İSTANBUL ASiL VE SOYLU BiR MÜZiKTiR

Türkiye’de caz sanatçısı olmak zor mu?
Türkiye de ve dünyada caz müzisyeni olmak aynı zorlukları kapsıyor. Ülkemizde kendini belli konumlara getiren caz müzisyenleri, çektikleri zorluklardan sonra günümüzde biraz daha rahat yaşama şansı buluyor.

Türkiye’de caz kimlere hitap ediyor?
Türkiye’de caz artık her kesimden ilgi görüyor. Uluslararası İstanbul Caz Festivali, Akbank Caz Festivali gibi festivaller, CRR konser salonları, İş Sanat, yeni açılan Borusan Müzikevi, İKSV salonu, Haliç Kongre Merkezi, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi ve her ilçe belediyelerinin irili ufaklı konser salonları, her kesimi artık cazın içine alıyor.

Cazseverlerden en sık gelen şikayet nedir?
Daha ziyade öğrenciler, konser fiyatlarını hep yüksek buluyor. Hakları da var. En çok dile gelen şikayet bu bence.

İstanbul’da caz konserleri ve kulüpleri yeterli mi?
Geçtiğimiz ay İstanbul Caz Festivali bitti. Eylül ayı sonlarında Akbank Caz Festivali başlıyor. Konser salonlarında faaliyetler ekim ayında başlıyor. İstanbul’daki caz kulüp sezonu da açılıyor. Bence yeterince caz dinleyecek mekan var. Sorun halkımız, konserleri ve caz çalınan mekanları yeterince dolduruyor mu?

İstanbullu caz dinleyicisini nasıl buluyorsunuz?
Cazın çeşitlerine göre dinleyicisi de farklı bir insan profili oluşturuyor. Her cazsever aynı stil caz dinlemiyor. Bu dünyada da ülkemizde aynı.

Cazın amiral gemisi İstanbul’dur
Türkiye’de cazın merkezi İstanbul diyebilir miyiz?
Kesinlikle. Türkiye’de cazın amiral gemisi, İstanbul’dur. Ankara Caz Festivali, İzmir Caz Festivali ve Güney illerimizde yaz aylarında yapılan festivaller var. Ama başı İstanbul çekiyor.

İstanbullu bir cazseverin kendini bu alanda yetiştirmesi için ne tür seçenekleri var?
Cazseverler kendilerini yetiştirmek için yazılı olarak üç ayda bir çıkan ‘Jazz’ dergisini takip edebilirler. ‘TRT3’ radyo kanalında çalınan nitelikli caz programlarını dinleyebilirler. Bütün radyolarda her gün en az bir saat her tür caz müziği çalınıyor. Uygun bir tarz bulunabilirler. TRT Müzik kanalında ve TRT4’te caz programları yayınlanıyor. Digiturk’ün 92’nci kanalı ‘Mezzo’da dünya caz devlerinin konserlerini takip edilebilirler. Her gün internette dünyanın bütün cazcılarını 24 saat kesintisiz www.jazzradio.com adresinden dinleyebilirler. Sadece isteğimiz olsun, olasılıklar çok.

Cazsevenlerin İstanbul’da gidebilecekleri nereler var?
İstanbul’da gerçekten caz dinleyebileceğiniz Galata’da Nardis Caz Kulüp, Ortaköy’de İstanbul Jazz Center, Beyoğlu’nda Babylon, Borusan Müzikevi, İKSV var. Ara sıra caz çalınan bazı barlar Hayal Kahvesi, Getto ve Roxy. Ve bazı otellerde dinleyebilirler.

