OKTOBERFEST YiNE YENiDEN iSTANBUL’DA

Mezopotamya’dan günümüze uzanan, içkilerin anası biraya ait kültürel bilinci aktarmak amacıyla yola çıkan iki arkadaş, bugün Swissotel’de düzenlenecek festivalin sürprizlerle dolu olduğunu söylüyor

GASTRONOMi TUTKUNLARI
Bizler gastronomi alanının farklı kollarında uzun yıllar profesyonel anlamda mesai verdikten sonra toplumun ihtiyaçları doğrultusunda iyi yemek çatısını kurmuş gastronomi tutkunlarıyız. Bu çatının altında /www.iyiyemek.com isimli internet sitesinden,yemek festivallerine, workshop’lardan özel tadım organizasyonları ve kurumsal danışmanlıklara kadar gastronominin pek çok alanında faaliyet gösteriyoruz.

İstanbul Oktoberfest’le ilk ne zaman tanıştı?
Bira kültürüyle özdeşleşen Alman ekolünün ülkemiz gençliğine kazandırdığı bir festivaldir Oktoberfest. Bu ekolün temsilcisi liselerin ortak ilgisiyle 90’lı yıllarda kutlanmaya başlamıştı. Düşük alkol oranı ve lezzetiyle benimsenen birayı tüketmek, bira kültürüne yakınlaşmak ve elbette sosyalleşmek adına, özellikle gençlerde büyük ilgi uyandırdı.

Bu şenliği organize etmeye nasıl karar verdiniz?
Biranın gastronomi kültürü içindeki yerinin sadece içki tüketmek olduğunu reddettiğimiz için, Mezopotamya’dan bugüne uzanan, içkilerin anası biraya ait kültürel bilinci gelenekleri ve lezzet eşleşmeleriyle daha iyi aktarabileceğimizi hayal ediyorduk. Anadolu Efes ekibiyle yaptığımız bir sohbet esnasında bu amaca yönelik bir Oktoberfest fikri gündeme geldi. İki ekibin de dinamizmi birleşti ve ciddi bir sinerji oluştu. Hal böyle olunca da ortaya eğlenceli, yaratıcı, kaliteli ve lezzetli bir organizasyon çıktı.

‘Oktoberfest ’ adıyla bir etkinlik düzenlemek ne tür sorumlulukları beraberinde getiriyor?
Her şeyden önce Oktoberfest’in ruhuna uygun bir organizasyon yapmanın gerekliliğinin farkındaydık. Bu yüzden de oldukça kapsamlı bir çalışma döneminden geçirdik ve bu organizasyonu bir festival havasına nasıl sokarız diye kafa yorduk. Bira çeşitlerine uygun kurgulanan Alman ve Türk mutfağından yapılan yemek eşleşmeleriyle, festival bandosuyla, canlı müziğiyle, konsepte uygun giyinmiş servis elemanlarıyla Oktoberfest’e lezzet ve fark kattığımızı düşünüyoruz.

Oktoberfest deyince beklentiler artıyor mu?
Doğal olarak akla ilk gelen sınırsızca bira tüketimi. Fakat iyiyemek ekibi ve Anadolu Efes olarak bizler bira kültürünün derinliğine daha çok önem verdiğimiz için katılımcıları da bu bakış açısına davet etmek üzere akılda kalıcı, bilgilendirici ama tabii ki festivalin tabiatı gereği eğlenceli bir kurgu yaratık. Gerek sunulacak geleneksel lezzet eşleşmeleriyle, gerekse yapılacak kaliteli bira sohbetleriyle biranın ardındaki kültürü ve biranın kaynağını irdelerken bir yandan da canlı müzik performansları, dekor, kostümler ve uzun ahşap masaların yer aldığı bir cam çadır ortamında farklılık yaratarak aslında beklentileri de yönlendireceğiz gibi görünüyor.

“Fark yaratmak işin anahtarı”Bu festival 90’larda Alman Lisesi, Avusturya Lisesi gibi okulların ağırlıkta katıldığı gençlik organizasyonuydu. Son yıllarda neden cazibesini yitirdi dersiniz?
Aslında ilgi adına bir eksiklik olduğunu düşünmüyoruz, sadece bu tip organizasyonlar detaylı bir ekip çalışması gerektirdiği için belki de bu sinerji bir süreliğine kaybedilmiştir. Bir de kalite beklentisi günden güne arttığı için eskiden olduğu gibi salt bira odaklı kurgulamak yeterli olmuyor. Neticede günümüzün kolaylaştırdığı ulaşım imkanları sayesinde merak eden çoğu kimse Münih’deki festivale de katılabilir. Dolayısıyla fark yaratabiliyor olmak burada işin anahtarı.

