05.11.2011 - 21:19 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN senem.aydin@milliyet.com.tr
* Kırmızı nasıl başladı müzik yolculuğuna?
İdil Çağatay: 2005 yılına dönersek... Oluşumu başlatan benim aslında. Aslı’yla tanışmamızla temeller atıldı. Aynı yıl stüdyoya girip beste çalışmalarına başladık. Sonra canlı müzik yapmak gerektiğini bildiğimiz için cover yaptık. O gün bugündür aralıksız sahnedeyiz. Zaman içinde bize katılan arkadaşlar oldu. Ve ‘İsyan’ albümüyle son halini aldı grup.
* Şarkılardaki isyan kime?
İ.Ç.: Albümde sekiz şarkı var. Hepsinin hikayesi var, hepsi bir şey anlatır. Bir cinsiyet de taşımaz. Bir kadın da bir erkek de dillendirebilir şarkılarımızı. Bizi yeni tanıyanlar dinlerken belki başlarda yadırgayabilir ama zamanla şarkının içine gireceklerdir diye düşünüyorum. Çünkü sokaktaki herkes için albümde bir şey var.
Aslı Polat: Kendi isyan ettiğimiz bir döneme denk geldi bu albüm.
İ.Ç.: Metal kategorisinde değerlendiriliyor ama aslında rock. Bayağı sert bir sound’u var.
A.P.: Türkiye’deki rock’tan farklı ama dünyayla kıyasladığımızda... Rock’ın da çok türü var, o yüzden kategorize etmek gerekmiyor. Biz sadece hissettiğimiz şeyi yaptık.
“Eurock Marathon’da Türkiye’yi temsil edeceğiz”
* Volvox Grubu hakkında ne düşünüyorsunuz? Özlem Tekin, Şebnem Ferah yola tek başına devam ediyor...
İ.Ç.: Hiç duyulmayan gruplar da oldu Türkiye’de. Bizden önce kadınlardan oluşan gruplar arasında albüm çıkaran olmadı ama. Bu ülkenin bir eksikliğidir bence. Volvox’a çok saygı duyuyoruz. O dönemde bunun yapılmış olması çok önemli. Gönül isterdi ki bir arada kalıp devam etsinler... Umarız bizimle birlikte çoğalır.
* Şu an sahne aldığınız bir mekan var mı?
Düzenli programlarımızı bitirdik. 17 Kasım’da Balans’ta konserimiz var. Onun dışında şehir konserlerimiz olacak.
3 Aralık’taysa Yunanistan’dayız. Avrupa genelinde
252 profesyonel rock grubunun başvurduğu ‘Eurock Marathon’da Türkiye’yi temsil edeceğiz.
“Sıkıldıkça dövme yaptırıyoruz”
* Kendi şirketinizi kurmuşsunuz...
İ.Ç.: O da bir isyandır mesela. Bize “Yapamazsınız” diyenler olmuştu, onlara da güzel bir cevap vermiş olduk. Albümdeki her şeyi kendi dişimizle, tırnağımızla yaptık. Sırf bu yüzden gururluyuz. Popüler bir müzik yapsak işimiz çok daha kolay olurdu. Biz savaş vermeyi tercih ettik. Bu bizim karakterimizden kaynaklanıyor. Hayata karşı kavgacıyız.
* Albüme tepkiler nasıl?
İ.Ç.: Beklediğimiz gibi ilerliyor aslında. Son derece olumlu tepkiler aldık. Bir de senelerdir piyasada canlı müzik yaptığımız için bizi takip eden kemik bir kitle zaten var.
* Şarkılarınızdaki depresif sözlerden yola çıkarak sormak istiyorum, özel hayatınızda nasılsınız?
İ.Ç.: Sevecen insanlarız. Ama çok da cici kızlar değiliz. Dövmelerimiz, piercingimiz var diye bizi satanist zanneden 100 insan bulurum. Kadınlar genelde sıkıldıkça saçlarını değiştirir, biz dövme yaptırıyoruz.
A.P.: Akşam yemeğinde kan içmiyoruz.
“Kırmızı şarkının ismi”* Kırmızı neyi anlatıyor, bu isme nasıl karar verdiniz?
İ.Ç.: “Grubun ismi ne olsun?” diye düşündüğümüz günlerde ‘Kırmızı’ şarkısını yazdım. Herkes kendinden bir şeyler buldu, çok etkilendi. Yırtıcı bir tarafı vardır kırmızının, aynı zamanda aşkın da rengidir. Yani kendi içinde de tezattır. Biz de bundan yola çıktık ve grubun ismi ‘Kırmızı’ oldu.