İstanbul Jazz Center’a ilgi nasıl?
İstanbul Jazz Center’ı 2005 Aralık ayında üç ortak kurmuştuk. Dünyanın önde gelen caz müzisyenlerini getirmek ve Cumhuriyet tarihinin en donanımlı ve iyi caz kulübünü kurmak, Türkiye ve İstanbul’un adını dünyaya duyurmak için açtık. Adım adım hedeflere ulaşıldı. Ben 2007 yılında müzikal yaşantıma zarar verdiği için ortaklıktan ayrıldım. Aytek Şermet tek başına gayet başarılı bir çizgide devam ettiriyor.

İstanbul Jazz Center’a bu ismi kim verdi?
Aytek Şermet buldu. Cazın merkezi yapmak istediğimiz için bu ismi keşfetti.

Caz dünyasının önde gelen isimleriyle beraber çalıştınız. Onlar İstanbul’u nasıl buldular?
Bütün müzisyenler İstanbul’a aşık olur. Her gelen bir daha ne zaman geleceğini sorar. En son devlerden Tony Bennett geldi. Bana “Beni tanıyorlar mı, konser dolar mı?” diye sordu.

Bu devler İstanbul için ne diyor?
Asya ile Avrupa’nın karşısında rakı - balık keyfi yapınca suratları mutluluktan uçardı tüm müzisyenlerin.

İstanbul’un ruhuyla caz müziğinin arasında bir benzerlik var mı?
İstanbul’un ruhu binlerce yıl öncesine dayanıyor. Tüm müzisyenler, kendi hayalleriyle İstanbul’da yaşayan enerjiden beslenerek kendi müziklerini çıkartıyor. İstanbul benim için asil ve soylu bir müziği canlandırıyor kafamda.


Bu şehirde aşk başka
İstanbul sizin için ilham perisi oldu mu?
İstanbul’da yaşayıp ilham perisini yakalayamamış bir müzisyen, derhal başka bir işle uğraşsın.

Yabancı birine İstanbul’u nasıl anlatırdınız?
İstanbul tanıtılmaz yaşanır. Her gelen, tarihi dokumuzu sorar, araştırır. İstanbulludan daha iyi bilirler ne nerededir, nasıl bulunur.

İstanbul bir aşk kenti mi?
Aşkın yeri yurdu yoktur ama İstanbul’da aşk başka oluyor.

İstanbul’da hangi yıllarda yaşamak isterdiniz?
Roma, sonra Bizans, sonra Osmanlı İmparatorluğu ve 1800’lü yıllarda konak, köşk ve yalılarda. Cumhuriyet’ten sonra da 1950’li yıllarda yaşamayı isterdim. Esasında ben zaman makinesinde olmayı tercih ederdim. Günümüz İstanbul’unu da çok seviyorum. Başka hiçbir yerde yaşayamam. İstanbul’a sahip çıkalım. Şehrimizi el üstünde tutup İlgi gösterelim.

Vazgeçemediğiniz bir yer var mı?
İstanbul Boğazı benim hep favori yerimdir. Arnavutköy, Emirgan, Yeniköy, Kanlıca, Vaniköy ve Boğaz vazgeçilmezlerimden.

Sizce bu kentin simgesi nedir?
Bir tane sayamam, onlarca var. İstanbul Boğazı’ndaki sağlı sollu saraylar, yalılar. Topkapı Sarayı içinde yüzyıllardır yaşanmış binlerce hikaye barındıran tarihi her nokta, İstanbul’un simgesidir.

En sevdiğiniz kitapçılar?
Remzi Kitabevi. Her nerede olursa.

Hangi restoranlara gidersiniz?
Sunset, Mezzaluna, Mori Sushi, Sütiş.

Eğlenmek için nereleri tercih ediyorsunuz?
Gece hayatını sevmem. Konserlere giderim. Sinemaya vakit buldukça gidiyorum.


FAVORiLERi
En sevdiği film: Belgesel filmler, Tolga Örnek yapıtları.
En sevdiği kitap: Hıfzı Topuz’un bütün kitapları.
En beğendiği oyuncu: Demet Evgar.
En sevdiği grup: MFÖ.
En sevdiği müzik türü: Klasik müzik.