Taşı toprağı altın şehir yine başımı döndürüyor. Aynı akşam hem bir derginin organizasyonu, hem bir fotoğraf sergisi açılışı, hem bir söyleşi, hem bir konser. Tümü 1 kilometrekarede... Üzerine bir de mekan keşfi...
Son günlerdeki en büyük korkum, İstanbul’un yüksek dozda ‘kültür’ yüklemesinden şoka girme tehlikesi! Her gün onlarca etkinlik, açılış, organizasyon... Yakınmıyorum, sakın yanlış anlamayın. Aksine umut verici bir yoğunluk bu. Gerçi etkinlik trafiğinin artması biraz da takvime bağlı ama insanın bir dünya metropolünde yaşadığının farkına vardığı anlar bunlar.
Özellikle Nişantaşı bize iyi dayanıyor. Tek bir günden örnek vereceğim. Çarşamba akşamı benim bildiğim ‘InStyle’ dergisinin organizasyonu, Okan Bayülgen’in fotoğraf sergisi, Ece Şirin’in Beymen’deki söyleşisi ve Şişli Belediyesi’nin Lütfi Kırdar’da düzenlediği Sibel Can konseri vardı. Bütün bunlar 1 kilometrelik bir alan içinde oldu. Hepsine katılamadım tabii...
Ece’nin aşkını gördüm
Ece Şirin, aşkla yarattığı mücevher koleksiyonu Bee Goddess’ın hikayesini, Beymen Nişantaşı’nda düzenlenen sohbet toplantısında katılımcılarla paylaştı. Şirin’in Rosa Mundi adlı koleksiyonu, toplam 26 parçadan oluşuyor. Mitolojik sembollerden ve farklı kültürlere ait tanrıçalardan ilham alan koleksiyondaki tasarımlar ‘Evrensel Uyum’ ve ‘Şans Tılsımı’ başlıkları altında toplanmış. Şirin o gün, koleksiyonunda yer alan semboller, kullanılan materyaller ama en çok da aşk hakkında adeta brif verdi. Cemiyet hayatından dinleyiciler en çok Ece’nin aşk hakkında söylediklerini beğendi! Ece’ye göre, insanın aslında sevme duygusunu tatmin etmeye ihtiyacı var. Güzel de bir örnek verdi: “Sabah akşam sizi arayan bir sevdalınız olduğunu düşünün. Siz sevmiyorsanız kaç yazar! Aksine rahatsız olursunuz. Sevmeye ihtiyacımız var daha çok.” Söyleşi çıkışı kalabalık bir masada Beymen Brasserie’de yediğimiz yemeğin ardından Okan’cılar Okan Bayülgen sergisine, Mustafa Sarıgül’ün davetlileri de Lütfi Kırdar’a yollandık.
Türkan Sabancı dakikalarca alkışlandı
İkinci durağım, Mustafa Sarıgül’ün öğretmenlere 24 Kasım hediyesi olarak düşündüğü ancak Van depremi nedeniyle ertelediği Sibel Can konseriydi. Lütfi Kırdar’daki büyük salonda iğne atacak yer yoktu. Öğretmenler gönüllerince eğlendi. Sibel Can da elinden geleni yaptı doğrusu. Kendi şarkılarından sonra Orhan Baba’dan, İbrahim Tatlıses’ten eserler sundu. Sarıgül de o gece ikinci sürprizi yaptı: Şişli Belediyesi Van depreminde kaybettiğimiz 75 öğretmenin anısını yaşatmak için 75 odalı bir öğretmenevi yaptırıyor. Konserde, az ilerimde Türkan Sabancı’nın oturduğunu gördüm. Mustafa Sarıgül, “Rahmetli Sakıp Sabancı’nın eşi Türkan Hanım aramızda” deyince salonda alkış koptu. Türkan Hanım da ayağı kalkıp öğretmenleri selamladı. Karşılıklı alkışları zarifti. Sanırım Sakıp Sabancı’nın ailesine bıraktığı en büyük miras, bu itibar olsa gerek. Sibel Can da Sakıp Ağa’nın en sevdiği parça olan ‘Kimse Şah Değil Padişah Değil’ şarkısıyla jeste dahil oldu.
Nişantaşı ‘Sess’ini buldu
Nişantaşı’nda bulunduğum ortamlarda sohbetlerin sonu hep “Oradan Sess’e uğrarız” olunca ben de ‘ses’i duydum, aynı gece mekana uğradım. Abdi İpekçi Caddesi’nde eski Niş’in yerinde... Adını eski Ses mecmuasından alan mekanın logosu da benzer. İşletmesini Emre Ergani’nin yaptığı mekan, bu kışa damgasını vuracak gibi görünüyor. Türkçe müzik ve dostane bir eğlence...
Çocuklara özel
Çocuklar bugün Marmara Forum’da yılın en eğlenceli partisiyle 2011’e “Elveda”, 2012’ye “Merhaba” diyecek. Party Kids’in sahibi Sitare Akdilek’in ev sahipliğinde gerçekleşecek partide çocuklar, birbirinden renkli etkinliklerin yanı sıra Kerem Görsev Trio ve Elif Çağlar’ın Walt Disney ve yılbaşı şarkılarıyla bol eğlenceli saatler geçirecek. Partiye cemiyet hayatının ünlü isimlerinin de çocuklarıyla katılması bekleniyor.
