Süreyya Üzmez

Süreyya Üzmez

s_uzmez@yahoo.com twitter.com/sureyyauzmez

Tüm Yazıları

Geçen hafta 1965 - 1968 yılları arasında eşi Oda Boro ve 10 metrelik yelkenli teknesiyle dünya turu yapan Sadun Boro’yla 45 yıllık hasretim bitti.
1968 yılının 10 Haziran’ında Sadun Boro’nun üç yıllık dünya turundan döndüğü ve Çanakkale’de binlerce kişinin karşılama yaptığı o günü anımsadıkça yüreğim hep burkulur. Dünya turuna çıktığı ilk günden beri tüm seyrini ve maceralarını takip ettiğim Sadun Boro’yu karşılamak için gün sayıyor ve hazırlık yapıyordum ki bir gün önce dudağımı arı soktu ve ağrıdan kıvrandığım için karşılamaya gidemedim.

Haberin Devamı

DENiZ KIZININ PEŞiNDEKi SADUN BORO


Doğayı ve denizi sevdirdi
Türk denizciliğinin önemli isimlerinden Sadun Boro, geçen hafta İztuzu’nu kurtarma çalışmaları için Çevre ve Şehircilik Bakanı’yla görüşmek üzere Ankara’ya geldi. Beraberindeki heyette usta denizci ve gazeteciler; Can Pulak, Fatih Çekirge, Meriç Köyatası ve bir başka doğa aşığı Koru Oteli’nin sahibi Yaşar Öncan da vardı.
Bodrum’a yerleştikten sonra kendini Göcek, Gökova, Güney Ege koyları gibi cennet koylarımızın korunmasına adayan, genç kuşağa deniz ve doğa sevgisini aşılamayı amaç edinmiş Sadun Boro, bakanlık ziyaretinden sonra öğle yemeğinde balık lokantasına geldi. Bozkırın ortasında bir başkentte balık ve deniz ürünleri yemek, hayatını denizlerin üzerinde geçiren bir kaptan için herhalde yapılacak en son işti!

Lampuka seviyor
Birçok deniz ürününün ülkemizde tanınmasında önemli rolü olan Boro’nun, son yıllarda Akdeniz’den gelip Marmara Denizi içlerine kadar giren, ‘denizlerin güzellik kraliçesi’ lampuka balığına özel ilgisi var.
Yelkenli tekneleri sürüler halinde takip eden lampukaya olan sevgisi, dünya seyahati sırasında onunla çok karşılaşması ve haşır neşir olmasından kaynaklanıyor.

Ahtapot tutkusu
1952 yılında da İngiltere’den Karayip Adaları’na kadar uzanan Atlantik yolculuğunu bir İngiliz arkadaşıyla gerçekleştiren Sadun Boro, kendisinin ve öğrencilerinin dışında, kimsenin pişirdiği ahtapotu yemez. O gün bizim pişirdiğimizi beğenince beni çok şaşırttı! O zamanın teknolojisiyle dünya denizlerini dolaşan Boro’nun bu serüvenini hayal etmek bile tüyler ürpertiyor. Ama çok özlediği iki büyük ahtapotu ellerime alarak yanına gittiğimde gözleri doldu ve “Hasret kaldım onlara” diyerek ahtapotları sevmeye başladı. Sonra da muzip tavırlarıyla iyi ahtapot yapmanın formülünü verdi:

“Ahtapotları yere koyacaksın, üzerine de kayınvalidenin fotoğrafını yerleştireceksin, kalın bir sopayla en az bir saat döveceksin. Ne kadar sopa o kadar lezzet!” dedi.
Okyanus üzerindeki yolculuğu sırasında bir İngiliz savaş gemisi, ‘Kısmet’ isimli tekneyi görüp yanına yaklaşır. Gemi komutanı Sadun Bey’e yardımcı olmak için bir isteği olup olmadığını sorar. Sadun Boro, “Deniz kızını istiyorum” der. Vikingler’in çok ünlü bir atasözü var:
“Deniz kızına ulaşmak istiyorsan, nefesin kuvvetli olsun!”

Haberin Devamı

Kuşkonmaz ve ahtapotlu barbunya

Malzemeler
1 su bardağı barbunya
4 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tane haşlanmış ahtapot bacağı
5 tane kuşkonmaz
1.5 litre su
1 orta boy soğan
2 diş sarımsak
2 sivri biber
1 havuç
1 orta boy patates
1 orta boy domates
1 tatlı kaşığı domates salçası
Yarım limon suyu
Yarım tatlı kaşığı toz şeker
Yeterince karabiber ve tuz

Haberin Devamı

Yapılışı: Barbunyayı 1 litre suda haşlayın. Doğradığınız sarımsak ve soğanı küp şeklinde doğranmış havuçla birlikte zeytinyağında kavurun. Soğanlar pembeleşince salçayı ilave edin ve kalan suyu ekleyin. Patatesi soyun ve küp küp doğrayın. Soyulmuş kuşkonmazları, patatesleri ve barbunyayı da ekledikten sonra kaynatın. Sivri biber, domates ve doğranmış ahtapot bacaklarını ekleyin. Şeker, tuz, limon suyu, karabiber ekleyin. Kısık ateşte 6 - 7 dakika pişirin. Afiyet olsun.