Yeliz Aras Çelikel

Yeliz Aras Çelikel

yeliz.aras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Uzun bir ara verdiği radyo programcılığına yeniden başlayan Jale Şengün, ilk özel radyoların kurulduğu zamandan beri mikrofonla tanışıyor. Hâlâ İlk anonsundaki heyecanını, hevesini her radyo programında yaşıyor. 15 yıldır medya dünyasında yer alan radyoculuğun yanında televizyon programlarıyla da tanıdığımız Şengün, ekranlardan ve mikrofonlardan uzak kaldığı zamanlarda “Hayatımda kendime ikinci bir şans tanıdım” diyerek hayallerini gerçekleştirdi ve ikinci üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Beş sene ara verdi, ama radyoculuk özleminin içini sarmasıyla birlikte Alem FM’de Jale Devri adını verdiği programında dinleyenleriyle hasret gidermeye başladı. Jale Şengün, uzun hafta sonu kahvaltılarınıza konuk oluyor, şen kahkahaları ve sohbetiyle sofralarınızı renklendiriyor. Jale Şengün’le Jale Devri Cumartesi 10.00 - 14.00, Pazar günleri 10.00 - 12.00 arasında özlediği dinleyenlerini Alem FM’e bekliyor.

Haberin Devamı

TELEVİZYON EKRANLARINDAN DA TANIDIĞIMIZ RADYOCU JALE ŞENGÜN, UZUN BİR ARANIN ARDINDAN YİNE ALEM FM’DE MİKROFONLARIN BAŞINA GEÇTİ. ŞENGÜN, ”RADYOYU ÇOK ÖZLEMİŞİM, İLK ANONSUMDA GÖZLERİM DOLDU” DEDİ

Alem’de  ‘Jale devri’

Medyanın birçok alanında çalıştınız...
Evet, medyanın bütün alanlarında çalıştım. Gazetecilik, radyoculuk, sunuculuk yaptım. Hep farklı şeyler yapma hayalim vardı. Birçok radyoda çalıştım, ardından televizyon programına başladım.
Televizyon programları da yaptınız, sizce hangisi daha keyifli?
Radyonun sıcaklığı televizyondan daha farklı, dinleyicisi de öyle. Radyoda insanlar hayal gücünü daha çok kullanıyor. İstediğiniz tabloyu çizebiliyorsunuz. Radyo dinleyicisi, televizyon izleyicisinden daha sadık ve katılımcı.

Alem’de  ‘Jale devri’

Alem FM’deki programınız ‘Jale Devri’nde neler var?
Hafta sonu programım. İlk başlarda pazar günleri “Tatil günü kim dinler?” dedim. O vakitler uzun kahvaltılar yapılıyor ve anladım ki o saatin çok dinleyicisi varmış. Ciddi bir kitlem oluştu. Hareketli şarkılara yer veriyoruz, eğlenceli bir program, bol bol gülüyoruz. Haftasonu havasını yansıtıyoruz.
Nasıl bir ön hazırlık yapıyorsunuz programlara?
Bir hafta öncesinden genel hazırlıklarımı yapıyorum, konuşacaklarımı belirliyorum. Kendi hayatımdan kesitlere yer veriyorum. Asla metin okumuyorum, ben bant yayını bile yapamıyorum. Bir kere denedik, ama teknikteki arkadaşlar bıkmıştır! O havayı bulamıyorum. Canlı yayında şıkır şıkırım.
Radyoya epey bir uzak kaldınız, o dönemlerde neler yaptınız?
Hayatıma ikinci bir şans tanıdım. Çok istediğim Hukuk Fakültesi’ni bitirdim ve her şeyi bıraktım o ara. Televizyon piyasası ve insanlar yormuştu. Hem kendimi ve yüzümü dinlendirdim, hem de idealimi yaptım. Sonra İçimde bir şeyler kıpırdadı ve radyoya geri döndüm. Çok özlemişim, ilk anonsumda gözlerim doldu. Radyo başka bir şey arkadaşlarıma sesleniyormuşum gibi.
Radyoda ilk yaptığınız anonsunuzu hatırlıyor musunuz? Heyacanlı mıydınız?
Yaprak gibi titriyordum, sadece “Merhaba ben Jale Şengün” diyebildim. Çok kısa sürdü, ama büyük bir heyecan ve haz veriyor bu basit cümle bile.
Radyocu adaylarına nasıl önerileriniz olur?
Çok iyi arşivci olmaları lazım. Çok fazla malzeme bulmalılar, çünkü; program süreleri uzun...
Eveeettt, diye başlayıp sadece şarkı ismine yönelik anons yapmanızın hiçbir anlamı yok. Dinleyicinin ilgisini çekmelisiniz. Çok fazla okumalısınız. Düzgün Türkçeyle konuşmalısınız.
‘Kötü’ dediğiniz bir anons örneği verebilir misiniz?
“Evettt sizin de aşkınızı çöpçüler süpürmesin ve şimdi Erkin Koray’dan Çöpçüler.” Bu bir anons değil!

“Radyoculuk akıllı işi değil, enteresan meslek”
Sizce Radyoculuğun da bir meslek olduğu artık anlaşıldı mı?
Biz başladığımızda kimse işi bilmiyordu, ama şimdi hepsi birer isim oldu. Farklarını ortaya koydular, kendilerini yetiştirdiler. Radyo programcısı diye bir meslek var. İş basit değil, ben de yaparım diye basit düşünülüyor.
Stüdyonun içinde duvara karşı, tek başına program yapıyorsunuz. Kimse yok, birçok insan varmışçasına... Akıllı işi değil, enteresan bir meslek. Dümdüz bir duvar karşınızda, onu ağlatmaya ve güldürmeye çalışıyorsunuz. Dinleyici mesajlarından anlıyorsunuz yalnız olmadığınızı. Ayrıca çok zevkli bir şey.

Haberin Devamı

“Sabah programlarında işin kolayına kaçılıyor, kavga gürültü hâkim”
Sesinizin güzel olduğunu duyduk, albüm çalışması gibi bir idealiniz var mı?
Olmadı bir türlü, çok nitelikli bir işe sıcak bakabilirim. Batı müziğini seviyorum. Popüler müziğin kalitelisini dinliyorum. Candan Erçetin, Leman Sam’ın tarzında bir şey olursa, tamamen zevkim için, bu tarzlarda bir proje gelirse hayata geçiririm. Şimdilik vokal yaparak kendimi tatmin ediyorum.
Televizyonda ilk sabah programı yapan biri olarak, şu anda televizyonlardaki sabah programlarını nasıl buluyorsunuz?
Bir zamanlar yaptığım bir röportajda bu anlamda Türk halkından onlar adına özür dilemiştim. Sabah programlarının çok içi boşaltıldı. Program içeriğinde kavga gürültü ya da sansasyonlar hâkim. Nitelikli şeyler yapılabilir. Türk milleti zekidir. Zekice bir şeyler verirseniz seyredecekler. İşin kolayına kaçılıyor. Emek harcanmadan yapılıyor, içi dolu olmalı.