14.05.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:
Milliyet'e konuşan Kavur'un çocukluk arkadaşı Sadık Deveci ile 6 yıllık şoförü Yılmaz Sarı, yönetmenin son günlerini ve film aşkını anlattı... Yönetmen Ömer Kavur, lenf kanseriyle savaşını önceki gün kaybetti. 61 yaşında hayata veda eden 10 yıldır boğuştuğu lenf kanseri, beyincik ve omuriliğine zarar verince Kavur, son 2 ayını tekerlekli sandalyede geçirdi. Bu bile Kavur'un sinema aşkını engelleyemedi. Hasta yatağında bile Macit Koper'le birlikte senaryosunu yazdıkları 'Kardeş' adlı filminin planlarını yaptı. Sadık Deveci: "Ömer en iyi dostum, arkadaşımdı. 2 aydır yürüyememesine rağmen son günlerinde bir tek arzusu vardı: 'Kardeş' isimli filmi çekmek. Son gün bile 'Mekân araştırması için seyahate çıkmıyor muyuz?' diye sordu. 'O filmi tekerlekli sandalyede de olsa çekmek istiyorum' dedi. Film için Nejat İşler, Kenan İmirzalıoğlu, Timuçin Esen ve Sevda Ferdağ'la görüştü. Hepsi koşulsuz olarak 'Evet' dediler. Ancak Ömer, son arzusunu yerine getiremedi. Vefatının ardından bu sanatçıların hepsi arayıp, "Hemen yola çıkalım' dediler."Yılmaz Sarı: "4 ay önce Çapa Tıp Fakültesi'nde kemoterapiye başladı. Hastanede yatmak istemiyordu. 'Orada çok daralıyorum, duvarlar üstüme üstüme geliyor' diyordu. Linda isminde doberman cinsi bir köpeği var. O, Ömer Bey'in her şeyiydi. Her şeyini onunla paylaşır, konuşurdu. Linda olmayınca kendini kötü hissettiği için hastanede değil, evde kalmayı tercih etti. Annesi Abbase Hanım'dan başka kimsesi yoktu. Müthiş bir Galatasaray taraftarıydı. Hiçbir maçını kaçırmazdı. Son Galatasaray-Fenerbahçe maçını izleyemedi. Çok ağrısı olduğu için uyuşturucu ağrı kesiciler vermiştik. Maç bitince, "Fener'e 5 tane attık, kupayı aldık" dedim. Tatlı bir gülümsemeyle elini kaldırdı, 'oley yapar gibi yaptı'. Son zamanlarda tek isteği, hastalığı döneminde yazdığı senaryonun filmi 'Kardeş'i çekmekti." 'Linda her şeyiydi' Ömer Kavur'un 'Kırık Bir Aşk Hikâyesi' filmi 1982 Antalya Altın Festival Film Yarışması'nda 5 dalda, 'Karşılaşma', 40. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 7 dalda, Sinema Yazarları Derneği'nden de 6 dalda ödül kazandı. Kavur'un 'Melekler Evi' filmi de, 37. Antalya Film Festivali'nde 4 ödül birden kazanmıştı. Ödüllere ambargo koymuştu! Yeşilçam, Kavur'a ağlıyor Aytaç Arman: "Ülkenin en değerli sinemacılarındandı. Onu çok özleyeceğiz. Vefatından bir hafta önce görüştük. Tedavi görüyor, kendini çok iyi hissediyordu. Çok keyifliydi ve bana moral veriyordu. 'Ben çok iyiyim, sadece ayaklarımdan sorunum var' diyordu. Sürekli kahkaha atıyordu."Lale Mansur: "3 hafta önce gördüm. Çok neşeli, enerji dolu ve pozitifti. Ekim ayında yeni filminin çekimini yapmak için planlar yapıyordu. 4 gün önce telefonda konuştum, o zaman da çok enerji doluydu. Ölümü çok zamansız."Talat Bulut: "Türk sinemasında bu konuda eğitim alan tek insan. Türkiye koşulları içerisinde toplum ve oyuncu psikolojisini çok iyi uygulayan biriydi. Bir aktör olarak en iyi çalıştığım, düşüncelerimi ve rolle ilgili tartışmaları en sağlıklı yürüttüğüm insanlardan biriydi. Çok üzgünüm."Zuhal Olcay: "Ömer, hayatımda çok önemli yeri olan bir yönetmendi. Daha pek çok ürün verebilecekken, son 10 yılı hastalıkla cebelleşerek geçirdi. Çok üzgünüm. Onu üzmemek için görmek istemedim. Ölmek üzere olan bir insanı hastanede ziyaret etmek, onun ve benim açımdan iyi olmayacaktı." Mehmet Aslantuğ: "Yönetmen tarifinin içini dolduran nadir insanlardan biriydi. Adını yönetmen olarak yazdıran bir dolu insana kıyasla, nadir yaratıcı insanlardandı. 'Akrebin Yolculuğu' filminde birlikte çalışmıştık. Hepimizin başı sağ olsun."Hande Ataizi: "Ömer Bey çok içe dönük, derin, anlaşılmayan ve kendine has bir yönetmendi. Konservatuvardayken hep Ömer Kavur'la bir filmde çalışmak istemiştim. Ve bu rüyam gerçekleşti. 'Karşılaşma' filminde birlikte çalıştık." 'Yönetmen tanımının içini dolduran biriydi' 14 filme imza attı Bugün, Teşvikiye Camii'nde öğlen kılınacak cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek Ömer Kavur, 1944'te Ankara'da doğdu. Lisenin ardından Fransa'ya gitti; sinema, sosyoloji ve gazetecilik eğitimi gördü. 1980'de Atıf Yılmaz ve Yavuz Özkan'la ADAF adlı bir film firması kurdu. Hümeyra ile evlenip ayrılan Kavur, Yatık Emine, Yusuf ile Kenan, Kırık Bir Aşk Hikâyesi, Ah Güzel İstanbul, Göl, Anayurt Oteli, Gece Yolculuğu, Gizli Yüz, Akrebin Yolculuğu, Melekler Evi, Karşılaşma ve Amansız Yol'un da aralarında bulunduğu 14 filme imza attı.