Cadde “KOMEDi DÜKKANI EN iYi TiYATRO EĞiTiMi”

“KOMEDi DÜKKANI EN iYi TiYATRO EĞiTiMi”

22.07.2011 - 01:00 | Son Güncellenme:

Komedi Dükkanı’nı her zamanki keyifle izlerken, bir anda karşımıza çıktı. Oynadığı, aslında onun deyimiyle oynamadığı karakterle hepimizin gönlüne taht kurdu. 'Dükkan’ın isabetli keşfi' Sarp Bozkurt, sorularımızı yanıtladı

“KOMEDi DÜKKANI EN iYi TiYATRO EĞiTiMi”

Sizi tanıyabilir miyiz?
22 yaşında, Endüstri Mühendisliği öğrencisiyim. Oyunculukla, Tolga Çevik sayesinde 10 yaşındayken tanıştım. Bir gün elimden tutup beni "Baba Evi 2 dizisinin setine götürdü ve bir baktık ki oynamaya başlamışım. Orada iki yıl rol aldıktan sonra bu işe kafayı taktım. Tiyatro ve sinemayı araştırmaya ve anlamaya çalıştım o yaşlarda. Seslendirmeyle devam ettim. Lise ve üniversitedeyse sahneye çıktım. Üniversite, tiyatroyu denemek ve anlamak için çok elverişli bir yerdi benim için. Neyin yanlış, neyin doğru olduğu hakkında bir fikriniz oluyordu. Oyunculuk dışında müzikle ilgileniyorum. Uzun zamandır bateri çalıyorum.

’Komedi Dükkanı’ ile yollarınız nasıl kesişti?
Tolga Çevik, benim tiyatro ve sinemaya olan ilgimi yakından biliyordu zaten. Bana bir gün gelip sahne arkasında koşturup işlerin nasıl yürüdüğünü görmemi istediğini söyledi. Ben de koşa koşa gittim. Böyle büyük bir projenin mutfağını görüp, oranın havasını teneffüs etmek benim için müthiş bir deneyimdi. Kulise girdiğim ilk anda tam anlamıyla dondum. Yanımdan insanlar koşup gidiyor yaklaşık 50 kişi bu iş için canla başla çalışıyordu. Sahnede izlerken arkada bu kadar insanın bu projeye dahil olabileceğini düşünmüyorsunuz. Kendime geldiğim anda, yanımdan geçen ilk kişinin arkasına takılıp ben de koşturmaya başladım.

‘Komedi Dükkanı’nda sizi ilk kez Kızılderili dansıyla gördük. İlk tepkiler ve sonrası nasıl oldu?
Açıkçası benim sahneye çıkacağıma dair en ufak bir bilgim yoktu. Bir anda kendimi 600 kişinin karşısında buldum. Sahnede her şeyin doğaçlama olacağını biliyordum. Ama açıkçası bu kadarını beklemiyordum. Yaklaşık 30 saniyede olayı kavrayıp oraya uyum sağlamak durumundaydım. Ne derece becerdim onu ben söyleyemem ama çok eğlendiğimi söyleyebilirim. Zaten ‘Komedi Dükkanı’nın beslendiği nokta burası. Biz çok eğleniyoruz. Seyircinin projeyi bu kadar sevip, sahiplenmesinin sebebi de bu. Kesinlikle, seyirciyle aramızda müthiş bir bağ var. Biz ne kadar eğlenirsek bizi izleyenler de o kadar eğleniyor. Sonrasında da olay değişmedi aslında. Ben yine en beklemediğim anlarda kendimi sahnede buluyordum. İzleyenler Sarp’ı yabancı görmediler o sahneye, bu yüzden de iyi tepkiler aldık ve devam ettik.

Safı oynamak zor mu?
Aslında burada doğru kelime 'oynamamak' bence. Tolga Çevik’in anlattığı önemli bir hikaye var. ABD’ye tiyatro eğitimi için gittiğinde, Tommy Lee Jones onun hocası olmuş ve ilk derslerinde onlara; “Oynayanı buradan mezun etmem” demiş. İşte bizim de Komedi Dükkanı sahnesinde yaptığımız buydu.

