Cadde Şehro, Gülbene kızgın

Şehro, Gülbene kızgın

02.02.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

Reinada eğlence gümbür gümbür, balıkta bir efsane Park Fora, son CDler, vizyon filmleri, kitaplar, Feyziden Neşeli Günler Şabalak ve on yıllık büyük dostluk bitti...

Şehro, Gülbene kızgın

Bütün bir hafta yine koşturdum durdum sevgili okurlar. Sineması, tiyatrosu, eğlencesi derken sizin anlayacağınız dolu dolu yaşadım ama tabii yoruldum da. Bu arada kısmetse mayıs ayında sizlerle buluşacak olan yeni kitabım, Yüreğim Hala Biten Aşkımıza Ağlıyor-Yaşanmış Şehir Hikayeleri-2nin çalışmalarını da sürdürüyorum. Allah sizi inandırsın yazı yazmaktan belimin ağrısından duramıyorum. Neyse gelelim sadede. Favori yerlerimden olan Kuruçeşmenin Kraliçesi Reinada güzel bir yemek yedim. Üstelik de yakın arkadaşlarım sevgili Emel Müftüoğlu ve Nükhet Kalkavan ile. Emeli biliyorsunuz yeni albümü Çok Ayıp ile müzik listelerini alt üst etti. Benim de arabamda en çok dinlediğim CDlerin başında geliyor Çok Ayıp. İşte bu yüzden Emelin mutluluğunu kutlamak üzere kendimizi Reinaya attık. Yemek öncesi barda, bar şefi Bülent İzginin hazırladığı votka ve taze böğürtlenden meydana gelen şat bardaklarla sunulan özel içkinin tadına baktık. Ben Bülent ile sohbet ederken yanıma Reinanın başarısında büyük katkısı olan, işletme ortağı sevgili Ali Ünal geldi. Ardından da yakışıklı kardeşi Erkan Ünal. Yeni haliyle Reina yıkılıyor. Yemeğinizi sanki denizin ortasında bir teknede yiyorsunuz. Bütün Boğaz tabiri caiz ise ayaklarınızın altında. O gece masaya sevgili Sabri şef olarak, Kemal de garson olarak baktı. Ben taze enginar göbeğinde deniz ürünleri avokado ve fesleğenli salata, ana yemekte ise Akdeniz yeşillikleri ve sote sebzeleri ile levrek ızgara yedim. Emel, biliyorsunuz biraz obezdir ama bu kez kibardı. Başlangıç olarak beni takip etti. Ama ana yemekte, deniz tarağı, enginar göbeği rezene ile kuvvetlendirilmiş risotto ve ızgara kalkan yedi. Nükhet yalnızca başlangıçla yetindi ve o da antrede bizi takip etti. Reinanın kendi fırınında yaptığı ekmekler çok lezzetli bu arada. Nükhet bütün gece zeytinyağına ekmek banıp yedi. Mutfak şefi Tevfik Alparslan tatlı konusunda biz direnince emrivaki yapıp ortaya yaban orman meyveleriyle puding, Amaretto likörü ve yer fıstıklı irmik helvası ile ahududulu, cevizli, çikolatalı ve ballı fındıklı parfe gönderdi. On saniyede hepsi bitti. Çünkü gerçekten çok lezzetliydi. Yemek sonrası pek fazla kalmadık. Kendimizi o gençler arasında biraz yaşlı hissettik. Kulüpte gerçekten çok güzel bir gençlik vardı. Sergen Yalçın sevgilisi Aslı Sarıyla, Sinan Kosif-Melda Kamhiyle, Seren Serengilin ex eşi Ozan Kaçmaz bir grup arkadaşıyla, Öykü Erdem, Tuğba Peksayar, Barış Yaman, Demet Akalın, Murat Aşık, Süreyya Yalçın o kalabalıkta görebildiğim isimler oldu. Bu arada sevgili arkadaşım Suat Ateşdağlının ekibinden genç DJ Yalçın Aşan çok