Serfiraz Ergun

Serfiraz Ergun

serfiergun@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Deniz Temiz Derneği Turmepa, 1994’te Rahmi Koç başkanlığında kuruldu. Rahmi Bey sekiz yıl, daha sonraki başkan Eşref Cerrahoğlu da yedi yıl başkanlık yaptı. Yeni başkanı, Tezcan Yaramancı. Önceki hafta Tezcan Bey bir avuç gazeteciyle bir kahvaltı düzenledi; sağında genel sekreteri Levent Ballar, solunda başkan yardımcısı İbrahim Yazıcı ve yardımcısı Jülide Ergin.
Konu şu; Türkiye’nin 8300 kilometre kıyısı var, ama ne yazık ki Türk halkının denizleri kirletmemek veya denizin hem ekonomik hem de turistik eşsiz bir kaynak olduğunun farkına varıp da bundan kaçırmamak gibi en ufak bir kaygısı yok. Hatta 20. yüzyılın ortalarına kadar Türkler hep kentlerini deniz kıyılarında değil tepelerde kurmuşlar, babalar tarlalarının tepede olanlarını eksinler biçsinler diye oğullarına, deniz kenarında olanlarını da bir işe yaramaz diye kızlarına bırakmış.

Yerli halk farkında değil

Akdeniz ve Ege kıyılarının yerli halkı şanslı olduklarının farkında değil ve çoğu yüzme bile bilmiyor. Zaten denizlerin kirliliğinin yarısı da karalardan geliyor; yani sanayi kuruluşlarından ve halktan. En şık, en sosyetik kıyılardaki tatil köyleri veya otellerin ve lokantaların bile arıtması yok, foseptikleri sızdırıyor.
Bakın ne kadar çarpıcı rakamlardan bahsetti Tezcan Bey kahvaltıda: 107 organize sanayi bölgesinin sadece 33’ünde, 3 bin 250 belediyenin sadece 322’sinde atık arıtma tesisi var. Turizm tesislerinin ise yüzde 81’i tuvaletlerini arıtmıyor, yallah denize gönderiyor.
İstanbul’da Boğazlar’da akıntı vardır, pislik tutmaz diye kendimizi kandırır dururuz. Sadece İstanbul’da her gün denize 430 bin metreküp atık su ve 500 kamyon dolusu da katı atık dökülüyor. İstanbul Boğazı, Marmara Denizi ne yapsın, nasıl temizlesin sularını?

Kirleten afişe edilmeli

Biz her zaman doğadan daha hızlı davranıyoruz. Denizi kirleten afişe edilmeli. Can Ataklı söz aldı; “Turmepa’nın kurucuları ve üyeleri; tekne sahipleri, armatörler, TÜSİAD ve TOBB üyeleri. Yani Turmepa deyince aklımıza yatı olan zenginler geliyor. Madem denizleri en çok sanayi kirletiyor, demek ki Turmepa üyeleri de önce kendilerine çeki düzen vermeli, iş yerlerini, fabrikalarını sıkı denetim altında tutmalı. Siz önce üyelerinizi uyarsanıza!” dedi.
Tezcan Yaramancı da, “Benim yatım da yok, TÜSİAD üyesi de, zengin de değilim ve artık biz de geniş kitlelere yayılmak, açılmak istiyoruz, aynı TEMA gibi” dedi. Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapıyorlar ve müfredata “çevre bilinci” ve “temiz deniz” dersi koydurmak istiyorlar. Ne iyi olur. Şimdiye kadar 11 ilde 5023 okulda 8 bin öğretmen aracılığıyla 3 milyon öğrenciye ulaşmışlar.

Koli basili dayanamamış

Bir ilginç konuyu da Levent Ballar anlattı: Tezcan Bey eskiden yazları Tuzla’da oturuyormuş. Deniz suyunu sık sık analiz yaptırırlarmış. Bir yaz, koli basili oranı inanılmayacak kadar düşmüş ve Tuzlalılar sevinerek denize girmiş. Ancak Levent Bey’in dediğine göre o yaz sudaki ağır metal, kimyevi madde, arsenik, kurşun oranları o kadar yüksekmiş ki koli basili bile dayanamamış. O yüzden düşük çıkmış.

Haberin Devamı

Vahap Munyar ’ın kızı Sırma, Berklee müzik okulu yolunda
Akın Öngör’ün Selendi şaraplarının 2006 rekoltesinin tanıtım gecesinde, Ulus 29’da, gazeteci Vahap Munyar’la karşılaştım. Nasıl mutlu, nasıl gururlu! Gerçekten ana baba ne kadar başarılı olursa olsun çocuklarınınki onları daha çok uçuruyor. Ben de Vahap’ı o gece öyle gördüm. Çünkü kızı Sırma Munyar, Robert Lisesi son sınıf öğrencisi, Amerika’daki en ünlü müzik okulllarından Berklee College of Music’ten burs kazanmış.

Sırma büyük risk almış

Berklee ; Arif Mardin, Branford Marsalis, Quincy Jones, Diana Krall gibi müzik dünyasının yakından tanıdığı kişilerin de müzik eğitimi aldığı bir yüksek okul.
Sırma, üstelik Berklee’ye erken müracaat yapmış. Yani; ABD’de öğrenciler lise son sınıflarında üniversitelere müracaat ediyorlar. Bu da en geç aralık - ocak aylarında oluyor. Ama bir öğrenci daha önce eylülde tek bir okula erken müracaat yaparsa ve kabul edilirse artık başka okullara müracaat edemiyor. Yani erken müracaat edip de kabul edildiği okula gitmek zorunda.
İşte Sırma da böyle bir riski almış ama kabul edilmiş Berklee gibi prestijli bir okula. Üstelik de bursla. Caz solisti olacak. Daha önce Berklee’nin yaz okullarına da devam etmiş ve Galata’daki Nardis Caz Klübü’nin Caz Vokalistler Yarışması’nda da üçüncü olmuş. Dört sene sonra mezun olunca, Sırma Türkiye’ye dönerse biz de onu dinleme şansını elde ederiz.