Cadde “Klasik müzik üst kesime hitap etmez”

“Klasik müzik üst kesime hitap etmez”

29.01.2013 - 18:59 | Son Güncellenme:

Aydın Büke, MSÜ’de müzik tarihi dersleri veriyor, İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nda çalıyor ve biyografi kitapları yazıyor.

“Klasik müzik üst kesime hitap etmez”

Bugüne kadar onun kaleminden Bach, Mozart ve Chopin’in hayatını okuduk. Bugünden itibarense, ‘müzikli söyleşileri’ne dahil olacağız. Etkinlikte, oda müziği konseri eşliğinde, klasik besteciler hakkında ilginç bilgiler verilecek

Haberin Devamı

Bir bestecinin biyografisi üzerinde çalışmak, Türkiye’de yaşayan bir yazara ne gibi zorluklar getiriyor?
Besteci biyografileri üzerinde çalışmak geniş bir araştırma yapmayı zorunlu kılıyor. O konuda daha önce yazılmış pek çok kitabı incelemek, bestecinin ve yakınlarının kaleminden çıkmış mektupları okumak, o sanatçının yapıtları hakkında yüzyıllar boyunca yapılan yorumları okumak gerekiyor. Söz konusu kaynakların hepsi yabancı dilde olduğu için, Türk araştırmacıların kendi dillerinde başvuracakları kaynak yok denecek kadar az. Zaten beni bu çalışmalara yönelten en önemli şey, dilimizdeki kaynak eksikliğiydi. Müzik öğrencilerinin, ya da müziğe ilgi duyanların okuyabilecekleri Türkçe kaynakları artırmak amacıyla kitaplarımı kaleme aldım. Bu besteciler hakkında Batı dillerinde öyle çok araştırma yapılmış ki, insan gerçekten imreniyor. Ülkemizde kimi zaman bu kaynakları temin etme güçlüğü ortaya çıksa da, teknolojik olanaklar, e-kitapların yaygınlaşması gibi durumlar, araştırma yapmayı kolaylaştırdı.

Haberin Devamı

Klasik müzik bugün neden yalnızca üst kesime hitap eden bir müzik türü olarak konumlandı?
Aslında 18’inci yüzyılın ikinci yarısına dek sarayın, soyluların ve onlarla yakın ilişki içinde olan kesimin müziğiydi. Mozart’ın yaşadığı çağda, bu kesim genişlemeye başladı. Fransız Devrimi’nin ardından, toplumun her kesiminde devrimi gerçekleştiren burjuvazinin beğenileri hakim oldu. Bu dönemde klasik müzik, daha geniş çevrelerde ilgi görmeye başladı. Halka açık konserlerin sayısında artış oldu; evlerde herkes bir enstrüman çalmaya başladı. Bu ilerleme sonraki evrede de devam etti. Günümüzde, özellikle ülkemizde, klasik müziğin üst kesimin ilgi alanına girdiği algısı oluştu. Aslında bu değil. Bugün klasik müzik konserlerine girmek için ödenen ücretler (festivaldeki özel konserlerin dışında), 10 binlerce kişinin izlediği stadyumlarda düzenlenen pop müzik konserlerinin bilet fiyatlarıyla karşılaştırıldığında komik kalıyor. İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nın konserlerine gitmek için, bir film izlemek için ödediğinizden daha az bilet parası ödüyorsunuz. Klasik müziğe ürkmeden, onu yabancılaştırmadan yaklaşmaya çalışırsak, onda sevecek ve ilgimizi çekecek pek çok özellik bulabiliriz.

Haberin Devamı

Bugüne kadar Chopin, Mozart, Bach, Wieck gibi müzisyenlerin biyografilerini kaleme aldınız. En çok hangi bestecinin hayatını anlatmaktan keyif aldınız?
Her besteci üzerinde çalışırken onların yaşamlarının bilinmezlerini keşfettikçe araştırma hevesim artıyor. Ama en çok Mozart’ın yaşamını araştırırken keyif aldım. Çünkü onun ve ailesinin kaleminden çıkmış mektuplar çok ilginç. Mozartlar birbirlerine yazdıkları mektuplarda, hem dönemin müzikal olaylarıyla ilgili ayrıntılı bilgileri kâğıda dökmüşler, hem de gündelik dedikodulara da yer vermişler. Örneğin Mozart, İtalya’dan ablasına gönderdiği bir mektupta, önce uzun uzun yeni operasıyla ilgili bilgiler yazmış, ardından da ondan karnaval zamanı Salzburg’da komşularının nasıl kostümlerle baloya katıldıklarını kendisine bildirmesini istemiş. Mozartların mektupları bu tarz güncel ilginç bilgilerle dolu olduğu için onları okurken çok eğlendim.

