15.09.2011 - 01:30 | Son Güncellenme:
Harrison Ford’un kovboy filmlerine karşı her zaman bir ilgisi vardı. Çocukluğunda Gene Autry ve Roy Rogers gibi oyuncuların yer aldığı klasik kovboy filmleri izledi. Bunlar, neslinin en sevilen aktörlerinden biri olacak gencin üzerinde kalıcı etkiler bıraktı.
Ford kariyerinin başlarında ‘The Virginian’ ve ‘Gunsmoke’ gibi kovboy dizilerinde konuk oyuncu olarak rol aldı. 1979 yılında Gene Wilder’la ‘The Frisko Kid’ filminde oynadı.
Yönetmen Jon Favreau (Iron Man) kendisine ‘Kovboylar ve Uzaylılar’ filminde rol almak isteyip istemediğini sorduğunda hemen ilgisini çekmiş ve Absolution adlı çöl kasabasının amansız yöneticisi Albay Dolarhyde rolünü kapmış. Ford, “Bana göre bu karakter, kariyerim boyunca oynadıklarımdan çok farklı bir rolü oynama fırsatıydı” diyor.
Kovboy filmleri hayranı mısınız?
Cumartesi matinelerinde Gene Autry ve Roy Rogers filmleri seyrediyordum. Kovboylar hep ilgimi çekmişti. Ve hiç kovboy rolü oynama fırsatım olmadı. Yer aldığım tek kovboy filmi ‘The Frisco Kid’di, o da 30 yıl kadar önce. Hep bir kovboy filminde oynamak istiyordum ancak benim dönemimde pek kovboy filmi yapılmıyordu. Bu yüzden bu filmde oynama şansı beni heyecanlandırmıştı. Jon Favreau, daha önce oynamış olduğum karakterlerin, kovboy tiplemeleri olduğunu anlattı. Han Solo bir silahşör gibi, Indiana Jones’da da kovboy özellikleri var.
“Müthiş bir deneyim oldu”
Kovboylar ve Uzaylılar’da amansız ve kötü bir karakter canlandırıyorsunuz. Sizi kahraman rollerinde görmeye alışığız. Bu rolde sizi çeken bu mu oldu?
Bana göre bu karakter kariyerim boyunca oynadıklarımdan çok farklı bir rolü oynama fırsatıydı. Seyircinin sevmek ya da beğenmek zorunda olmadığı bir karakteri oynamak, bu filmde farklı yöntemler uygulamam anlamına geliyordu. Jon tüm kovboy filmlerinin bir parçası olan kefaretten söz ediyor. Bu filmdeki karakterim, uzaylıların kurbanlarını kurtararak kefaret ödemeye çalışan biri. Daha nazik ve iyi bir adama dönüşüyor ancak başlarda son derece sert. Seyircinin beğenisine hitap eden bir karakter ortaya koymak, onu daha sempatik ve kabul edilebilir biri olarak göstermek zaten bana göre yanlış olurdu. Bu filmde oynamak çok eğlenceliydi ve çok hoşuma gitti. Müthiş güzel bir deneyim oldu.
Bir çekimi iyi bir deneyim yapan şeyler nedir?
Net amaçlar, iyi hikaye, dost canlısı çalışanlar, iyi hava, iyi at, bunların hepsi vardı. Jon, trafik ve zamanı çok iyi yönetiyor, son derece sabırlı. Bence her filmin kendi kaderi var. Seyirci açısından da filmin iyi bir deneyim olacağını umuyorum.
n Bu filmin tonunun doğru olması ne kadar önemliydi?
Bu tür bir filmde, filmin tonu çok önemli ve her şey yönetmenin elinde. Bir aktör olarak filme kendi anlayışınızı katabilirsiniz. Ancak filmin genel tonunu, farklı amaçları olan aktörlerin birlikte çalışma tarzını belirleyen kişi yönetmen. Bu film esasen kovboy filmi olarak başlıyor ve sonra uzaylılar çıkagelince ortalık karışıyor. Ansızın farklı bir filme dönüşseydi bence büyük hata olurdu. Filmdeki insani deneyim, kovboy filmi bağlamında. Uzaylılar geldikten ve ne kadar eğlenceli olabildiklerini gösterdikten sonra bile filmin tarzını sürdürmesi gerekiyor.
Farklı bir karakter oynadığınızı söylediniz. Bu özgürleştirici bir deneyim mi?
O kesinlikle daha önce oynamadığım türden bir karakter. Yaşadığı zorlu çevresinin bir ürünü ve kimseye açıklama ya da özür borcu yok. Yine de bu tür bir rolde çok serbest davranıp ucuz numaralara başvurmamalısınız. Sonuçta konudan uzaklaşma ve sapma tehlikesi söz konusu.
Zorlu bir arazide at bindiniz. Rolün fiziksel yönlerinden keyif aldınız mı?
Plato yerine dışarıda çekim yapmak çok daha eğlenceli oluyor. Bu filmde çoğu zaman dışarıdaydık. Hava koşulları belliydi ve bir kovboy filminde olması gerektiği gibiydi. Başlarda filmi 3 boyutlu mu çeksek diye bir tartışma oldu ancak kesinlikle karşı çıktık.
Neden?
Sonuçta Jon da aynı nedenden dolayı bunu istemedi. Bir kovboy filminde fiziksel bir bağlam olmasını istersiniz. Vahşi Batı’da, o tarihi dönemde her zaman doğal koşulların insafına kalmış durumdasınızdır. O hikayeleri bana göre yerinde görmemiz gerekiyordu. Orası içgüdülerinize göre yaşayacağınız, doğanın sizi yenebileceği türden bir yer. Ve anamorfik lensler kullanınca, arazi filmdeki karakterlerden biri haline geliyor.
3 boyutlu çekim, sizi o dünyadan koparır mıydı?
Evet. Sizi bir kutuya sıkıştırır. Ayrıca teknoloji kullanımının sıkıntılarından biri, kamera için hareket etmeniz. Aksiyonu ön plana taşımanız gereken yerler oluyor ve bunlar zırva ve yapay.
Biniciliği genç bir aktörken mi öğrendiniz?
Hayır, işten ayrı öğrendiğim bir şey. Çocukluğumun bir parçası. Aile olarak tatile çıktığımızda farklı yerlere giderdik. O günlerde at binmek gençler arasında çok yaygındı. Bir ara Wyoming’de arazi aldım ve etrafta dolaşmak için at binmeye başladım. Çalışır durumda bir çiftlikti. 25 yıl boyunca at sahibi oldum ve at binmek bana her zaman keyif verdi.