Ne düşündüğün, neye inandığın, ne söylediğin önemli değil. Yeter ki samimi olsun... Bir insanı sevmek için samimiyet yetiyor ve müthiş de bir saygı uyandırıyor

Türkmax’ta yaptığımız “Her Şey Tadında” programı için sıklıkla hatta en sık duyduğum tanım “samimi”. Bunun için sosyal medya üzerinden teşekkür edenler bile oluyor. İlk zamanlar buna şaşırıyordum ama şimdi anlıyorum. Çünkü ben de hayatın her alanında samimiyeti özlüyorum, biri samimiyet gösterdiği zaman yüzüne olmasa da içimden mutlaka teşekkür ediyorum.
Önce samimiyetin kelime anlamını açıklayayım da bir yanlış anlama olmasın. Çoğu zaman laubalilikle de karıştırılıyor çünkü... Laubalilik; çekinmesi ve saygısı olmayan, aşırı senli benli davranma durumu. Samimiyet ise, “içtenlik”.
Geçen akşam evde TV karşısında kanallar arası gezip tozarken Habertürk’te “Başkent Gündemi” adlı programda durdum. TBMM Başkanvekili Meral Akşener, kendisine yöneltilen soruları yanıtlıyordu. Siyasilerin konuşmalarını pek dinleyebilen biri değilim. Kime nereden gol atacakları belli olmuyor. Hep bir gerginlik, bir yüksek perdeden konuşma, bir azarlama, bir lafı evirip çevirip istediği yere getirme... İçim kaldırmıyor...

Haberin Devamı

Utanmaktan korkmak
Ancak Akşener soruları öyle tatlı tatlı yanıtladı öyle akıcı sohbet etti ki, takılıp kaldım; hem de iki saate yakın. Hiçbir soruda anlamamazlıktan gelmedi, hiç lafı dolandırmadı. Ne düşünüyorsa onu üstelik de son derece nazik bir şekilde söyledi. Sonra sohbet çok daha ilgimi çeker bir hal aldı. Hayatta en korktuğu şey utanmakmış mesela. Ne güzel bir tanım değil mi, utanmazlıkların prim yaptığı bir dönemde...
Kamer Genç ile atışmalarını anlatırken, Meclis kürsüsünden, “Yeter şimdi bayılacağım” derken ya da “La Havle Vela Kuvvete” çekerken “Vallahi billahi tallahi imdat diye bağıracağım” diye milletvekillerine çıkışırken (ki YouTube’dan bu anların görüntülerini kahkahalar atarak defalarca seyrettim) öyle samimiydi ki...
Keza “O Ses Türkiye” yarışmasının Athena Gökhan’ı... Sadece onun samimiyeti, doğallığı için seyredenler var o yarışmayı...
Hepimiz aslında samimiyete açız. Yöneticinde, yönettiğinde, sevgilinde, arkadaşında, eşinde, çocuğunda, komşunda...
Ne düşündüğün, neye inandığın, neyi savunduğun, ne söylediğin önemli değil. Yeter ki samimi olsun. Bir insanı sevmek, kendini güvende hissetmek için samimiyet yetiyor ve aslında müthiş de bir saygı uyandırıyor.

Haberin Devamı