17.04.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:
1970'lerden 2000'lere sicim gibi yağdı Ve sizi, izlerini bile unutmakta olduğunuz o yollara düşüren sesler vardır. Bazen öylesine güzel söylenmeyi hak etmeyen şarkılar bile o seslere bürünerek yazılır, Nilüfer gibi açılır hikâyenizde!O şarkıları en çok hak edenlerden Mustafa Oğuz'un düzenlediği "Bahara Doğru Konserleri"nde Nilüfer'i dinlemek için Lütfi Kırdar salonundayız. 15 yaşında Altın Mikrofon Ses Yarışması'nda birincilik. 17 yaşında "Kalbim Bir Pusula" adlı ilk 45'lik. 1997'de UNICEF'in Türk müzik dünyasındaki ilk "İyi Niyet Elçisi". 1999'da "Devlet Sanatçılığı" payesi, onlarca ödül ve (D&R sitesindeki listeye göre) 18 albüm. Nilüfer'in stüdyo ve sahnede geçen 35 yılının bir çırpıdaki öyküsü, altına hiç düşmediği çıtanın, henüz lise öğrencisiyken kendisi tarafından o irtifaya kaydedildiğini de gösteriyor. İnsanların, bir de şarkılarla yazılmış hikâyeleri vardır. Geçmişin gölgesi ardınızda uzadıkça kendinize o şarkıların söylediği yollardan dönersiniz. Hayatta en çok sahip olduğumuz şeylerdir o şarkılar. Bizim şarkılarımızdır. Büyük orkestra yerini alıyor. Orkestranın tam ortasından yukarı uzanan basamakların bittiği yerde başlayan beyaz perdenin arkasında o var. Tanımadığı yığınların neredeyse çocuk yaşta kendisini tanımasıyla başı dönmemiş... 1970'lerin daha çıkarsız dünyasında başlayan müzik yaşamında ne olduysa onunla yetinmiş... O üşümüş sesiyle önünden geçen her kuşağın hikâyesine şarkılar eklemiş Nilüfer. Davulda tıkırdayan bagetlerle verilen işareti alan orkestra, sanatçının son albümüne de adını veren sözü ve müziği kendisine ait şarkısıyla başlıyor: "Karar verdim."Önce sadece, peş peşe yanıp sönerek koşuşturan sarı lambalarla çevrelenmiş, yazlık sinemaları andıran perdenin arkasından sesi geliyor. O, sanki soğukla daralmış genzinde sıkışmış, yumuk ama her yöne kanat çırpan akışkanlığıyla Türk pop müziğine damgasını vuran sesi. Ve arkasından gelen ışıkla perdeye düşen deniz kızı silueti birazdan kapı açıldığında Nilüfer'e dönüşüyor. Askısız, masmavi elbisesinden kurtardığı küçücük adımlarla basamakları iniyor. Bagetler tıkırdıyor Pür şarkısın sen Üçüncü parçadan önce, "Bu gece dostlar arasında söyleyecek olmanın rahatlığı içindeyim" diyor. 24 Mart'taki konserde dile getirdiği, "1.5 yıl aradan sonra tekrar birlikte olmak çok güzel. Bir de benim için 'sahnede konuşmaz' derler. Oysa görüyorsunuz çenem düştü" sözlerini yineliyor. "Öncelikle albüm sanatçısı" olduğu, "şovun öne çıktığı konserleri sevmediği" yolundaki görüşlere gönderme yapsa da "pür şarkı"dır Nilüfer. Devasa salonu dolduran her yaştan insana bakılırsa, iyi ki öyledir.Yeni albümündeki gerçekten sağlam şarkılarla eline aldığı salonu, belli ki artık sevenlerinin bir parçası olmuş "Kim arar seni" ile işgal ediyor! 'Söz'e geçen 'ses' "Haram geceler"le kopkoyu bir Nilüfer başlıyor. "Yanıyorum yanıyorum" sözleriyle salınırken "söz"ün arkasında böylesine durabilen bir "ses"in varlığına şaşıyorsunuz.İzleyen parça, "Böyle ayrılık olmaz."Şarkı bittikten sonra müziksiz tekrarladığı "Hani verdiğin sözler/Hani ellerin neeer-de" dizeleriyle başlayan bölümde de dikkat çeken aynı "söz-ses" ilişkisinden bu kez neredeyse bir "ağıt" çıkıyor!Sıra çok güzel yorumladığı bir Kayahan şarkısına geliyor, "Yemin ettim." Salon alkış ve ıslıklarla çınlarken "Ah Kayahan aah" diyor:"Bu kadar güzel şarkılar yaptın, bana söylettin, halk bu şarkıları benden ve senden dinlemeyi sevdi. Şimdi 'Sen bu şarkıları söyleme' desen halk ne der?.. Hiç konuşmasak da o benim dostum. Sizi bu şarkılardan niye mahrum edeyim?"Ardından "Akşam oool-du" diye başlıyor ve "söz"e böylesine geçen "ses"in Kayahan şarkılarında da kalmasını dilediğimiz konu "Mor menekşe"yle kapanıyor. Dokuz sekizlik adımlarla dans ederken söylediği "Mavilim"le ilk bölüm bitiyor.Sözü, müziği kendisine ait ilk şarkı "Erkekler ağlamaz" ve "Gözün aydın"ı Mustafa Oğuz'un isteği üzerine yaptığı "İlk gözağrısı" izliyor. Ve her tonda salona doğrulttuğu sesinden 1970'ler sicim gibi yağıyor: "Başıma gelenler hep senin yüzünden", "Oh ya", "Kalbim bir pusula", "Taka taka taka taka takaaa tak", "Git git işine" ve konserdeki en büyük katılımla "Dünya dönüyor." 1970'ler yağıyor Bir şarkılık arada üçüncü kez kıyafet değiştiriyor ve etekleri rengârenk çiçeklerle bezeli bembeyaz bir elbiseyle sahneye cemre gibi düşüyor! 1990'ların unutulmaz şarkılarından "Yeniden sev", salonda tur atarken iki kez söylediği "Çok uzaklarda", "Namussuz akşamlar", Şehrazat'la sarmaş dolaş okuduğu "Ucuz atlattım" ve "Hoşuna gider mi" ile potpuri dahil 28 şarkılık maraton sona eriyor. Yoğun alkış ve ıslıklarla çıktığı biste "Geceler"i, gezgin bir sesle çok güzel yorumladığı "İspanyol meyhanesi"ni ve bir kez daha "Hoşuna gider mi"yi söylüyor.Üç hafta arayla yapılan iki konserde de dalgalanan salonda biraz da dalgınlığımıza gelmiş yılları bir resim gibi anımsatan simalar var. Filiz Akın, Hülya Koçyiğit, Emel Sayın...Ve Nilüfer.Bize yeniden şarkılar söyleten kadın! Sahneye cemre düşüyor