Şebnem Bozoklu’nun ‘Kezzapla Mayonez’ şarkısıyla tanıtımını yaptığı ‘Ulan İstanbul’ adlı dizi geçen pazartesi yayınlanmaya başladı.
İlk bölümüyle o çok sevdiğimiz mahalle dizilerinden biri olacağını da gösterdi.
Ancak dizinin ismine itiraz var.
Hem de kimden? Mahalle komedisinin duayeni Kandemir Konduk’tan.
Konduk, “Perihan Abla dizisini yazarken bir ‘Hadi be’ repliğini kullandım diye TRT orayı çocuklar için sakıncalı bulup yayınlamamıştı. Şimdi ne değişti? Çocuklar mı yoksa onlar için sakıncalı bulduklarımız mı? ‘Ulan İstanbul’ diye dizi adı olur mu?” diyor. Benden iletmesi...

Haberin Devamı

ÇEŞME’NİN KANUNİ’Sİ

Geçen hafta Çeşme’deydim. Alaçatı sokakları yine iğne atsan yere düşmeyecek kıvama gelmiş.
Yılmaz Vural’dan Necati Ateş’e; Doğa Rutkay’dan Nihat Doğan’a çok sayıda ünlü isim, Alaçatı sokaklarında sevenlerinin ricalarını kırmayarak onlarla fotoğraf çektiriyordu.
Ha bir de Can Ateş vardı.
Ateş borsacı... Biz onu en son Meryem Uzerli’nin çocuğunun babası, kadının buralardan gitmesinin sebebi olarak tanıdık.
Neden insanlar onunla fotoğraf çektirebilmek için birbirleriyle yarışıyor diye düşünürken cevabı Can Ateş’in yanındaki arkadaşı verdi:
“Meryem ‘Hürrem’ olduğundan beri Can’ı da Kanuni sanıyor millet.”

SAKİN SAKİN YÜZELİM Mİ?

Popüler yazlık yerlerin siz deyin ‘beach’; ben diyeyim plajları yıllardır DJ müziğinin esareti ve kültürü altında. Hani bir deniz kenarına gideyim, sessiz sakin kitabımı okuyayım, arkadaşlarımla sohbet edeyim, denize gireyim, yüzeyim, dinleneyim yok. Varsa yoksa cıstak cıstak müzik.
İşli taşlı bikiniler içinde, fönlü saçları ve kusursuz makyajlarını topuklu terliklerle tamamlayan ve kumsala podyum muamelesi yaparak bir aşağı bir yukarı salınan gözalıcı kadınlar, atmaca gibi etraflarında dolaşan adamlar vs...
Haliyle tatile gittiğimde sessiz sakin ve güzel bir yer ararım kendime.
Bu yıl Çeşme’de buldum.
Eğer siz de benim kafamdaysanız hemen anlatıyorum: Çeşme’de eski Sea Side’ın yerine Propaganda Beach Club açılmış. İsmi yanıltmasın, burası sadece akşamları kulüp oluyor (Ünlü yabancı DJ’ler yaz boyunca burada çalıyor. Yanlış saymadıysam bu yaz 35 DJ gelecekmiş).
Gündüzleri de ‘akvaryum’ diyebileceğim kadar güzel deniziyle ki, zaten mavi bayraklı, yüzmek, güneşlenmek, dinlenmek isteyenlere ‘sorunsuz’ hizmet veriyor.
Ha etrafımda garson filan da dolaşmasın (ki ben oradayken şezlonglara garson çağırma butonu takıyorlardı) ve çocuklar oynaşmasın diyorsanız plajın ucunda ayrı ve sessiz bir plaj daha var: Silent Side.
Eda Taşpınar meşhur sezlongunu bu sene buraya demirlemiş.
İçeri giriş 30 lira. Yediğin içtiğin sana ait. Sevdim ben burayı, çok sevdim.

Haberin Devamı

ALAÇATI NOTLARI

- Alaçatı’nın Arnavut kaldırımı taşlı dar sokaklarında bir karış topuklu ayakkabı ile gösterişe, pardon yürüyüşe çıkanlar ‘Kezban’ muamelesi görüyorsunuz, yapmayın şu görgüsüzlüğü!
- Alaçatı kadar hayvan dostu başka bir yer görmedim. Esnaf, bir dönem evcil olmuş, sonra da sahibi hevesini alıp sokağa salmış ne kadar kedi köpek varsa hepsine sahip çıkıyor.
- Hâlâ pazarlıksız hiçbir şey alınmıyor!
- Gece yarısından sonra taksi bulunmuyor, uzun kuyruklar oluşuyor.
- İnsanlar hâlâ sağdan yürümeyi bilmiyor!
- Metrekareye iki ünlü düşüyor.

Haberin Devamı