Seçim telaşesi içinde birçok daveti geri çevirmek zorunda kalmıştım. Seçimlerin akabinde biraz müzik dinler ve kafamı dağıtırım diye Beyoğlu Belediye Başkanı Sayın Ahmet Misbah Demircan’ın davetlisi olarak 6. Kültürlerarası Sanat Diyalogları Festivali’nin açılışına gittim.
Beyoğlu Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi önünde, Oylum Talu’nun kahkaha kaynağı sunumu ve Burhan Öçal’ın muhteşem performansıyla gerçekleşen açılıştan sonra, bir saate yakın müzik dinleyip Ahmet Misbah Demircan’la belediye binasına geçtik ve devamında da 13 ülkeden sanatçıların ağırlandığı akşam yemeğine...
Başkan benden daha hiperaktif; bir başladı Beyoğlu’nun maketi başında sanat festivalini ve yapılanları anlatmaya, dinlerken yoruldum... Yemekte Demircan konuşmasını yaparken, simültane olarak 13 ülkenin sanatçılarına tercüme yapılması hem beni hem de sanatçıları şaşırttı. Hollandalı dansçı Abeltje ile yaptığım sohbette; dünyanın dört bir yanını gezdiklerini ama güvenliğinden konaklamasına, ulaşımından sanatçılara tahsis edilen soyunma odalarına kadar ilk kez bu kadar değer gördüklerini anlattı.
Bir belediye başkanının sadece vatandaşından değil, hizmet satın aldığı ve dilini bilmeyen insanlar tarafından takdir edilmesi alkışı hak etmiyor mu?
TACITE ‘PARLE’!
Önce tercüme: ‘parle’ Fransızca’da ‘konuşulan’ anlamına geldiğine ve benim de ‘parle’den şikâyetim olduğuna göre başlık ‘Tacite Parle’ olsun yani ‘Konuşulmayan Parle’...
Zorlu Center açıldığında hizmete giren ilk restoranlardan biriydi Parle. Tıklım tıklım olurdu ilk açıldığında. Son gittiğimdeyse cumartesi akşam 8’de bile bahçe bölümü yarı doluydu.
Neden mi? Kuş kadar ete dünya para ödeyip servis personelinizin
steak bıçağı getirmemesinden, suyunuzu servis eden personelinizin elinize çarpa çarpa servisi yapmasından, rezervasyon yazısı olmayan masalardan sizi kaldırmaya çalışan karşılama personelinizden, şundan bundan!
Parle’de ne yedik?
Dana külbastı (porçini ve mantarlı buğday pilavıyla) 56 TL. Dilimlenmiş bonfile salatası (roka, çıtır parmesan, kapari ve domatesle) 45 TL.
Pahalı mı? Parle’nin müşterisi için değil. Yemek kalitesi? 10 üzerinden 8. Peki, hizmet kalitesi? Olması gerekene göre 10 üzerinden 2.
Yapma Parle, etme Parle...
Günah o kadar verilen emeğe, küstürme müşterilerini!
KURBAĞALI RESTORAN
Rumeli Hisarı’nda arkadaşların öve öve bitiremediği Kiss The Frog Seafood Brasserie’ye yani deniz ürünleri restoranına davet edildim. Önce tavsiye ettiklerim:
- Tarama ve somon havyarı 16 TL,
- Pancarla tuzlanmış somon 22 TL,
- Ilık mantar, kuşkonmaz, kinoa 26 TL,
- Kızarmış kabuklu karides 29 TL,
- Olta balığı dürüm 26 TL,
- Mürekkepli sübye 22 TL,
- Mürekkepli spagetti, kefal yumurtası, havyar 41 TL,
- Balkabaklı künefe 28 TL.
Kiss The Frog’un sahibesi Gül Etker o kadar ilgili ve bir o kadar bilgili, ayrıca o kadar neşeli ve bir o kadar neşesini işine yansıtmış ki, işletmede her detay güven veriyor insana... Abartısız ve iddialı bir cümleyle bitiriyorum Kiss The Frog’u:
“Kabuklu kabuksuz, denizden çıkması muhtemel her şeyi bulabileceğiniz İstanbul’un en iyi deniz ürünleri mutfaklarından biri.” Tavsiyemdir...
