Kuzey Kıbrıs’ta ülkeye gelen sanatçılara yönelik, “Ülkemizde gezmiyorlar, sadece otellerde konser verip geri dönüyorlar” eleştirisi yapılır. Nedenlerini araştırmayız ve sormayız. Sanatçıların her hafta sonu konser verdiği şehir Girne’den bahsedelim.
Girne, Kuzey Kıbrıs’ın, hatta Ada’nın en önemli turizm şehridir. Ada’ya giden 1 milyon turistin yüzde 90’nı ‘görmeden gitmez’. Girne’de son dönemde ‘ziyaretçilere’ yönelik adımların atılmasında ciddi sıkıntı yaşanıyor.
Bölgede kordon boyu olarak da bildiğimiz ve turistlerin yoğun olarak gittiği ‘Harbour’, ziyaretçilere hizmet vermek anlayışından çok uzak. Yıllardır süren ‘pis koku’ sorunu çözülemedi. Tarihi mendireğin olduğu ‘gezi yoluna’ asfalt döküldü ve bırakıldı.
Turistlerin gezdiği yolda, içki şişeleri ve çöpler yerlerde. İnsanların güvenliğini sağlayacak önlem yok. Kalenin içinde yer alan müzenin varlığını hissettirecek bir tanıtım da maalesef şimdilik yok.
‘Sanatçıları gezdiremiyoruz’
Girne Belediyesi, bölgeyi tam anlamıyla terk etmiş durumda. Belediye, sadece ‘yerel’ konularla ilgilenmemeli. Ada’ya gelen ziyaretçilerin de belediyesi olmalı.
Ülkeye her hafta sonu gelen sanatçıların Girne’de şehir turu yapmasına öncülük edilmeli. Sadece konser verip, ülkeden ayrılmaları sorgulanmalı. Nerede eksiğimiz var?
Ebru Gündeş, Tarkan, Gülben Ergen ve Serdar Ortaç gibi isimlerin limanda gezmelerini sağlamak müthiş bir tanıtım değil midir?
Rumlar da olsa
Harbour’da, bir kahve içtiğinde, limanın keyfini çıkarmak gerekir. Çalışanların, ‘güvenlik’ araştırmaları yaptırılmalı. Turistleri ‘engelleyerek’ mekanlara davet edenler durdurulmalı.
Bunları neden mi yazdım? Geçtiğimiz gün Ada’ya gelen üst düzey bir konuğumla kordonda yürüyoruz. Bir mekana oturduk. Kokudan ve etraftaki ilgisizlikten orada kalamadık.
Rumların “Bir gün geri döneceğiz” dediği Girne’den bahsediyoruz. Ve şunu net ifade etmeliyim ki; Girne, Rumlarda olsa üç milyon turist sadece limanı görmek için Ada’ya gelir. Yaz gelmeden, Girne’ye neşter şart.
Bizden uyarması.
‘ANTALYA’DA TEDBİRLER ALINACAK’
Antalya’daki turizm ofisinin ‘içler acısı’ durumuyla ilgili yazdığım yazı üzerine, Turizm Bakanlığı Müsteşarı İsmet Esenyel’le konuştum. Sayın Müsteşar, yazımızda geçen konuların farkında olduklarını anlattı. Antalya’nın Kuzey Kıbrıs’ın turizmine kazandıracağı potansiyeli görüyor. Esenyel, ‘dinamizme ve çalışmaya’ önem veren bir isim. Tüm bireylerin çalışmalarını önemsiyor. Turizmde, ekip olarak çalışıldığında, sorunların çözümünün kolay olacağını belirtelim; ki, Sayın Esenyel’in de bunu not ettiğini gördüm.
Hassas gözlemler
İsmet Bey’in konuşmamızdan sonra gönderdiği e-postayı da aynen aktarıyorum; “Sefa Bey, bu günlerde ülke tanıtımı ve turizmi daha geniş kitlelere taşımak için yaptığımız faaliyetlerin başında yurt dışındaki tanıtım ofislerimizin daha etkin çalışması gelmekte.
Böylesi hassas gözlem ve tespitleriniz mutlaka Turizm ve Çevre Bakanlığımızca ele alınacak, hatta an itibariyle tedbirler alınmaya başlanacaktır.”
