz? Nasıl bir gece olacak?
Konserler çok güzel geçiyor. Kaçırmasınlar bence. Daha önce gelmiş birine sorsunlar, “Ne oluyor?” diye. Ben şimdi burada, “Efendime söyleyeyim, çok da süper iş yapıyoruz” demeyeyim.

FAVORiLERiİstanbul’da en sevdiği semt: Beyoğlu
En keyif aldığı kafe: Nublu
Yemeklerini en çok sevdiği restoran: Wagamama
Atmosferini en çok sevdiği restoran: Asmalı Cavit
En sevdiği bar/gece kulübü: Kulp
En sık gittiği alışveriş merkezi: Kanyon
En sevdiği içecek: Bloody Mary
En sevdiği yemek: Chilli Chicken Ramen
En sevdiği sinema salonu: Kanyon’daki Cinebonus
En son gittiği konser: Multitap
En sık alışveriş yaptığı market: Yeliz Gıda

Kitaplar: Ayn Rand, Küçük İskender,
J.K. Rowling
Yönetmenler: Christopher Nolan,
Michel Gondry
Müzik grupları: The Shins, Broken Bells, MGMT,
The Beatles, The Kinks