başarılıydı. Reina telefon: (0 212) 259 59 19. Bir akşam da, benim gazetedeki kankam ve sırdaşım sevgili Yazgülü Aldoğan, modanın duayeni ve ailemden birileri olarak gördüğüm Yıldırım Mayruk ile ortağı çocukluk arkadaşım Barbaros Şansalla Kuruçeşmede Park Foraya gittik. Öğle ve akşam yemeğinde pek çok işadamının tercihi Park Fora. Yine tıklım tıklımdı. Buranın patronu sevgili Ali Rıza Yılmaz sağolsun çok güzel bir masa yapmış. Biz gittiğimizde oradaydı. Diğer ortak Metehan Culhanın o gün izin günüymüş. Park Foranın da manzarası ömre bedel. Yemekleri, ambiansı, servisi hepsi 10 numara. Yabancı bir konuğunuzu rahatlıkla ağırlayabilirsiniz. Hem zengin bir şarap mönüsü hem de meze ve balık çeşidi var. O akşam masaya salon şefi Hamdi Çelik, garson olarak ise Mahmut Şahin baktı. Her şey saat gibi tıkır tıkır işledi. Bizim masayı tabii Barbi (Barbaros Şansal) esprileri ile yıkıp geçirdi. Aslında çok zeki bir çocuk, hatta bana göre geleceğin başbakanı bile olabilir Barbi. Ama bazen frene basmayı bilmiyor. Neyse önce soğuk meze olarak masaya lakerda, levrek ve somon marine, uskumru çirozu, fora karides geldi. Ardından sıcak meze olarak Ermeni mutfağından uskumru dolma, deniz mahsulleri krep, balık kroket, kokoreç ve balık köftesi, ki Yazgülü köfteye bayıldı. Tabi hiçbirimizde balığa yer kalmadı. Ama ben bir parça ızgara levrek yedim. Her şey çok güzeldi. Ali Rıza sağolsun ısrarım üzerine düzgün de bir hesap yolladı. Balığın da sohbetin de o gece keyfini çıkardık. Park Fora telefon: (0 212 )265 50 63-67. Balıkta Park Fora farkı Gülben Ergen benim sanat dünyasında sevdiğim, sözüne inandığım bir isim. Onunla ilgili elimden geldiğince olumsuz bir yazı yazmamaya çalışırım. Ama bu haber tabiri caiz ise dallanıp, budaklandığı ve yakında da duyulacağı için elimi çabuk tutmak istedim. Gülbenin albümlerinde Şehrazat imzasının başarısını sanırım sizler de biliyorsunuz. Gülben ile Şehrazat bir zamanlar abla kardeş gibiydiler. Ama Gülbenin Şehronun son doğum gününde ona yaptığı bir hareket aralarının soğumasına neden oldu. Bu olayın detaylarını bildiğim halde Gülbene olan sevgimden girmek istemiyorum. Ardından Gülben ve annesinin Anadolu Yakasında gittikleri bir reiki hocasında Şehrazat ile ilgili farkında olmadan sarfettikleri pek çok ağır söz o sırada tesadüfen orada bulunan Şehrazatın yeğeni tarafından cep telofonu aracılığı ile ünlü besteciye dinletilince ipler koptu. Şimdilerde Şehrazat, Gülbenin adını anmıyormuş. Ayrıca yeni telif yasasına göre Gülbenin konserlerinde okuduğu tüm Şehrazat şarkılarından bugüne kadar talep etmediği telif haklarını ise talep etmek için Gülbene noterden bir ihtarname çekmiş. Bakalım herkesin dostluklarını kıskandığı bu ikili arasında son durum ne olacak. Evet efendim bu pazar da bu kadar. Sevinçleriniz okyanuslar, üzüntüleriniz ise kum tanesi kadar olsun. Hoş kalın... sdudek@posta.com.tr Gülben-Şehrazat ayrılığının iç yüzü

Yazarlar