Haberin Devamı

Türkiye’den bir bestecinin biyografisini kaleme almayı hiç düşündünüz mü?
Türkiye’den bir bestecinin, özellikle de henüz hayatta olan bir bestecinin yaşam öyküsünü kaleme almanın çeşitli zorlukları var. Ben üzerinde çalıştığım kişi hakkında farklı görüşleri inceleyip ona göre kendi bakış açımı oluşturmayı seviyorum. Türk sanatçılar hakkında ne yazık ki geniş arşive sahip değiliz. Hele söz konusu yaşayan bir sanatçı olduğunda, ortaya çıkan çalışma ister istemez, o sanatçıyla bir çeşit ‘nehir söyleşi’ye dönüşmek zorunda. Kuşkusuz daha sonra yazılacak gerçek biyografiler için bu tip kaynaklara da gereksinim var ama ben daha geniş araştırma yapmayı seviyorum. Aslında sanatçılarımız hakkında her tür belge, mektup, eleştiri gibi kaynakların saklanıp biriktirilmesi gerek.


Şu sıralar üzerinde çalıştığınız bir hayat öyküsü var mı?
Yeni bir kitap çalışmam yok. Bu yıl Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı’ndaki müzik tarihi derslerim ve orkestradaki (İDSO) çalışmalarım çok vaktimi aldığı için yeni bir kitap yok. Umarım yakın zamanda başlarım.

Haberin Devamı

‘Aydın Büke ile Müzikli Söyleşiler’e katılanları neler bekliyor?
Yaşamöykülerini kaleme aldığım besteciler hakkında ilginç bilgiler aktarmayı planlıyorum. Bu etkinliğin en güzel yanı, aynı zamanda bir oda müziği konseri olması. Benim üzerine konuştuğum bestecilerin yapıtlarından örnekler Pelin Halkacı Akın (keman), Şebnem Ağrıdağ Usanmaz (soprano) ve İris Şentürker (piyano) tarafından seslendirilecek. Her biri kendi alanında usta olan bu üç arkadaşımı bir arada dinlemek de sık rastlanan bir durum değil.

FAVORiLERi

Favori bestecisi: Tek bir favoriden bahsetmem çok zor. Zaman zaman diğerlerinin önüne geçen isimler oluyor. Ama müzik tarihini etkileme anlamında, hiç tartışmasız Bach.
Favori senfonisi: Beethoven’ın 7. Senfonisi Favori operası: Mozart, ‘Figaro’nun Düğünü’

MOZART, ÖLEN KUŞUNA ŞİİR YAZDI

Mozart 1787 baharında, büyük bir hızla Don Giovanni operasını bestelerken, peş peşe gelen ölümler, bestecinin moralini çok bozmuştu. Önce babasını kaybetmiş, sonrasında yakın arkadaşı Sigmund Barisani’nin genç yaşta ölümüyle sarsılmıştı. Bu kayıplara bir de çok sevdiği kuşunun ölümü eklenince, üç yıldır günlük yaşamının bir parçası olan bu sevimli hayvan için şöyle bir şiir yazdı:
“Burada şirin bir budala kuştur yatan,
Daha yaşamının en güzel yıllarında
Ölümün acısını tadan.
İçim kan ağlar düşündükçe,
Ey yolcu, senden de bir damla gözyaşı düşsün,
Buradan geçtikçe.
O yaramaz değildi, yalnız biraz acar
Şaka yapıp uçar kaçar
Ama asla değildi naçar.”

Aydın Büke ile Müzikli Söyleşiler

* Mozart: Bir Yaşam Öyküsü, bugün saat 20.00, Borusan Müzik Evi
* Clara: Romantizmin Işığı, 27 Şubat Çarşamba, 20.00, Borusan Müzik Evi
* Chopin: Tuşlara Adanmış Bir Yaşam, 27 Mart Çarşamba, 20.00, Borusan Müzik Evi
* Bach: 17 Nisan Çarşamba, 20.00, Borusan Müzik Evi