“POPÜLER HAYATTAN KENDiMi KORUMAYA ÇALIŞIYORUM”

“Önüme başka bir dünya açıldı” diyor. ‘Kuzey Güney’ dizisinde Barış Hakmen karakterini canlandıran Öztürk, şimdi de tiyatro seyircisiyle buluşmaya hazırlanıyor

Fotoğraf çekiminde biraz gerildiniz. Röportaj vermekten de kaçınıyorsunuz. Bu halinizin özel bir nedeni var mı?Ben fotoğraf çektirmekten hoşlanmıyorum. Röportaj vermekten de çok hoşlanmıyorum. Popüler bir iş yapıyoruz; evet ama ben bunları minimumda tutmaya çalışıyorum. Beni dışarıda göremezsiniz, ben ev seven bir insanım. Sevgilimle evde oturup film izlerim, kitap okurum. Dışarıdaki o popüler hayattan kendimi korumak için elimden geleni yapıyorum. Facebook, Twitter da kullanmıyorum.

Oyunculuk gerçekten severek yaptığınız bir iş mi?
Değildi başlarda. “Ben bu işi yapabilecek miyim? Yapabiliyor muyum?” diye çok sorguladım kendimi. Sonra olduğunu, izleyiciyi ikna edebildiğimi fark ettim. Ben Barış Hakmen gibi bir adam değilim ama insanlar öyle sanıyor. O zaman, “Bir başarı var ortada” dedim kendi kendime. Şu anda çok keyif alıyorum. Kendimi küçük görmekten bir anda kurtuldum ve oyunculuktan zevk almaya başladım.

Nasıl karar verdiniz oyuncu olmaya?
Ege Üniversitesi Peyzaj Mimarlığı bölümünde okurken, sınıf arkadaşlarımın telkinleriyle amatör tiyatroya başladım. Önüme başka bir dünya açıldı ve “Ben neden bu işi yapmıyorum?” sorusunu sordum kendime.

‘Kuzey Güney’ öncesinde neler yapıyordunuz?
Okul bitirdikten sonra bir süre ilaç mümessilliği yaptım. Mutlu olamayınca da bırakıp, Anadolu Üniversitesi Tiyatro Bölümü’ne girdim. Okurken dizilerde de oynamaya başladım. ‘Kuzey Güney’den önce ‘Sakarya Fırat’ta dindar bir askeri oynuyordum.

“Kendini gerçekleştirmiş kadın çekicidir”

“Ben Barış Hakmen gibi bir adam değilim” dediniz. Hiç benzer yanınız yok mu?
Hiç alakam yok. Gerçek hayatta yapmayacağım milyon tane şeyi yapıyorum dizide.

“Gerçek hayatta başkasını seven bir kadınla evlenir misiniz” diye sorsam?
Bırak evlenmeyi, o aşkın peşinden bile gitmem.

Barış, Cemre’ye aşık mı sizce?
Bilmiyorum. Sen ne hissediyorsun?

Bence değil.
Ben de öyle hissediyorum. Bir kere onun gibi bir adamın çevresinde başka kadınlar olmaz mı? Bana olur gibi geliyor. Ama biz Venüs dışında kimseyi görmedik. Cemre’nin masumiyeti etkiledi belki onu. Çok popüler mekanlarda görülen kadınların ruhlarında bir kirlilik var. Cemre’de yok o kirlilik. Biraz daha dürüst, biraz daha dobra.

Sizi bir kadında ne etkiler?
Beni iyilik çeker. Dış güzellikle ilgilenmiyorum fazla. Ben insanların içine bakmayı seviyorum. Kötü ruhlu insanı sevmiyorum. Ben o insanın saflığı, temizliği, kendini ne kadar gerçekleştirdiğiyle ilgileniyorum. Kendini gerçekleştirmiş bir kadın bence çok çekicidir. Güzellik biraz da insanın bakışlarında. Ben o göz parlamalarından etkileniyorum. Bir kadının güzelliği, bacakları, memeleri hiç umurumda değil.

“Gamzelerimle ilgilenilmesinden sıkıldım”İnternetteki sözlüklerde gülüşünüzle ilgili birçok yorum yapılmış.
Bu durum hoşuma gidiyor ama bazen de sıkılıyorum. Gamzeler de gamzeler. Gülerken ağzımı kapattığım oluyor, sırf bu durum silinsin diye. Aslında bir kötü adam rolü olsa ve gamzelerimi kullansam. Galiba ‘Kuzey Güney’ o tarafa doğru gidiyor. Barış’ın kötüleştiğini hissediyorum. Çok sevimliydi ama şimdi “Pisliğe bak neler yapıyor?” diyecekler.

“Bu dizi bitince ne olacak” diye düşünüp tedirgin oluyor musunuz?Hayır. Çok da umurumda değil. Bu işi bırakabilirim. Çünkü değişime inanıyorum, herkes, her şey değişebilir. Dolayısıyla tutkuyla bağlı olduğum meslekten bir gün vazgeçebilirim. Gücüm varsa, sağlıklı olursam her şeyi yapabilirim. Şu anda keyifliyim, inşallah böyle devam eder.

Tiyatro yapmak var mı aklınızda?
Garajistanbul’da ‘Sıradakiler’ diye bir oyun oynayacağız. Mustafa Avkıran yönetecek. Övül Avkıran, Rıza Kocaoğlu, Erkan Avcı, Ferit Kaya, Umut Kurt ve ben oynayacağız. Savaş karşıtı bir oyun.

“KIVANÇ’IN BAKLAVALARINI GÖRÜP SPORA BAŞLADIM”
Kıvanç Tatlıtuğ, çok başarılı. Çalışkan, iyi niyetli biri. Kıskanmasın kimse. Konservatuardan mezun olmuşlar dahil Tük oyunculara şunu öğretti: Bir insan fiziğini değiştirebilir. Kıvanç’tan sonra herkes spor yapmaya başladı. Kendimi de koyuyorum onların arasına. Spora teşvik etti insanları. “Bu adam yaptıysa, ben de yaparım” dedik.