‘NOT DEFTERi’NiN GENÇ YILDIZLARI

Tarık Ündüz: BEN DE HAYLAZ BiR ÖĞRENCiYDiM

‘Not Defteri’ni izlememiş olanlar için hikayesinden bahseder misiniz?Dizi bir gençlik hikayesi ama aynı zamanda içinde drama öğesini barındırıyor. Lisenin öğrencileri iki gruba ayrılmış. Benim canlandırdığım Ufuk karakterinin de içinde bulunduğu grup ve Egemen karakterinin dahil olduğu grup... Hem onların çatışmasını hem de kentsel dönüşümle ortaya çıkan çatışmaları izleyeceğiz. Sonra aşkları, öğrencilerin dilinden anlayan Mahir Hoca’nın hikayesini görecek seyirci.

Sizin canlandırdığınız Ufuk, okulun en problemli çocuğu...Evet, öyle. Biraz şımarık bir tip. ‘Zafere giden yolda her şey mübahtır’ mantığıyla yaşıyor. Zenginleştikten sonra özgüveni daha da yükselmiş ama aynı zamanda içsel sorunları var. Özellikle babasıyla olan problemleri... Hiçbir zaman babasıyla iletişime geçmiyor ve aralarında müthiş bir anlaşmazlık var.

Sizin öğrencilik yıllarınız nasıl geçti?Çok çalışkan ya da sakin bir lise hayatım olmadı. Ben de haylazlık yapardım. Hatta 1-2 lise değiştirmek zorunda kalmıştım. Dizi o konuda beni zaman zaman geçmişe götürüyor. Şiddet ve sertlik konusunda değil ama Ufuk’un çocuk tarafını kendime yakın buluyorum. Çünkü ben hep keyifli arkadaşlarla beraber okudum, keyifli hocalarla bir arada bulundum.

Oyunculuğu seçmenizde dedeniz Gazanfer Özcan’ın etkisi oldu mu?Ben Yeditepe Üniversitesi Tiyatro mezunuyum. Üniversite sınavlarından 5-6 ay önce oyunculuk yapmak istediğimi keşfettim. Bu konuda ne annemden, ne babamdan, ne de dedemden herhangi bir baskı görmedim. “Sen oyuncu ol” diye bir şey duymadım. Ama muhakkak ailemin etkisi olmuştur.

BU BİR DRAMA

Bu dizinin diğer gençlik dizilerinden farkı ne olacak sizce?
Derinliği benim hoşuma gidiyor. Fatih Al’ın oynadığı Mahir, Ebru Özkan’ın oynadığı Suna karakterlerinden çok etkilendim. Diziden bağımsız, ayrı hikayeler mevcut. Senaryoyu düşününce bu diziye, sadece okul işi demek doğru olmaz diye düşünüyorum. ‘Not Defteri’ bir drama. Ebru Özkan, Fatih Al gibi tecrübeli insanlarla çalıştığımız için işler yolunda ilerliyor. Reji olarak da çok şanslıyız.

Merve Oflaz: EKRANDA KENDiMi BEĞENMiYORUM

Sizce nasıl bir dizi ‘Not Defteri’?
Hepimizin hayatları farklı ve değişik şeyler yaşıyoruz. Bu dizide bunların hepsini karşılayacak şeyler var. Herkes kendinden bir şey bulacak, izleyen bir daha bırakama-yacak diye düşünüyorum.

Oynadığınız İclal’i anlatır mısınız?İclal Hoca, mesleğinde çok yeni bir öğretmen. Öğrencilerine güvenmek istiyor ve onları gerçekten çok seviyor. Okul yönetiminin karşısında durabilecek iki kişiden biri. Ama bunu öğrencilerine belli etmiyor, onlara karşı çok disiplinli davranıyor.

Ekranda kendinizi beğeniyor musunuz?Hayır, beğenmiyorum. Günlük halimi daha çok seviyorum. Erkek arkadaşım Selim (Sabah), “Merve, sen gerçek hayatta bu kadar güzel değilsin aslında!” diyor ama ben kendimi beğenmiyorum.

Oynarken rahat mısınız peki?
İlk dizim ‘Muhteşem Yüzyıl’ın ilk bölümlerinde kalbim deli gibi atıyordu. Setteki arkadaşlarım beni sakinleştirirdi. ‘Muhteşem Yüzyıl’dan sonra ‘Kalbim Dört Mevsim’de rol aldım, reklam filmleri çektim. Heyecan her zaman var ama zamanla oturttum her şeyi.

ACUN’LA YENİ HAYAT

Bir yandan da pilates dersleri veriyorsunuz... Evet, stüdyoda birebir ders veriyoruz. 1,5 ay oldu başlayalı ve talep çok fazla. Ben, Marmara Üniversitesi Spor Akademisi mezuyum, ‘Survivor’dan önce de sporla ilgileniyordum. Pilates derslerinden önce ise Selim’le iki yıl süren bir eğitim aldık.

‘Survivor’dan kazandığınız para, burayı açmanıza yardımcı oldu mu?O para duruyor öyle. Hâlâ herhangi bir yere harcamadım. Erkek arkadaşımın yardımıyla burayı açtık.

Acun Ilıcalı’yla görüşüyor musunuz?
Tabii ki. Sevgilimle tanışmama bile o vesile oldu. ‘Survivor’ olmasaydı belki de hayatımda Selim ve oyunculuk olmaya-caktı. Gerçekten hayatımdaki her şeye şükredi-yorum ama önceden de hayatım değişsin tavrında değildim. Her zaman mutlu biri oldum, kazandıklarıma teşekkür ettim.

RÖPORTAJ: SENEM AYDIN