CaddeKeşke daha önce bebek yapsaydık

Keşke daha önce bebek yapsaydık

18.06.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

Yedi yıllık eşi Sema Şimşek’le 5 ay önce çocuk sahibi olan Burak Hakkı “Rüzgar’ın evliliğimize çok olumlu etkisi oldu“ diyor

Keşke daha önce bebek yapsaydık

‘DUDAKTAN  Kalbe’ dizisinde Hüseyin Kenan karakteriyle izlediğimiz Burak Hakkı kendisini oyunculukta ehliyetini alan ve sekiz yıldır hiç kaza yapmayan bir şoföre benzetiyor. Mankenlikten oyunculuğa transfer olan Hakkı ile kendisi gibi oyunculuğu seçen eşi Sema Şimşek için dünyanın merkezinde artık 5 aylık oğulları Rüzgâr var. Hakkı, Rüzgâr’dan sonraki hayatlarını şöyle anlatıyor: “Evliliğimize çok olumlu etkisi oldu bebeğimizin. Hatta Rüzgâr dünyaya geldikten sonra keşke daha önce bebek sahibi  olsaymışız dedik.” 

Haberin Devamı

Rüzgâr’ı güneyde büyütmeyi isterdim

Yedi yıllık eşi Sema Şimşek’le beş ay önce çocuk sahibi olan Burak Hakkı “İstanbul zor bir şehir. Suç oranı çok yüksek. Kendimi çok fazla güvende hissetmiyorum” diyor

Eğitimini aldığı ekonometriyi sıkıcı bularak mankenliğe geçiş yapan ardından 1994 yılında Best Model seçilen Burak Hakkı bugünlerde  oyunculuğuyla adından söz ettiriyor. “Dudaktan Kalbe” dizisinde oynadığı Hüseyin Kenan karakteriyle genç kızları kendine hayran bırakan Hakkı, kendisini oyunculukta ehliyetini alan ve sekiz yıldır hiç kaza yapmayan bir şoföre benzetiyor. Yedi yıldır evli olduğu, kendisi gibi oyunculuk yapan Sema Şimşek’le Rüzgâr ismini verdikleri bir erkek çocuk sahibi olan Hakkı, babalığın anlatılmaz bir duygu olduğunu söyledi.  “Rüzgâr için her şeyi yaparım” diyen Burak Hakkı,  “İstanbul zor bir şehir. İşim burada olmasa ve eşimi de razı edersem Rüzgâr’ı güneyde bir yerde büyütmek isterim” dedi. 

Ekonometri okuyup, basketbol takımında top koştururken, podyuma ardından da oyunculuğa geçiş yaptınız. Oyunculuğa adım atarken kafanızda neler vardı? Şu anki durumu hayal etmiş miydiniz?
Gerek okul, gerek mankenlik yıllarım başarılı geçti. Biraz da buna güvenerek oyunculukta başarılı olabileceğime inanıyordum: İnsan hayatında tercihler çok önemlidir. Zaman hiç durmuyor, akıp gidiyor. bu anda bazı kararlar almanız gerekiyor. gerek kariyer, gerek özel yaşamınızla ilgili çok fırsat çıkıyor. Doğru zamanda, doğru yerde olmak önemli. Doğru insanlarla doğru projelerde çalışmak da tabii ki. Doğru insanı hayat arkadaşınız olarak seçmek gibi.
Bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Oyunculuk teklifi daha mankenliğe ilk başladığım yıllarda gelmeye başlamıştı. Ben o zamanlarda oyunculuk yapabileceğime inanmıyordum. Ne var ki, bu tekliflerden 7-8 yıl sonra kendimi hazır hissettiğim zamanlarda, gelen bir teklifi değerlendirdim ve oyunculuk kariyerim başlamış oldu.

Üniversiteden sonra MBA yapmak için İsviçre Montreux’deki European University’den burs kazanıp oraya yerleştiniz. Sonra sizi buraya getiren neden ne oldu?
Okulu beğenmedim. Montreux’deki yaşamı beğenmedim. Kendimi orada mutsuz hissediyordum. Bir süre Zürih’de bir süre Avusturya’da yaşadım. Daha sonra İtalya’ya geçtim. O dönem birçok modellik ajansıyla yurtdışında mankenliğe devam ettim. Ardından Türkiye’ye döndüm. Ülkemi seviyorum ve bu nedenle geri döndüm. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Ekonometri Yüksek Lisans sınavını kaçırmak istemiyordum. 