Tolga Çevik’le kuzensiniz...
Evet, dayısının oğluyum.

Bu bağın, meşhur olmanızda etkisi var mı? Yani sadece Sarp Bozkurt olsaydınız Komedi Dükkanı gene de size kapılarını açar mıydı?
Bana yine kapılarını açar mıydı bilmiyorum ama bu bağın, Tolga Çevik’le aynı şeylere gülmemize yol açtığını biliyorum. Onun yetiştiği evde ben de 15 sene sonra yetiştim. Zamanlar farklı ama ev ve kişiler aynıydı.

Tolga Çevik’le çalışmak zor mu?
Benim inandığım en önemli disiplin, mesleki disiplindir ve Tolga Çevik’ten bununla ilgili öğrenecek çok şeyim var. Mantıklı ve sert kuralları var çalışırken. Bunları uygulayınca işlerin daha rahat yoluna girdiğini görüyorsunuz. Bu, kesinlikle bir tecrübe işi. Ayrıca Tolga Çevik, bu tecrübelerini paylaşırken çevresine karşı çok cömert ve iyiniyetli. Sahne üzerinde onunla çalışmaksa; gerçekten anlatılamayacak bir tecrübe. Onunla aynı sahneyi paylaştığınızda, onun ne kadar zeki bir oyuncu olduğunu daha iyi anlıyorsunuz. Bana bazı şeyleri bir hareket veya sözcük bile gerektirmeden, bir bakışla anla

Her Çarşamba olduğu gibi ‘Komedi Dükkanı’nı izlemek için Star TV’yi açtığımızda, 'Yolun Sonu' diye bir başlık gördük, sanırım herkese sürpriz oldu. Komedi Dükkanı bitti mi?
Bana bu konuda söylenmiş herhangi bir şey yok. Bizim dükkanımızda her şey doğaçlama oluyor demiştim.

Peki, ‘Komedi Dükkanı’nın sinema projesine dönüşeceği doğru mu?
Açıkçası böyle şeyleri bilemiyorum. Her an her şey olabilir ‘Komedi Dükkanı’nda. Bitmiş olabilir, bitmemiş olabilir, çizgi film olarak devam edebilir, filmi çekilebilir, sadece tiyatrosu kalabilir, radyo programı olarak devam edebilir... Bunların hepsi birer varsayım tabi ki ve benim gerçekten bir bilgim yok.

Örnek aldığınız oyuncular var mı?
Elbette. En çok izlediğim ve örnek aldığım oyuncu Marlon Brando. 'Apocalypse Now' filminde izlediğimde büyülendim ve o gün bütün filmlerini izledim. Kamera karşısında olduğu kadar, duruşuyla da örnek aldığım bir oyuncudur.

Hedefleriniz neler?
Hedefim, yurt dışında sadece oyunculuk yapmak değil, proje üretecek konuma gelmek. Bir de rüyalarıma giren bir hedefim; bir gün mutlaka bir Broadway yapımında yer alabilmek.



“BİZİM?AİLE?NORMAL? BİR?ÇEKİRDEK?AİLE”
Ailede başka yetenekler veya yetenekliler var mı?
Bizim aile, aslında gayet normal bir çekirdek ailedir. Çalışkan olmak konusunda yeteneklilerdir ancak tiyatral konularla pek ilgileri yoktur. Benim tiyatro ve sinemayla ilgilendiğime bir türlü ikna olamıyorlar mesela ama üzerinde çalışıyoruz. Bana seçtiğim her konuda destek olurlar. “Sen bu işi yapabilirsin, yürü oğlum!” desteğinden bahsetmiyorum ama daha gerçek, her yanlışımı eleştirerek beni düzeltmeye çalışıyorlar. Bence doğrusu da bu zaten. Birilerinin, neyi kötü yaptığını dürüstçe söylemesi gerekiyor.