Reha Arar

Reha Arar

reha.arar@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yazılarımda hep üzerinde durmuşumdur; bizim mekanlarımızın tabelalarında yer alan ‘-den beri’, yabancıların ‘since’ notlarına yani tarihlerine dikkat etmek gerek. Bugün size bahsedeceğim gastronomi abidesi neredeyse 100 yıllık...
Sohbetimizde bayrağı yeni teslim alan kızımız Bahar Subaşıoğlu ve baba Ali Subaşıoğlu ile beraberdik. Bahar Hanım, Koç Üniversitesi mezunu endüstriyel psikoloji doktoru... “Tek arzumuz öğrenimlerimizi geleneğe adapte etmek” diye idealini belirtiyor. Ali Bey, “İnşallah beş yıl sonra 100 yıllık olacağız O zaman benim arzularımı söyleyeceğim” diyor.
Son gidişimde yılların Körfez’inde birçok değişiklik ve yeni tatlarla karşılaştım. Beybi ve Girit kabaklarından yapılan marine meze, çok beğendiğim deniz mahsüllü içli köfte, dedelerinin bahçesinde yetiştirilen ve günlük toplanan bamya buharlaması, mevsiminde lor peyniri ile doldurulmuş kabak çiçeği dolması, kızartma...
Babaannenin çoğunlukla hafta sonları yaptığı ev usulü kalburabastı, kayınvalide hanımefendinin çok değişik bir üslupta yaptığı anne parfesi ve de kız kardeşin geliştirdiği gerçek Bodrum mandalinasından imal edilen sorbe...
Ben eminim ki her Bodrum’a gidişimde Körfez’de değişiklikler bulacağım ve yeni tatlar karşımıza çıkacak...

Haberin Devamı

Körfezin farklı tatları

BODRUM’UN YENİSİ

Rezervasyon için aradığımda güneşin batışının saat ve dakika olarak söylenmesi o anda masamızda olmamız gerektiğinin dikte edilmesine önce şaşırdım sonra hayran oldum. O ana dek bu kadar güzel bir gün batımı seyretmemiştim diyebilirim. Her şey ince ince işlenmiş her meze ayrı bir kristal tabakta geliyor, sıcaklar ise özel bakır sahanlarda... Masadaki Amerikan servisler bile avizelerle asorti. Samimiyet Modern Ocakbaşı konseptinde bütün bu faaliyetlerin altında bir tek imza var; o da Serkan Can. Aslında Serkan’ın hikayesine baktığımızda, otelcilik okulunu bitirdikten sonra temizlik görevlisi ve barmenlik ile başlayan kariyer hayatında 28 yaşında ilk mekanı olan İstanbul Ortaköy’de Türkbükü’nü açtı. Daha sonra Marka Alaçatı geldi. Bana göre bugüne kadar yaptığı en büyük proje 2013 yılında açtığı 99 Meze’dir. Burada üç değişik kültürün 99 mezesi sunuluyordu. Ardından gelen yıllarda “Bebeğim” dediği markalar yaratıp, yatırımcılara devirlerini yaptı.

Haberin Devamı

Körfezin farklı tatları

Gelelim mekana

Öncelikle ifade etmem gerekir ki buradaki menü her akşam farklı. Gündüzden mutfağa giren Serkan Şef o gün çarşıdan pazardan, yörenin üreticilerinden ve en iyi yerlerden getirttiği malzemelerden yaratıyor çeşitleri... Gittiğimiz akşam üç Anadolu peyniri, patlıcan melanzane benzeri bir meze, sıcak çibez otu, atom, deniz börülcesi ve değişik taptaze bol naneli bir bahçe salatası vardı. Ara sıcaklara gelince sahanda sarımsak, fırında soğan, közde patlıcan, fındık et ve kokoreç lahmacundan sonra masaya arzıendam eden ise tadı Japonya’dan kendisi Gaziantep yöresinden gelen suşi kebaptı. Doğrusu ben çok kreatif buldum, çok beğendim kıyma beytinin bir türü... Biz bütün bu lezzetleri tadınca ana yemek alamadık eminim ki çok lezizdi.
Yan masamda oturan bir hanım tekrar rezervasyon yaptırıp gitti. Tatlılara gelince esnaf tabakları içinde gelen yeşil incir, kireçte kabak, pancar ve klasik inciri sayabilirim. Bunların içinden pancar tatlısı ve klasik incir tatlısı favorilerim oldu.
Sonuç olarak eğer işinizin hem salonunda hem mutfağında gün boyu çalışıyorsanız ve tek hedef olarak markanızı görüyorsanız, işte başarı sizin...