Suadiye, anılarım ve kirpi…

Çocukluk yıllarımı, Bağdat Caddesi’nin kaldırım taşlarıyla döşeli oluşu, tramvay rayları, çan sesleri ve üç kuruşa ikinci mevkii 4 No’lu tramvayla Suadiye’den Kadıköy’e gidişimle anımsarım. Daha sonra iki katlı o güzel yuvarlak salonlu annem Süheyla Hanım’ın manolyalar diktiği köşkümüzün yıkılışı... Daha doğrusu o yıllarda Bağdat Caddesi’ndeki bütün güzel tarihi köşklerin süratle 4-5 katlı apartmana dönüşmesi ve aile dostumuz büyük sanatçı Münir Nurettin Selçuk çıkabilsin diye aceleyle apartmana asansör yapılması, yıllar yıllar, hepsi gözümün önünden geçer hep...

Bütün zemin katların kafe, lokanta ve banka olmasıyla ‘Kardeş’ apartmanımız da bu değişimden nasibini aldı.

Bu yılın başında çocukluğumun, gençliğimin hayatımın en güzel yıllarının geçtiği evimizin bir kısmı Kirpi Cafe oldu. En alt iki katı, böyle kadir kıymet bilir ailenin ‘manolyalarına’ iyi bakan, bahçemizi eskiye sadık hoş bir hale getiren,
Caner Dınız ve ekibinin ellerine emanet ettik.

Mini bir botanik bahçesi

Uzun yıllardır anılarımı depreştirmemek için gitmediğim aile apartmanına bu hafta gittim. Ne güzel karo taşları, ne hoş merdivenleri varmış, onun dışında her yer yenilenmiş ve iki katlı Bağdat Caddesi seyir balkonlu, bahçeli bir eser çıkmış. Ellerine sağlık, tasarım mimarı Engin Özmen... O kadar güzel bir bitki örtüsü yaratmış ki, o eski yeni betonlar arasında bir mini botanik bahçesi yaratılmış.

Bu en yeni Kirpi de, diğerleri gibi genel müdür Aybike Gürbüzer’in ellerine teslim edilmiş. En iyi şekilde işleteceğine ve kaliteyi koruyacağına eminim. En hoşuma gidenler; Milano’da yaşayan mimar Ege İşlekel’in elinden çıkmış tuvaletlerdeki panolar, çocukların çıkamadığı, dingin Bağdat Caddesi manzaralı şömineli salon, rahat koltuklar ve aile masaları oldu.

Şimdi gelelim Kirpi’nin tüm şubelerinde olan yemek menüsünün dışında bir menü oluşturan deneyimli ve okullu şef Kerem Küçükkınacı’nın yarattığı lezzetlere... Başlangıçlarda balzamikle bezenmiş armut dilimleri, karamelize ceviz ve yeşillikler eşliğinde rokforlu cheesecake’i sayabilirim. Taze bir tat olan maş fasulyeli tütsülenmiş somon salatası, üzerinde biraz daha emek harcanması gereken beyaz şarap soslu avokadolu kereviz salatası ise hafif alternatiflerden... Ana yemeklerde iki tat ciddi anlamda öne çıkıyor; birincisi acı lahana salatası ve kibrit patatesle sunulan, özel zencefil soslu kızarmış bonfile.
Diğeri de fırınlanmış parmesanlı patates püresiyle sunulan meşe talaşında tütsülenmiş ve dinlendirilmiş dana pirzola...

Bu arada Kirpi, Suadiye şubesinde bir yeniliğe daha imza atmış; sous vide metoduyla pişirilen ve fırında 44 saat kalan kuzu omuz... Bu spesiyal, siyez bulguruyla geliyor, eğer beklemeye tahammülünüz varsa, zira menüde yazdığı süre boyunca beklemek gerekiyor.

Başarılı olacağı inancındayım

Gelelim tatlılara… Bu konuda Kirpi’nin menüsüne ek olarak Suadiye şubesinin müdürü Yavuz Küçük, bana panna cotta tavsiye etti. Yanında kahve sosuyla özel bir kapta gelen baileys aroması müthişti. Eğer “Biz doyduk, birer tabak tatlıyı bitiremeyiz” derseniz, crackle big profiterol isteyin ve aranızda bölüşün. Sonuç olarak, bu güzel tesisin başarılı olacağı inancındayım. “Caner Bey’in bundan sonraki rotası neresi?” derseniz, şu an aklında Bebek ve Nişantaşı var.