Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nebahat Çehre, TİMS’in yapımcılığını üstlendiği yeni bir diziye başlıyor. Çehre, ‘41’ adlı dizide günümüzde yaşayan ve özel yetileri olan kahramanlardan birine hayat verecek

NEBAHAT ÇEHRE KAHiN OLUYOR

Bundan yaklaşık 2.5 yıl önceydi. Demet Sabancı Çetindoğan bir grup arkadaşını evinde kahvaltıya davet etmişti. ‘Muhteşem Yüzyıl’ın Valide Sultan’ı Nebahat Çehre’nin de içinde olduğu grup çok güzel bir gün geçirmiştik. Daha ‘Muhteşem Yüzyıl’ ve beraberinde getirdiği gündem yoktu. Demet Sabancı Çetindoğan’ın sarayları andıran tarihi yalısında diziden ve Çehre’nin rolünden haberdar olmuştuk.
Geçen gün de Türkiye’ye gelen yabancıları ve sanat yapıtlarını taşıyan Asya Nakliyat’ın sahibi Ebru Demirel’in evinde bir davet vardı. Nebahat Hanım da davetliler arasında olunca yoğun güne karşın soluğu Emirgan’da aldım. Balık, salata, humus ve kabak tatlısından oluşan yemeğimiz koyu bir sohbet eşliğinde geçti. Nebahat Çehre geçen yılın sonuna doğru ayrıldığı diziden sonra epeyce dinlenmiş, daha da güzelleşmiş göründü gözüme.
Topluca sorduk: “Yeni proje var mı?”
Çehre boş durabilir mi? Kısacık arada birçok teklif gelmiş. Nebahat Hanım TİMS’in çekimleri ocak ayında başlayacak projesine “Evet” demiş. “Çok sevdim. Ben de merak içindeyim” dediği projeyle yine reyting rekorları kıracak gibi görünüyor. Niye mi? Benim ayağım uğurlu geliyor da ondan! Şaka bir yana dizilerin birbirine çok benzemeye, hep aynı örgüler etrafından dönmeye başladığı bir ortamda farklı içeriğiyle ayrılan bir dizi tutar. Zaten önüne gelen onca senaryo arasında önce ‘Bir Haziran Gecesi’, sonra ‘Aşk-ı Memnu’, ardından ‘Muhteşem Yüzyıl’ı seçen Çehre’nin bu senaryoyu seçmesinde mutlaka bir hikmet vardır!

Geleceğini çocukken öğrenmiş
Çehre bu kez geleceği gören, özel yetileri olan bir kahini canlandıracakmış. Dizide Burak Özçivit de oynayacakmış. Dizinin adıysa ‘41.’
‘Kırklara karışmak’ deyiminden esinlenildi herhalde. Kültürümüzde, efsanelerimizde yaşayan kırklar, erenler bu kez dizi olup televizyon ekranından evlerimize gelecek. Şimdiki zamanda geçeceğine göre kim bilir, belki yerine göre gündeme ilişkin kehanetlerde de bulunabilir.
Epeyce sakin geçen yemekten sonra öğrendiğimiz yeni dizi haberi bir anda bizi coşturdu. Herkes geçmişine koştu sanki. Bizimkileri anlatmayayım ama Nebahat Hanım’ın başından enteresan bir öykü geçmiş.
Nebahat Çehre, 11 yaşında. Annesi Müzeyyen Hanım, sürekli nazara gelen kızını alıp bir hocaya götürüyor. Hoca nazar duası okuduğu küçük Nebahat’in yıldızına da bakıyor ve annesine, “Kızının başında taç var, uzak diyarlara gidecek, çok tanınacak kızın” diyor. Sadece bu kadarla kalsa iyi Nebahat Çehre’nin iki evlilik yapacağını da ekliyor.
Biliyorsunuz Çehre 15 yaşında Türkiye güzeli seçilip o tacı taktı. İki evlilik yaptı ve Türkiye’nin ününü hep koruyan 3-4 starından birisi oldu. Nebahat Hanım’ın yıldızı alçakmış, “Annem bana hep, ‘Kızım bir şey gerçekleşmeden söyleme, yıldızın çok alçak, bozulur’ dedi yıllar boyunca. Gerçekten de hep öyle oldu hayatımda” diyor.

Türkülerin hakkını verdi
Nebahat Çehre’nin olduğu ortamlarda bulunup sohbet etmek her zaman keyifli olmuştur benim için. Ancak o gece Nebahat Hanım bir farklıydı. Sesinin güzel olduğunu bilirim ama ilk kez üst üste bu kadar şarkı söylediğine şahit oldum. Ruhi Su’dan bir türkü söyledi ki gözlerimiz doldu. Ebru Demirel ondan, ‘Kırmızı Gülün Alı Var’ı istedi, kırmadı. Türkülerle başlayan müzik yolculuğumuz alaturkaya, hatta Orhan Gencebay parçalarına kadar uzandı. Gecenin sorusu aramızdaki tekstilci Şebnem Görgün’den geldi: “Şu anda Alaaddin gelse, bir dilek hakkınız olsa ne isterdiniz?” Tek tek cevapları vermeyeyim ama dizi sohbetimizin bizi götürdüğü mistik dünyanın etkisinden olsa gerek, kimse maddi bir şey istemedi!