Orkun Bulut

Orkun Bulut

orkunbulut@gmail.com

Tüm Yazıları

Özellikle NFT teknolojisini sanat tarafında bambaşka bir seviyeye taşıyan öncülerden Beeple’ın geçen haftaki eseri geleceğe dair ilham vericiydi. Bilmeyenler için sanatçı her gün gündeme göre eser üreten bir isim. Yapay zeka çılgınlığından olsa gerek, böyle bir eser hazırlamış. Futuristik düşünürsek bu çok da uzak bir gelecekte gibi görünmüyor. 

Teknolojinin gelişiminde iletişim, araştırma ve ulaşım konusunda bize sağladığı avantajlardan bahsediyorduk. WEB2, sosyal medya teknolojileri etkileşimi yani kendimizi ya da markalarımızı aracılar, yayınlar olmadan pazarlamayı sağladı. WEB3’le birlikte hayatımıza gelecek teknolojiler yaşayışımızı tamamen değiştireceği için aslında bunu ‘yıkıcı’ teknoloji olarak yorumlamak oldukça mümkün. Blok zincirlerin kodlayacağı, yapay zekanın bizim için düşünüp, çalışacağı bir düzene geçiş yapıyoruz demek yanlış olmaz. 

Haberin Devamı

OpenAI’ın kullanıma açtığı ChatGPT, “Futuristim” diyen birçok fenomenin anlattığının tam tersi bir geleceğe o kadar hızlı ilerliyoruz ki! Başta yazılım olmak üzere gelecekte değerli olarak öngörülen çoğu işi hatasız yapabiliyor yapay zekalar. Sanat eseri yaptığını zaten biliyorduk; kendi datasından üreterek, rahatlıkla roman da yazabiliyor. Dünya klasiklerine girmiş büyük yazarları düşünün; onların yeni dünyaya dair ne düşünebileceğini aynı hikaye diliyle üretmesi birkaç dakikasını alıyor.

‘Yapay zeka’ ne yapacak?

Tabii ki teknolojilerin hayatımıza giriş şeklinden çok, nereye gittiğine bakmalı. İnsanlığın aslında ilk derdi ‘kendini ifade etmek’ olduğundan, yapay zeka bizi olduğumuzdan daha güzel gösteren fotoğraflarla hayatımıza hızlıca girdi. Peki gerçek anlamda yapay zeka ne yapacak! Ve yaptığı şeylerin yıkıcılığına insanlığın tepkisi ne olacak? Beeple’ın eserinin bana fazlasıyla gerçekçi gelmesinin sebebi de bu!

YAPAY ZEKA GİREMEZ

Yükselten davetler

Şehrin eğlence kültürünün belli bir çizgiye gelmesinde belki de en önemli üç kişiden biridir Metin Fadıllıoğlu... Bizim gibi marka tüketen bir ülkede bile onun kurduğu markalar aynı isimde hayatına devam ediyor. Nişantaşı sosyalliğinin çehresini değiştiren Brasserie’de eski günleri anımsatacak harika bir davetin ev sahipliğini üstlendi Fadıllıoğlu... Herkesin özlediği eskilerin nitelikli isimlerinin çoğu davete iştirak etmesi, Fadıllıoğlu’nun kendisinin de konseptlerinin de zaman olduğunu tastikler gibiydi. 

Haberin Devamı

Bu hafta bir diğer dikkat çeken parti Fairmont Quasar’ın ünlü odası 1610’da Mirella Cerica’nın konsept partisiydi. Bu partide de Brasserie’de olduğu gibi iletişimci İsmail Polat’ın imzası var. ‘Elevate the night’ tanımlamasına uygun olarak, bu partilerde herkesin olduğundan daha iyi hissettiği bir hava var. Bu dönemde İsmail Polat bu ünlü kurgularını çok akıllıca uyguluyor. Ünlüler daveti taşımıyor, bu konsept davetler o ünlüleri olduğundan farklı bir ‘parti insanı’ kimliğine büründürüyor.