Bu etkinlikte önceki yıllara göre ne tür yenilikler olacak?
Sloganımızdan da anlaşıldığı üzere her şeyden önce iyi yemekle iyi birayı bir arada sunuyoruz. Bira-patates algısının dışına çıkarak farklı bira çeşitlerinin yemeklerle uyumunu eğlenceli sunumlarla deneyimleteceğiz. Almanların geleneksel tuzlu hamurdan sokak yemeği ‘pretzel’in yanında bizim mihaliç peynirli simidimiz var. Barbekü alanında özel üretim Alman tipi sosilerin yanında kangal sucuğumuz, bol baharatlı köy tavuğu var. Tabii ki biranın vazgeçilmezlerinden schnitzel, patates salatası, sauerkraut (lahana salatası) gibi tatlar ve apfelstrudel de misafirlere sunulacak.

Sürprizler neler?
Zaten tasarlanan mekanın geneli başlı başına bir sürpriz. Swissotel’in bahçesine kondurulmuş camdan bir çadır hayal edin, içinde uzun ahşap masalar, sahnede bando ve sürpriz sanatçı, lezzet üniteleri, oyunlar, bira dağıtan örgülü saçlı kızlar, el arabalarında dolaşan leziz ikramlar. Biraz daha tüyo verirsek işin sürprizi kalmayacak!

Siz Almanya’daki festivale katıldınız mı?
Öğrencilik yıllarımızda Münih’teki festivalde de bulunduk, Stuttgart’daki Lunapark kutlamalarına katıldık. Kollarında litrelerce bira taşıyan deli kuvvetli kadınlar, masaların üzerinde dans eden biraseverler, festivalin gerçekleştiği Wiesn bölgesinde doğru yürüyen yüzbinlerce insan, koca Pretzel’ları kemirenler, geleneksel oyunlara katılanlar ve daha birçok renkli manzara.

Yerel bir etkinilğin dünyanın farklı kentlerinde düzenlenmesi enteresan değil mi? Başka ülkelerde de düzenleniyor sanırım.
Evet, Oktoberfest bugün Almanya’nın farklı bölgelerinin dışında Prag’dan Dublin’e, New York’dan Sydney’e, dünyanın her bir tarafında kutlanıyor.

Özgü başka bir isim altında bira festivali düzenir mi bir gün?
Hayal dünyası sınır tanımaz. Topraklarımız biranın tarihi çıkış noktası olduğu için ve millet olarak bizlerin biraya olan sevgisi sayesinde kimbilir belki bir gün ‘Mezopotamya Bira Haftası’ fikri gelişebilir.

Hangi tarihlerde düzenlenecek?
Bu sene sadece İstanbul’da bir günlüğüne, 13 Ekim tarihinde gerçekleşecek. Öte yandan önümüzdeki sene İstanbul’un yanı sıra birçok diğer şehrimizde farklı tarihlerde devam edeceğiz.

Etkinlik Swissotel, Sultan Park’ta, saat 16:00-24:00 arası gerçekleşecek ve farklı saat dilimlerinde farklı etkinlikler olacak. Katılımsa her şey dahil 95 TL, biletlere biletix.com veya kapıdaki biletix gişesinden ulaşmak mümkün. Ancak, maalesef kapasitemiz sınırlı.

202 YAŞINDA

Oktoberfest 1810 yılında atılan bir aşk tohumuyla başlamış bu çılgın kutlamalar. O zamanlar henüz bir prens olan Ludwig, Saxe-Hindburghausen prensesine aşık olunca 12 Ekim 1810’da tüm Münih halkının da katıldığı büyük bir kutlamayla hayatlarını birleştirmişler. Halk kutlamalara katılmak için şehir kapılarının bulunduğu Theresienwiese (Teresa’nın Çayırı) adı verilen bölgeye doğru geçit halinde yürümüş. Hatta bir de ‘at yarışı’ güne damga vurunca bu kutlamalar geleneksel hale dönüşmüş. Yıllar içinde ‘Teresa’nın Çayırı’ kısaltma ismiyle ‘Wiesn’ olarak kullanılmaya başlanmış, Oktoberfest’se güneşli havalardan yararlanmak için eylül ayında başlar olmuş. Bugün sadece Münih’te her yıl yaklaşık 6 milyon kişi bu festivale katılıyor.