Hiç okuduğunuz mesleği yapmayı düşünmediniz mi?
Dediğim gibi tercihlerim beni bugüne getirdi.  Modelliğe başladığım andan itibaren kendi mesleğimi yapma fikrinden uzaklaştım. 

Sibel Can’ın “Kanasın” klibinden sonra insanlar sizi tanımaya başladı. Bu klibin ve Sibel Can’ın hayatınızdaki yeri bu anlamda nedir?
Sibel Can’la olan klip çekimimiz bir gün sürdü. Onu tanımak ve böyle güzel bir klipte yer almaktan çok keyif aldım. Klip o dönemde çok popüler oldu ve benim oyunculuk anlamında ilk deneyimimdi. İnsanların beni tanıması açısından çok olumlu olduğunu sanıyorum. O kliple birlikte tanındım. 

2000’de oyunculuğa geçtiniz ve reklam filmleri dahil birçok projede yer aldınız. Oyunculuk anlamında kendinizi ne kadar geliştirdiğinizi düşünüyorsunuz. Sekiz yıl önce neredeydiniz şimdi neredesiniz?
Sekiz yıl öncesi sanki, ilk araba kullanmaya başladığım ve trafiğe ilk çıktığım zaman gibi düşünüyorum. Şu anda kendimi rahat hissediyorum ve kendime güveniyorum. Önümdeki yolda ağır ağır, emin adımlarla ilerliyorum. Trafik kurallarını çiğnemiyorum ve henüz bir kaza yapmadım. Ancak kendimi biraz daha geliştirmezsem ve konsantrasyonumu kaybedersem her an bir kaza yapabilirim. bunun sonucunda da artık o arabayı bana vermezler. Bu da yerime benden daha iyi bir şoförün bulunması anlamına geliyor. 

Bundan sonrası için oyunculuk anlamında Burak Hakkı neler hayal ediyor, nelerin düşünü kuruyor? Şu anda kendinizi nerede görüyorsunuz?
Kendime hedef belirlemedim ama 60 yaşıma geldiğimde insanların ‘Bu rolü en iyi Burak Hakkı oynar’ demesini isterim. Yoksa şu kadar yıl sonra şurada olacağım, şunu yapacağım diye hedefler koyan biri değilim. 

‘Kenan-Lamia aşkı gibi yok’

Korku filmini sevmeyen biri olarak ‘Semum’ filminde oynadınız? Oynarken neler hissettiniz?
Evet korku filmi sevmiyorum ama inanın bu film bana çok şey kattı. Gerek oyunculuk anlamında, gerek Hasan Karacadağ ile tanışmış olmak. Korku sineması bambaşka bir sektör. Bu film sayesinde yeni bir çok teknik öğrendim. Tabii korku filmini sevmeyen biri olarak bir ay boyunca çekimler sırasında korku psikolojisinden çıkamadım. 

‘Dudaktan Kalbe’ dizisindeki Kenan karakteriyle genç kızları büyülediniz.Kenan’da kadınları çeken sizce nedir?
Kenan çok karizmatik, ukala, başarılı, yaratıcı, aşk adamı, ulaşılması zor biri. Dışardan bakıldığında sanırım Kenan’ın bu özellikleri kadınları kendisine çekti. 

Kenan ve Lamia ne zaman yakınlaşacaklar, seyirciler sabırsızlanıyor?
Ben bilmem, senaristlerimiz bilir (Gülüyor). Kenan ve Laima aşkı gerçekten çok güzel ve yoğun. Aşkı bu şekilde yaşamak eminim ki çok farklı bir duygu. Günümüzde ya da etrafımda böyle bir aşk göremiyorum. Çok nadir insanların böyle yoğun bir şekilde aşk yaşadığını düşünüyorum. 

Keşke daha önce bebek yapsaydık
Yedi yıl evliliğin ardından Rüzgâr Bebek dünyaya geldi. Baba olmak nasıl bir duygu?
Dünyanın en özel duygusu. Baba olmak sizi başkalaştırıyor daha insani daha sevgi dolu hissettiriyor. Hakikaten yaşamak gerekiyormuş. Bu duyguyu tarif etmek imkânsız. 

