CaddeKAZAN: BiN YILLIK ŞEHiR

KAZAN: BiN YILLIK ŞEHiR

28.11.2011 - 20:27 | Son Güncellenme:

Öyle şehirler vardır ki, insan tarafsız değerlendirme yapmakta zorlanır.

KAZAN: BiN YILLIK ŞEHiR

Kazan, benim için bu şehirlerden biri. Orada yaşadığım iki yılın, tarafsız olamamamda büyük payı var, şüphesiz

Haberin Devamı

Rusya Federasyonu’na bağlı Tataristan Özerk Cumhuriyeti’nin başkenti Kazan. Glasnost’la başlayan süreçte bağımsızlığını ilan etme yolunda ciddi çaba sarfeden Tatarlar, sonunda Rusya’yla otonom bir cumhuriyet fikrinde uzlaşmış. İç işlerinde bağımsız, dış işlerinde Federasyon’un şemsiyesi altında kalan bir formülü benimsemek durumunda kalmışlar. Rusya dışında hiçbir ülkeyle sınırı olmayan bir toprak parçasının, tam bağımsız olabilmesi de oldukça zor aslında.

Burası bir su şehri
Kazan, Volga’yla onun bir kolu olan Kazanka nehirlerinin buluştuğu yerde kurulmuş. Bu yüzden de nehirler, göller ve bataklıklarla bezenmiş bir su şehri. Bölgede bulunan tunç devri eserleriyle taş devrine ait yerleşim izleri, Kazan şehrinin kuruluşunun bu dönemlere kadar uzandığını gösteriyor. Yaklaşık 1.5 milyon nüfusun yüzde 45’i Tatar. Geriye kalanların büyük çoğunluğuysa Rus asıllı.
‘Kazan Kremlini’ olarak adlandırılan bölge, bence şehrin en görülmeye değer yeri. UNESCO tarafından tarihi miras kapsamına alınan bu bölgede; yeni yapılan ve ilk bakışta mimarisiyle dikkat çeken Kul Şerif Camii, 1500’lerin ortasında yıkıma uğrayan kırmızı tuğladan yapılmış Süyümbike Minaresi, Blagoveşensk (Meryem’e müjde) Katedrali, Spaskaya Kulesi ve başkanlık konutu mutlaka görülmesi gereken yerler. Devlet Müzesi, Milli Kütüphane, Opera Binası, kentin eski camiileri, Saint Paul ve Saint Peter Katedralleri’yle Gorki Parkını da es geçmeyin. Şehrin biraz dışında olsa da, hem cami, hem kilise, hem sinagog hem de budist tapınağının tek bir çatı altında toplandığı mabedi de görmenizi öneririm. Dinlerarası toleransın simgesi olarak yapılan tapınak, çatısındaki hilal, haç ve yıldızla son derece enteresan bir yapı.

Haberin Devamı

Bir eğitim ve kültür yuvasıKazan’ı özel yapan noktalardan biri de, buranın bir üniversiteler şehri olması. Tataristan ve Rusya’nın her tarafından binlerce gencin eğitim için bu şehre gelmesiyle genç nüfus, şehir hayatına renk katıyor. Tolstoy, Lobachevskiy ve Lenin’in de eğitim gördüğü Kazan Devlet Üniversitesi, tıp fakültesi, Teknoloji Üniversitesi, Devlet Finans ve Ekonomi Üniversiteleri’yle Rusya İslam Üniversitesi, birkaç örnek. Kütüphaneleri de ünlü olan şehirde, sadece Kazan Devlet Üniversitesi Kütüphanesi ve karşısında yer alan Ulusal Kütüphane’deki kitap sayısı 7-8 milyon civarında.
Şehrin çok renkli bir kültürel yaşamı var. Özellikle bale ve opera seviyorsanız, temsilleri takip etmenizi öneririm. Hayal dahi edemiyeceğiniz bir gösteri izleme şansınız yüksek. Nureyev’in vatanında bale seyretme keyfini yaşamanızı çok isterim. Kazan’da yaşadığım dönemde, hâlâ tadı damağımda kalmış onlarca temsili seyretme ayrıcalığına erişmiş biri olarak, sizlere de kendinize böyle bir fırsat yaratmanızı içtenlikle öneririm.

Haberin Devamı

Yemekler her zevke göre
Şehrin güzel özelliklerinden biri de, eski şehir bölümündeki yeni binaların, tarihi dokuya uygun süsleme ve mimari özelliklerle inşa ediliyor olması. Özellikle Kazan kentinin kuruluşunun bininci yılı nedeniyle, ağırlıklı olarak Türk müteahhitlerce yenilendiği dönemde, çok sayıda Türk firması bu şehirde faaliyet göstermiş. Bu da ciddi Türk nüfusunun şehirde yaşamasıyla sonuçlanmış. Ama zamanla firmaların faaliyetlerini azalmış veya ülkeden çekilmişler, Türk nüfus da nispeten azalmış.
Şehirde her tür damak zevkine uygun restoran bulmak mümkün. Tatar yemeklerini sunan kaliteli restoranlardan İtalya’yı aratmayan pizzacılara, suşi sevenleri çok mutlu edecek Japon restoranlarından kebapçılara herkese uygun yemek var burada. Sizlere özellikle Tatar yemekleri konusunda Bauman Caddesi’ndeki Dom Tatarskoy Kulinarii’yi önerebilirim. Özetle, tarihi eserleri, çok gelişmiş kültürel yaşamı, hem eğlence hem de yemek konusundaki zenginlikleriyle görülmesi gereken şehirlerden biri Kazan.

Dil sorunu
Tatarca aynı kökenden gelse de bizim Türkçemizle aralarında ciddi fark var. Müşterek kelimeler duyabilirsiniz ama anlaşabileceğinizi düşünmüyorum, açıkçası. Benim dikkatimi çeken bir konu da Tatar nüfusun nadiren kendi aralarında Tatarca konuşmaları ve Rusça konuşmayı tercih etmeleri oldu.