Lübnan düğünlerinde son trend: “Zaffeh”

Haberin Devamı

YURTDIŞI RAPORU


İki haftadır Beyrut’u anlatıyorum, Lübnan’a gittiğimi duyan eş-dost herkes “Beyrut’a iş için mi gittin?” diye sordu. Halbuki benim Beyrut’a gitme sebebim bambaşkaydı.
Uzatmayayım, Lübnan’a, normalde Paris’te yaşayan çok yakın bir arkadaşımın düğününe katılmak için gittim. Düğün Beyrut’taydı, çünkü damat Lübnanlıydı. Özgür ve eşi Roland, her ikisi de Paris’te yaşıyorlar. Ama Özgür tipik bir Türk kızı olarak “Ben göbek atmalı, pastalı düğün isterim” diye tutturunca Roland’a da Lübnan düğünlerinde son trend: “Zaffeh”Beyrut’ta düğün yapmaktan başka çare kalmadı.
Tabi Paris’te “sofistike” bir düğün yerine Beyrut’ta “göbek havalı” düğün yapılacağını duyunca bendeniz de çok sevindim! Zira hem “Doğu’nun Paris’i” olan Beyrut’u, hem de Fransız düğünlerinden çok daha samimi bir havada geçeceğine inandığım Lübnan düğünlerini görme fırsatı elime geçecekti.

Gösterişli düğün modası
Nitekim öyle de oldu. Bir kere Lübnanlıların adetleri bizimkine çok benziyor. Damadın ailesinden arkadaşlarına kadar herkes son derece sıcak ve samimiydi.
Düğünden önce kız tarafına bir ev tahsis edilip arkadaşlarıyla eğlenmesi sağlandı. Kilisedeki nikâhın ardından düğün için kiralanan salona gittiğimizde ise Arap düğünlerinin coşkusu ve gösterişi her şeye yansıyordu.
Bir kere gelinle damat salona girmeden önce “Zaffeh” denilen ve bizim çiftetelliyle kılıç-kalkan ekibi karışımı folklorik bir grup salona girip geleneksel ve uçuk danslar yapıyor. Daha sonra gelinle damat koreografinin bir parçası olarak bu ekiple, oynayarak sahneye çıkıyor.
En sonunda ise damadın arkadaşları her ikisini de omuzlarına alıyor ve oynamaya omuzlarda devam ediliyor! Meğer düğünlerdeki bu “zaffeh” modası gençler arasında son yıllarda yayılmış. Daha önce genç evliler bu tür geleneksel şeylere pek rağbet etmiyorlarmış. Bu yüzden düğünlerinde dansın dibine vurmak isteyenlere Lübnan düğünü tavsiye ediyorum.


Ayakkabılı protesto YURTİÇİ RAPORULübnan düğünlerinde son trend: “Zaffeh”

Iraklı gazeteci Muntazar El Zeydi’nin, ABD Başkanı George Bush’a ayakkabı fırlatma hadisesi tüm dünyada yankılandı. Ama milletçe bizim bu tür eylemlere ayrıca bir düşkünlüğümüz var. Vaktiyle Abdullah Öcalan’ın sığındığı İtalyan hükümetini protesto etmek amacıyla güzelim İtalyan portakallarını yerlere döküp üzerinde zıplamış bir milletin fertleriyiz biz.
Bu eylem tarzı, Susurluk döneminde yapılan “çeteleri süpürüyoruz” ve klozetlerle icra edilen “çeteleri tuvalete döküp üzerine sifonu çekiyoruz” minvalindeki ÖDP eylemleriyle zirveye çıkmış, daha sonra özellikle memur sendikaları tarafından gösteri sırasında ekmek-soğan yemek, tabut yakmak, kukla asmak gibi aktivitelerle sürmüştü. Üşenmedim, saydım: El Zeydi’nin, Bush’a ayakkabı fırlattığı toplantının gazetelere yansımasının ardından da son 5 günde Türkiye’de “ayakkabı” temalı 9 ayrı protesto gösterisi düzenlenmiş.
SP’den TKP’ye, Memur-Sen‘den gazetecilere kadar değişik kesimlerce düzenlenen eylemlerde ayakkabılar pankartlara asıldı, havalara fırlatıldı. Bunlar arasında en ilginci ise GAP Gazeteciler Birliği Başkanı Zeynel Abidin Kıymaz’ın eylemi oldu. Kıymaz, gördüğünüz gibi değişik boy ve ebattaki ayakkabıları “resmi evrak” havasında masaya dizmiş. Ardından panoya astığı Bush’un fotoğrafına önce koltuktan ayakkabı fırlatmış, sonra da ayağa kalkarak resme ayakkabıyla vurmuş! Ne diyelim, Bush’a bundan daha büyük bir ceza olamazdı herhalde!


TIRIŞKA TREND
Düğün salonlarında çocukların pistte bağırarak koşturması sorunsalı dünyanın her yerinde varmış, dünya devletleri birleşip bu soruna bir çözüm bulsun!