Reha Arar

Reha Arar

reha.arar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bodrum Neyzen Tevfik Caddesi’ne girdiğinizde, genellikle kapılarında turistlere menü gösteren, balık mostrasına bakmaya davet eden ve yarım yamalak lisan konuşmaya çalışan kişilerin durduğu restoranlara rastlarsınız. Biraz daha yürüyünce Körfez Restoran çıkar karşınıza... 1927 yılında kurulmuş ve 1932’den beri ruhsat sahibi olan köklü bir yerdir. Bugün üçüncü nesil sahibi Ali Subaşıoğlu’nun dedesi, burayı aşevi olarak kurmuş, kepçeyle yemek satarak işe başlamış ve tanınmış. Daha sonra aşçı Ali Efendi’nin aşevi, günün şartlarına uyup, balık lokantası halini almış ve bugünlere gelmiş. En önemli spesiyalleri balık çorbasının formülünü sorduğumda aldığım cevap, aile sırrı olduğu ve kimseye vermedikleriydi...

Haberin Devamı

Uzun bir süredir mekanın önünden geçerken izliyorum. Bahçe hep dolu, yaz aylarında adeta dışarı taşıyor misafirler ve masalar.

Bodrumlular’ın mekanı: Körfez…

Bu yazımda menüden hareketle ilerlemeyeceğim ve her gün değişen günün özel tabaklarından bahsedeceğim. Aşçıbaşı Hasan Akcan’ın ahtapotlu pilavı, sübyesi ve çeşitli balıklarla taze otlardan yapılan buğulamaları, genelde tercih ettiklerim arasında... Bu arada “Körfez’de en iyi buğulama hangi balıklardan yapılıyor?” diye sorarsanız, Peygamber balığı ve sinarit diyebilirim. Bir başka favorim, kaz ayağı ve sıcak yoğurtlu otlar. Bir de Bodrum’a has terbiyeli yeşil zeytin... Bunların yanında klasikler de var tabii ki... Mesela, kabak çiçeği kızartma, iyi bir ara sıcak seçimi olabilir.

Bodrumlular’ın mekanı: Körfez…

Mantar merakı eskiye dayanıyor

Mart ve mayıs ayları arasında gittiyseniz, orman yangınları sonucu yanan ağaçların diplerinde çıkan kuzugöbeği mantarını, sote ya da ızgara olarak tatmanızı öneririm. Hardal ve ısırgan otu salatasını da denemelisiniz . Bodrum bölgesindeki otlara ve mantarlara ailenin merakı oldukça eskiye dayanıyor. Temennileri, şu anda İTÜ Metalurji Bölümü’nde okuyan oğulları Kaan’ın da mesleği ve bu ekolü devam ettirmesi... Zira çalışanların ve yöneticilerin de büyük bir kısmı aile mensubu...

Sohbetimiz sırasında bir ara çok eskilere gittik ve 1940’lı yıllarda, Körfez Restoran’da, o yılların Rodos valisi şerefine Muğla Belediyesi’nin verdiği davetten bahsedildi. Etkinliğin sonunda klarnet, tambur ve keman çalan Bodrumlu müzisyenler gelir ve müzik yapmaya başlar... Vali bir ara yanında oturan kızına döner ve “Hadi sen de bir şarkı söyle” der. Kızı Maria bir arya söyler, çok beğenilir ve yerine oturur. Yıllar sonra Atlantic Records’un sahibi Ahmet Ertegün, bir grup Yunanlı misafiriyle Körfez’e gelir. Gruptan yaşlı bir bey, restoranın tarihini ve bu daveti sorunca, hemen anlatır ve yanındaki kadına dönüp, “Hatırladın mı bu mekanı?” der. Cevap şu olur: “Tabii ki babacığım, bana şarkı söylettiğin lokanta değil mi burası?” Bu cevabı veren dünyaca ünlü Yunanlı soprano Maria Callas’dan başkası değildir. Ne hoş bir hikaye, değil mi? Yılar yılları kovalıyor ve işte böyle Körfez olunuyor.

Haberin Devamı

Bodrumlular’ın mekanı: Körfez…

Bu güzel fotoğraflar için Arzu Semi’ye teşekkür ederim.