Reha Arar

Reha Arar

reha.arar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Koç Grubu’nun Türkiye’ye kazandırdığı tarihi eserlerden biri de Ankara Çukurhan. 16. yüzyıl sonuna kadar uzanan ve Osmanlı döneminde konaklama ve ticari fonksiyonlarla deve bağlama yeri olarak kullanılmış gerçek bir han. Bölgenin özellikle tahıl, kuruyemiş, tiftik ve yün ticaretinin merkezi...

Dünya Anıtlar Fonu tarafından hazırlanan listede, kurtarılmayı bekleyen 100 yapıttan biri. 2007 yılında başlayan restorasyon 2010 yılında bitmiş ve 60 yıllık tarihiyle Türkiye’nin ilk otel zincirlerinden olan Divan Hotelleri, burada ilk müze otelini açmış.

Burada kullandığım tabir, aslında hotel literatürüne sadık kalınarak kullanılmıştır. Çünkü 19 odanın hepsi başka bir temayla dekore edilmiş. Benim yattığım odada at teması kullanılmıştı. En çok hoşuma giden şey, benden önce odada yatan kişinin joker çizmelerini kalıplara takıp unutmuş olması oldu.

Han lobisinde oturmak, yüksek tavanlı balkonlarıyla ayrı bir zevk. Safranhan Brasserie’de, Divan Grubu’nun CEO’su Richard Aperbaum’un misafiri olarak özel bir yemeğe ve hemen yan tarafta yer alan Rahmi Koç Müzesi’ni gezmeye davetliydik. Sizlere Brasserie üstü hizmet veren bu restorandaki yemeklerden bahsedeceğim. Tabii ev sahibi; yiyecek-içecek kökenli olunca menü ve hizmet farklı oluyor.

Haberin Devamı

Muhteşem lezzetler

Yuvarlak bir masada hazırlanan zarif sofraya oturduk. Kurumsal iletişim müdürü Funda Eriş Top ve pazarlama yöneticisi Burcu Kızılay, profesyonelce yemeği yönettiler. İlk olarak Alaska yengeç, taze kök kereviz, kırmızı pancar ve jel üstünde keçi peyniriyle iki soğuk kanepe geldi. Buzlu prosecco eşliğinde arkadan gelen lezzetlerse kanepeler ve patlıcan suyu içinde sunulan midyeli gnocchiydi. Hardal soslu dana dil, geldiği anda yenmesi ve yapılışıyla aramızda sohbet konusu olmadı desem yanlış olur.

Arkadan gelen ters cacığın fotoğrafı, dostum Vahap Munyar tarafından birçok gurmeye gönderildi. Cevaplarsa bizi çok güldürdü. Deniz yosunuyla kaplanmış süzme yoğurt, zeytinyağlı salatalık suyu yatağındaki sunuluşuyla çok ilgi gördü.

Şimdi sıra Divan Hotelleri executive şefi Sicilyalı Giancarlo Gottardo’nun yaptığı ve elleriyle ikram ettiği, ağır ateşte pişmiş ahtapota geldi. Beyaz şarap eşliğinde yediğimiz bakla püresi, üzerindeki portakal dilimleri ve mikro yeşillik süsüyle tam anlamıyla muhteşem bir tattı.

Haberin Devamı

Arkasından gelen sebze tabağı ve değişik şekilde servis edilen trüf aromalı kuşkonmaz çorbaları, bizi adeta gelecek tarihi lezzete hazırlamak için yapılmıştı. Çukurhan’ın executive şefinin uzun zamandır üzerinde çalıştığı tabak ve kloşları, günümüze uyarlanmış Ankara tava çok güzeldi. Aslında bu tat, ülkemize çok fazla yayılmış bir lezzet değil. Murat Taşdemir, kendi suyu, değişik baharat ve otlarıyla pişirdiği kuzu incikleri arpa şehriye üzerinde sundu. Herkesten de büyük beğeni topladı. Mangolu yeşil limon sorbesi, ananas carpaccio eşliğindeydi. Ev yapımı yeşil limon sorbesi, yanındaki buzlu limoncello sosuyla benim hep tercihimdir.

ÇUKURHAN’DA GERÇEK ZiYAFET

Yemekler bittiği zaman bir süre aramızda tartıştık. Bu atmosferde başarılı bir servis ekibiyle yemeğe katılmak bir ayrıcalıktı. Otelin müdürü Berk Özkeresteci’yse her an her yerde tüm hizmetin başında. Kolay değil Divan markasının şemsiyesi altında olabilmek...