17.11.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:
İLKNUR TAŞ
“DESTERE” filmindeki İzmirli Hilal karakteriyle kamera karşısına geçen Selin Denizli, “Ben de İzmirliyim sürekli şikâyet eden bir kadını oynamak zor değil. Hiç başrolde oynamak istemiyorum ben hayatımın başrolündeyim” diyor. Yıllardır magazin haberlerinde Mustafa Denizli’nin kızı sıfatıyla anılmaktan rahatsız olan ve bir kız evlat babası olarak çıkan haberlerin babasını üzdüğünü söyleyen Selin Denizli hislerini şöyle anlatıyor: “Üzüldüm, çizildim, yaralandım. Ruhum yamalı bir bohça gibi oldu.”
Beş yıl önce gece hayatı jübilemi yaptım
Selin Denizli “Bundan beş yıl önce yakın arkadaşlarımla birlikte bir gece kulübüne gittik. Bu dergilerde çok yer alan bir kız yanımdan geçerken ‘N’aber Selin’ dedi bana. Birbirimizi hiç tanımıyoruz. O bana öyle deyince ödüm patladı” dedi
Bundan üç yıl önce aile dostlarının ısrarı üzerine “Yine de Âşığım” dizisinde Haluk Bilginer ve Şevval Sam’la oyunculuğa adım atan ardından “Belalı Baldız”, “Çat Kapı” gibi dizilerde rol alan Selin Denizli aslında İngilizce ve Fransızca mütercim tercümanlık bölümü mezunu. İletişim danışmanlığı şirketi olan Denizli, şimdilerde oynadığı “Destere” filmiyle adından söz ettiriyor.
Babanız Mustafa Denizli ile nasıl bir baba kız ilişkiniz var? Sert midir size karşı?
Babam çok özel bir insan. Mustafa Denizli var bir de Selin’in babası var ayrımını yapana kadar çok zorlandım. İşiyle, mesleğiyle ön planda olan bir adamdan yüzde yüz verimli babalık performansı beklerseniz sadece hayal kırıklığına uğrarsınız. Baba oluyor mezuniyete gelemiyor, doğum gününe gelemiyor. İki sivri, inatçı, ve sert karakter bir araya gelince çok sert zamanlarımız olmuyor değildi.. Annem hep dokunma mesafesindeydi. . Ben ailemde sevilen bir Selin’im. Çok popülerim, başroldeyim. Gene dünyaya gelsem yine aynı anne babanın çocuğu olmak isterim.
“Destere” filminde oynadınız. İlk kez sinema filmi için kamera karşısına geçtiniz.
Bu benim sinema filmim değil. İçinde benim çok küçük rol aldığım bir sinema filmi. Bu işe bu kadar emek veren insanlar varken benim sinema filmim gibi yansıtılması üzücü. Oyunculuğa merakım eskiden beri vardı. İstanbul’a taşındıktan sonra Şahika Tekand’tan ders aldım. Binnur Kaya ve Hasibe Eren’den aldığım destekle sit-com deneyimlerim oldu. Zero Filmin ortaklarından Selin Altınel benim çocukluk arkadaşımdır. Bana senaryoyu okumamı söyledi. Oradaki İzmirli Hilal rolünü oynamamı istedi.
Çekimlerde rolünüzü çıkarırken zorluklar yaşadınız mı?
İzmirli agresif, sürekli şikâyet eden bir kadını oynamak zor değil. Ben de İzmirliyim ve şikâyetini bağıra çağıra dile getiren biriyim (Gülüyor). O yüzden zorlanmadım.
Drama için teklif alırsanız cevabınız ne olur?
Ben dramada oynamayacağım çünkü hiç istemiyorum. Hiç başrolde oynamak istemiyorum. İnsanları ağlatmak istemiyorum. Bu benim hayattaki duruşumla ilgili bir şey.
Birçok oyuncunun istediği bir şeydir bir projede başrol oynamak. Neden istemiyorsunuz?
Hayata şekil veren çok önemli yanı sıralar vardır. Sizden bile önemlidir fark etmezsiniz. Herkes kendi hayatının başrolündedir. Benim başrolde olmama hakkımı kullanabileceğim tek yer set.
İnsanların gözünde sevgilileriyle anılan, babası nedeniyle tanınan bir Selin Denizli portresi var.
İnsanların bildiği Selin, Mustafa Denizli’nin kızı. Ve bu onun tek sıfatı. Dolayısıyla tek sıfatı ünlü bir babanın kızı olmak olan birine sevgilileri hariç başka yerden bakamazsınız. Siz beni Mustafa Denizli’nin kızı olarak tanırsanız ve hiçbir sıfatımı bilmezseniz, yanımdaki maymunu bile sevgilisi diye yazarsınız. Halbuki orada gitmekte olan başka bir hayat vardır. Ailedeki ünlüden bağımsız bir hayattır.
İnsanların sizi Mustafa Denizli’nin kızı olarak tanımaları rahatsızlık veriyor diyebilir miyiz?
O haberler babamı rahatsız ettiği için rahatsız oldum. Çünkü o ben değildim bunu babam da biliyordu ama bir kız evlat babası olarak tabii ki üzülüyordu. Bu ülke için bir sürü iyi işler yapmış, saygınlığıyla, duruşuyla, beyefendiliğiyle lord gibi bir adamı magazin sayfalarında kızının haberinde adını geçirirsen bu herkesi üzer. Ruhum yamalı bohça gibi oldu. Çizildim, üzüldüm. Ben bir yere gittiğimde ‘Hoş geldiniz Selin Hanım’ denmesinden keyif alan biri değilim.
Uzun süredir gece hayatında görünmüyorsunuz.
Bundan beş yıl önce yakın arkadaşlarımla birlikte bir gece kulübüne gittik. Bu dergilerde çok yer alan güzel bir kız yanımdan geçerken ‘N’aber Selin’ dedi bana. Birbirimizi hiç tanımıyoruz. O bana öyle deyince ödüm patladı. ‘Selin kaç kızım çok yanlış yerde dükkân açtın sen’ dedim (Gülüyor). Dergilerde çok çıktın, herkes seni tanıyor kaç kızım dedim. Yemin ediyorum hemen çıktık kulüpten ve ertesi gün İzmir’e taşındım. Bir yıl orada yaşadım ve İstanbul’a döndüm. O günden sonra dışarıya çıkmamaya karar verdim. Beni zor görürsünüz artık. Ben de her çağdaş ve medeni Türk kadını gibi ailemin izin verdiği kadar dışarı çıktım. Sokaklarda çok matah bir şey var zannediyordum. Fakat sizinle birlikte bunu yapan milyonların içinde siz maymun, maskara olunca gazetelerde benim midem bulandı. Gece çıkmaya doydum. Beş yıl önce gece hayatında jübile yaptım.
Anneler çocuklarını sıkıştırırlar evlilik ve çocuk konusunda. Anneniz sıkıştırmıyor mu sizi?
Ailem dahil hiç kimse bana inanmadığım bir konuda baskı yapamaz. Her birlikteliğimde evliliği tabii ki aklımdan geçirdim ama hiçbir zaman hazır hissetmedim kendimi. İlişkilerim bu yüzden bitti. Kendimi sevmekten, düzenimi değiştirmemek için bir türlü sorumluluğu üstüme alamadım. İlk kez şimdi biriyle ‘Evet ya’ diyorum. Şimdi onu sorumluluk olarak görmüyorum. Hayat sizi birlikte yürütüyor.