15.04.2012 - 23:01 | Son Güncellenme:
Televizyon tarihinin yeni fenomeni ‘Mad Men’ özlemi yarın akşam bitiyor. CNBC-e dergi yayın yönetmeni Bade Baysal, yeni sezon öncesinde ‘Mad Men’ ekibiyle Los Angeles’ta buluştu. Bakın neler öğrendi?
‘Mad Men’de yeni sezona dair 1.5 yıl gibi uzun bir aranın ardından kafalarda pek çok soru işareti var. Don Draper’ın beklenmedik evliliği ona mutluluk getirecek mi? Sterling Cooper Draper Pryce ayakta kalmayı başarabilecek mi?
Los Angeles’ta düzenlenen uluslararası basın toplantısına giderken tüm bu sorulara cevap bulmayı umuyorduk. Ama dizinin beyni Matthew Weiner, izleyici için daha keyifli olacağını düşündüğü için yeni bölümler hakkında hiçbir bilgi alamayacağımızı söylüyor. Yüzlerimizdeki hayal kırıklığına aldırış etmeden sözlerine devam eden Weiner; bize takvime bağlı kalarak diziyi yazdıklarını, çünkü insanların yaşlarına ve yaşam standartlarına sadık kalmak istediklerini anlatıyor.
Hamm, artık yapımcı da
Don Draper’ı canlandıran Jon Hamm de, uzun aranın dizinin lehine işleyeceğini düşünenlerden: “Ya kendimizi çok özletmiş olduğumuz için insanlar ilk bölümü izleyince mutlu olacaklar ya da gözden uzak gönülden uzak deyimindeki gibi uzun süredir yayında olmadığımız için izleyiciyle bağı kaybetmiş olacağız. Ama ben ilkinin geçerli olduğunu düşünmek istiyorum.” Hamm, yeni sezonun ilk bölümünün yönetmenliğini üstlenmenin yanı sıra artık dizinin yapımcılarından da...
“Don karanlık bir adam”
Don karakteri geçen sezona “Don Draper kimdir?” sorusuyla başlamıştı.
O güne kadar başarılı bir işadamı, bir aile babası ve bir koca gibi sıfatlara sahip Don, kendini yeniden tanımlamak zorunda kaldı. Sezon finalinde de sürpriz bir şekilde aşkı buldu ve onu ilk defa gülerken gördük. Peki bu gülümseme kalıcı mı? Hamm “Buna çok alışmayın” diyor ve ekliyor: “Don karanlık bir adam. Karanlık bir geçmişi var. 40 yaşına varan bir karakterin hayatında nelerin değiştiğini işliyoruz. Ben de 40 yaşındayım, gençken sorun olan bazı şeyler önemini yitiriyor. Sahip olduğun hayatı yaşa gitsin.”
Şok olmaya devam edeceğiz
‘Mad Men’de yeni sezon hakkında en merak edilen konulardan biri de hangi tarihi konulara el atılacağı. Matthew Weiner ısrarla bir tarih dersi vermeye çalışmadıklarını, bunun bir belgesel olmadığını söylese de 60’lar dekoru dizinin en önemli unsurlarından biri. Kennedy seçimleri, Marilyn Monroe’nun ölümü, Küba Füze Krizi gibi olaylar hikayenin merkezine oturtulmasa da her zaman destekleyici bir unsur olarak dizide yer buldu.
Jon Hamm
“Canlandırdığım karakterden çok farklıyım”
Hayatında bu mudur dediğin bir noktaya gelirsin ve bu kimine motivasyon verebilir ama kimini de depresyona sokar. Don şu an bunu yaşıyor. Bu kişi reklamcılık dünyasının tüm sahteliğinin ortasında ve kendi kimliği de bir o kadar sahte. İçindeki şeytanlarla yüzleşmediği sürece de kendini bulamayacak. Hikayenin ironik yanı insanlara mutluluk satan bu adamın kendi hayatıyla ilgili bu kadar tatminsiz olması.
John Slattery
“Roger’ı oynamayı seviyorum”
Bu iş Roger’a (Sterling) babasından geçti ve herkesin kendisini ayrıcalıklı görmesinden nefret ediyor. Onun da kalp kırıklıkları olmuş, o da çabalamış, o da acı çekmiş. Bu karakteri oynamayı seviyorum. Eğlenceli, kendince sadık, yine kendine özgü bir ahlak anlayışı var.
January Jones
“Denemek İyİdİr”
Betty (Draper) kendini çözmeye çalışan, hayatta mutluluğu, kimliğini bulmak isteyen bir kadın. Kadının bu mücadelesi bugün de geçerliliğini koruyor. Denemek hiçbir şey yapmamaktan iyidir. Betty her zaman doğru şeyi yapmasa da hiç değilse deniyor.
DiZi NASIL DOĞDU?
Matthew Weiner: Reklamcılık Amerikan kültüründe her zaman mimarlık gibi iyi kazanılan bir meslek olarak sağlam bir yere sahipti. Hem bir sanatçı hem de bir işadamı olabiliyorsunuz. Dönemle ilgilenen biri olarak reklamcıların hayatlarını okuyordum ve reklamcılığın hikayesini okudukça, tıpkı bizim gibi bir işe sahip olduklarını keşfettim. Benim gibi yazar olan, yaratıcı bir iş yapanlardan işe erken gelmeleri, otoriteye saygı göstermeleri beklenmiyor. Tüm bunlar bana çok ilginç geliyordu... Ve ben tüm bunları işlemek istedim.