Rüzgâr’la birlikte hayatınızda neler değişti. Bu rüzgârın varlığı ne kadar şiddetli esti evinizde?
Sevgimiz sorumluluklarımız arttı. Artık her seyi Rüzgâr’a göre programlıyoruz. Gerçekten dünyanın merkezi oğlum oldu. Onlara melek gibi bakıyorum. Hayatımın önceliği oğlum Rüzgâr artık. 

Bebek olunca erkekler eşlerinin kendilerine karşı ilgisizliğinden şikayet ederler. Sizde oldu mu böyle bir şey?
Olur mu hiç öyle şey. Evliliğimize çok olumlu etkisi oldu bebeğimizin. Böyle bir durumda erkekler çok fazla ilgi beklemez. En azından ben böyle düşünüyorum. Öyle bir şikâyetim yok.  Hatta Rüzgâr dünyaya geldikten sonra keşke daha önce bebek sahibi 
olsaymışız dedik.  Anne - baba olmadan bu duyguyu anlamak imkânsızmış. 

Çocuk dünyaya geldikten sonra anne babalar gelecek kaygısı yaşamaya başlarlar. Siz Rüzgâr’la ilgili ne gibi kaygılar taşıyorsunuz?
İyi bir eğitim almasını çok istiyorum. Zamanı gelince en iyisini planlayacağız tabii ki. İnsani duyguları ve sevgisi yoğun bir çocuk olmasını istiyoruz. Kaygı konusunda ise düzgün arkadaşları olsun, kariyeri iyi olsun ve en önemlisi sağlıklı ve mutlu bir çocuk olması bizim için en önemlisi. Onun için her şeyi yapabilirim. Öte yandan İstanbul zor bir şehir oldu. İşim burada olmasa eşimi de razı edersem Rüzgâr’ı İstanbul dışında güneyde bir yerde büyütmeyi isterim. İstanbul tam bir kaos. Suç oranı çok yüksek bir şehir. Kendimi çok fazla güvende hissetmiyorum. 

Su altında Sema’yla pek anlaşamıyoruz 

Hobi olarak dalış yaptığınızı biliyoruz. Dalma tutkusu ne zamandan beri var?
Üç yıldır dalıyorum. Çocukluğumdan beri babamla Bodrum’da yaz aylarında şnorkelle dalıyorduk. Ancak Kaş’ta Naturablue ekibiyle tanışmamızla bu tutkum perçinleşti. Deniz dibindeki muazzam yaşamı tanıma şansım oldu. İnanılmaz bir duygu denizin dibinde olmak. Bunu tarif etmek çok zor. Bir saatliğine dünya ile ilgili şarterleri indirmek gibi bir şey. Su altındaki mucizeleri gözlemlemek müthiş. Su üstüne çıktığınızda inanılmaz bir rahatlama ve kendinizi 10 yaş daha ufak hissetmek. Oraya ait olmamak ama kısa bir ziyaret yapmak. 30 metre ve altında kendinizi uzayda gibi hissediyorsunuz.

Eşiniz Sema Hanım’la birlikte dalıyorsunuz. Bu tutku ona sizden mi geçti?
Evet. Ben dalış dersleri almaya başladığım zaman Sema ilk başta istemedi. Sonra o da derslere başladı. Bazen beraber dalıyorum ama su altında pek anlaşamıyoruz. Ben daha özgür davranıyorum suyun altında. Sürüden ayrılıyorum ara sıra Sema da hemen şikâyet ediyor. Superman gibi yüzme taklidi yapıyorum ya da sanki araba kullanıyormuşum gibi yüzdüğümde gülme krizine giriyor. Sıklıkla hava soruyor bana. Bodyler su altında birbirlerinin hava basınçlarını kontrol etmek zorunda. Bu sorusuna karşılık ben de el hareketiyle boşver gibi bir jest yaptığımda hemen beni ekip başı dalgıça şikâyet ediyor (Gülüyor) Normalde çok iyi anlaşan bir çift olarak su altında pek anlaşamıyoruz. 

KEŞFETYENİ
Ünlü oyuncudan Cannes çıkarması! Kıyafetiyle tam not aldı
Ünlü oyuncudan Cannes çıkarması! Kıyafetiyle tam not aldı

Cadde | 22.05.2025 - 15:17

Cannes Film Festivali'ne katılan ünlü oyuncu Tilya Damla Sönmez, yeni pozlarını paylaştı.

Yazarlar